bitterdocuk
"Doch dem Pumuckl war das auch nicht recht, vor allem deshalb, weil auf gleicher Höhe ein anderes Schiff schnell an ihnen vorbeizog" bu cümlede "vor allem deshalb" ile yazar ne demek istemiş anlayamadım, yardımcı olabilecek olan var mı?
"Doch dem Pumuckl war das auch nicht recht, vor allem deshalb, weil auf gleicher Höhe ein anderes Schiff schnell an ihnen vorbeizog" bu cümlede "vor allem deshalb" ile yazar ne demek istemiş anlayamadım, yardımcı olabilecek olan var mı?
0
tuhaf sorular soruyorum ben
Buyuk cikmazdayim, hizlica ozetleyeyim:Gecen yaz evlenecektik, ben onceki isimden ayrildim, hadi dedik bir sure erteleyelim. Ben 3 ay kadar issiz kaldim, sonra simdiki isime girdim. Eski isime gore %60 daha iyi kazaniyorum, tabi bu duruma cok sevindik, ilk zamanlar benim de keyfim yerindeydi, lakin
Buyuk cikmazdayim, hizlica ozetleyeyim:
Gecen yaz evlenecektik, ben onceki isimden ayrildim, hadi dedik bir sure erteleyelim. Ben 3 ay kadar issiz kaldim, sonra simdiki isime girdim. Eski isime gore %60 daha iyi kazaniyorum, tabi bu duruma cok sevindik, ilk zamanlar benim de keyfim yerindeydi, lakin su an is yerindekileri bogacak kadar sinirliyim. Toplantilarda falan "hassiktirin lan oradan" dememek icin zor tutuyorum kendimi. Cok zor tutuyorum hem de, girtlagima kadar geldi. Ama bir yerde isi de birakamiyorum cunku bu yaza yine plan yapmaya basladik. Bu durumu kiz arkadasimla da konusuyorum fakat ne kadar da olsa buruluyor biraz. Istiyor ki ben burada kalayim, hem fena da kazanmiyorum, hem de dugun bir yaz daha ertelenmesin.
Gel gelelim ben boyle nasil yasayacagim bilmiyorum, sinir hastasi ve egolu adamlarla beraberim, yapim geregi laf soylenmesine falan gelemiyorum. 30 tane is veriliyor bir saat sonra fircayla karisik "ne oldu isler?" deniyor falan. Her gun mutlaka firca yiyorum, ama ortalamanin biraz uzerinde kazaniyorum. Eve geliyorum sinirden yarim uyuyorum falan, tuhaf bir durum iste.
Isten cikarsam bu maasa cok zor is bulurum, isten cikarsam bizim is baska bahara kalir. Isten cikarsam huzurumuz bozulur.
Iste kalirsam kazanirim, iste kalirsam yaza evleniriz, borca bile girebilirim fakat sinir hastasi da olabilirim.
En kotu senaryo; biz evleniriz ve ben isten cikarim. O zaman tersten gorurum iste ebeminkini. Hele bir de issiz kalirsam falan cekilecek adam olmuyorum. Diger turlu keyifli bir kisi oldugumu dusunuyorum.
Objektif olarak, empatik olarak yorumlar misiniz siz olsaniz ne yaparsiniz?
Not: tikler birazdan gelecek.
Gecen yaz evlenecektik, ben onceki isimden ayrildim, hadi dedik bir sure erteleyelim. Ben 3 ay kadar issiz kaldim, sonra simdiki isime girdim. Eski isime gore %60 daha iyi kazaniyorum, tabi bu duruma cok sevindik, ilk zamanlar benim de keyfim yerindeydi, lakin su an is yerindekileri bogacak kadar sinirliyim. Toplantilarda falan "hassiktirin lan oradan" dememek icin zor tutuyorum kendimi. Cok zor tutuyorum hem de, girtlagima kadar geldi. Ama bir yerde isi de birakamiyorum cunku bu yaza yine plan yapmaya basladik. Bu durumu kiz arkadasimla da konusuyorum fakat ne kadar da olsa buruluyor biraz. Istiyor ki ben burada kalayim, hem fena da kazanmiyorum, hem de dugun bir yaz daha ertelenmesin.
Gel gelelim ben boyle nasil yasayacagim bilmiyorum, sinir hastasi ve egolu adamlarla beraberim, yapim geregi laf soylenmesine falan gelemiyorum. 30 tane is veriliyor bir saat sonra fircayla karisik "ne oldu isler?" deniyor falan. Her gun mutlaka firca yiyorum, ama ortalamanin biraz uzerinde kazaniyorum. Eve geliyorum sinirden yarim uyuyorum falan, tuhaf bir durum iste.
Isten cikarsam bu maasa cok zor is bulurum, isten cikarsam bizim is baska bahara kalir. Isten cikarsam huzurumuz bozulur.
Iste kalirsam kazanirim, iste kalirsam yaza evleniriz, borca bile girebilirim fakat sinir hastasi da olabilirim.
En kotu senaryo; biz evleniriz ve ben isten cikarim. O zaman tersten gorurum iste ebeminkini. Hele bir de issiz kalirsam falan cekilecek adam olmuyorum. Diger turlu keyifli bir kisi oldugumu dusunuyorum.
Objektif olarak, empatik olarak yorumlar misiniz siz olsaniz ne yaparsiniz?
Not: tikler birazdan gelecek.
0
hocam yaş kaç? bence yaşın 35 i aşmamışsa evlilik için acele etme önce işini yoluna koy kafanı rahatlat, işinden memnun değilken sakın evlenme gafletinde bulunma bu sefer hem iş hem evlilik çekilmez hale gelir
0
İşten çıkarım. Mutlu olmadan evlilik yürümez. İş sayesinde evlenirsin iş yüzünden de boşanırsın. Söylüyorum. Zaten kendini attıracaksın ya da istifa edeceksin o kısmından da %100 eminim. Yol yakınken bırak işi. Düğün de ertelenirse ertelensin. Birliktesiniz kimse kaçmıyor. Büyükleri anneyi babayı arkadaşları falan tamamen boşver onlar evlenmiyor sen evleniyorsun. Senin durumunu sen biliyorsun onlar değil.
0
işinden nefret ediyorsun,ileri de evlenince işin tüm stresini evde çıkaracaksın.aranız haliyle gerilecek.yeni iş bul ve işten çık bence.yeni iş bulmadan evlenmen kötü olur gibi.ya da işi sadece para kazanmak için yaptıgını hatırla ve sinirlerini yıpratmanın ne kadaar gereksiz olduğunu düşün.
babacığının şirketi mi sana ne ?:)
babacığının şirketi mi sana ne ?:)
0
hoff vakti zamanında biz o hatayı yapmıştık. 4-5 yıldır birlikteydik; evlenelim de evlenelim, evlenelim de evlenelim, sanki kaçıyoruz :D eşimin baya borcu vardı o zamanlar, ödenmeyecek gibi değildi ama zaman lazımdı. e malum bir de deli gibi masraf olacak düğün için. çok uyardılar bizi büyüklerimiz, bu kadar durdunuz az daha duruverin, bari 1 yıl daha sıkın dişinizi vs. dinlemedik, ailelerden alabildiğimiz desteği aldık ama yine de bir dolu borçla evlendik (hala o paralar nerelere, niye gitti anlayamayız, düşünsen de cidden anlaşılmıyor çünkü) direkt bok yemişiz. ilk bir yılımız hayatın, geçinmenin, ev geçindirmenin gerçekten ne kadar zor ve pahalı olduğunu idrak edip sıçışlar modunda geçmişti. yıllardır etmediğimiz en salak-saçma kavgaları ettik, yıllardır alıştığımız standartları terkettik, çook daha fazla çalıştık, çalışmaktan evliliği unuttuk. birbirimizle mutluyduk ama borçla yaşamanın verdiği bir o kadar da huzursuzluk vardı. bla bla bla...
demem o ki; gerçekten kafanız rahat, cüzdanınız düzgün, içiniz rahat olmadıkça evlenmeyin. şimdi belki bir yıl huzursuz olursunuz ama en azından evliliğiniz en güzel dönemi cicim aylarınız bok gibi geçmez.
demem o ki; gerçekten kafanız rahat, cüzdanınız düzgün, içiniz rahat olmadıkça evlenmeyin. şimdi belki bir yıl huzursuz olursunuz ama en azından evliliğiniz en güzel dönemi cicim aylarınız bok gibi geçmez.
0
@kerbee
hocam evlenmeden önce hiç ev geçindirmediniz mi?
yani ben kendi adıma 14'ümden beri çoğunlukla aileden ayrı yaşıyorum da sizin yazdığınız tarzda şeyleri okuyunca uzaylı gibi hissediyorum.
(evimdeyim evlenecek olsam bi bulaşık makinem eksik ama çeyizlik takımlar değil normal eşyalar illa çeyizlik olsun diye de hiç birşey almayı düşünmüyorum) ha düşünmüyorum derken, ben düşünmüyorsam da hiç bir kuvvet aldıramaz, tasdik edilmiştir...
ne yapıyorsunuz da bu kadar borç oluyor ben anlamıyorum. çırağan'da düğün maldivlerde balayı mı??
senede en az 30 düğün yaparız biz, benim etrafımda evlenenlerin hepsi düğünde takılan parayı eve peşinat veriyor, 4-5 senede ev sahibi oluyor bırakın borçlu olmayı.
valla anlamadım gitti.
soruya cvp:
32 yaşındasınız kız arkadaşını da 30 filansa ve de siz 3-5-8 senedir birlikteyseniz. hiç kusura bakmayın da evlenecekseniz evlenin artık. nereye kadar bir düzen kurmayacak nereye kadar iş(maaş beğenmeyecek nereye kadar böyle gideceksiniz. ve o kız sabır taşı mı?
hocam evlenmeden önce hiç ev geçindirmediniz mi?
yani ben kendi adıma 14'ümden beri çoğunlukla aileden ayrı yaşıyorum da sizin yazdığınız tarzda şeyleri okuyunca uzaylı gibi hissediyorum.
(evimdeyim evlenecek olsam bi bulaşık makinem eksik ama çeyizlik takımlar değil normal eşyalar illa çeyizlik olsun diye de hiç birşey almayı düşünmüyorum) ha düşünmüyorum derken, ben düşünmüyorsam da hiç bir kuvvet aldıramaz, tasdik edilmiştir...
ne yapıyorsunuz da bu kadar borç oluyor ben anlamıyorum. çırağan'da düğün maldivlerde balayı mı??
senede en az 30 düğün yaparız biz, benim etrafımda evlenenlerin hepsi düğünde takılan parayı eve peşinat veriyor, 4-5 senede ev sahibi oluyor bırakın borçlu olmayı.
valla anlamadım gitti.
soruya cvp:
32 yaşındasınız kız arkadaşını da 30 filansa ve de siz 3-5-8 senedir birlikteyseniz. hiç kusura bakmayın da evlenecekseniz evlenin artık. nereye kadar bir düzen kurmayacak nereye kadar iş(maaş beğenmeyecek nereye kadar böyle gideceksiniz. ve o kız sabır taşı mı?
0
@niye ama; hayır, ikimiz de ev geçindirmemiştik. yüksek lisanslar dahil okuduk, daha doğrusu aileler okuttu tabi. sonra iş kurduk, borcumuzun çoğu ondan ve ikimizin de aldığı burslardandı. sizi anlıyorum ama bana da 14 yaşından beri aileden ayrı yaşayıp ev geçindirmek garip geldi. olabilir. neyse, bizim hiç ayrı evimiz olmadığı için sıfırdan da ev kurduk sonuçta. bunlar eskidendi tabi, şimdi borcumuz yok, evimiz de var çok şükür. ama birdenbire sıfırdan ev kurmak başlıbaşına masraf olmuştu. tabi burada en önemli etken insanların standartları. ne kadar yüksek, o kadar masraf. sizin bekar evinize gelin/damat gelecek birini bulabilmeniz sizin şansınız olur tabi. konu dağıldı, üzgünüm ama ne bileyim bizim çevremizde de genelde böyle oldu hep durumlar.
0
@ kerbee ben kadın tarafıyım zaten :) ben de yükseği doktorayı yaptım (gerçi bunu bıraktım) ben de iş kurdum, ailem okutmadı yalnız o fark var. hayata erken atıldım sanırım, hiç şımartan olmadı belki kısaca şöyle demeli: bu yaşa kadar ne yaptığınıza ve evlilikte ne umduğunuza bağlı.
bekar evine gelsin demiyorum zeten yavv ki bütün beyaz eşyalarım koltuk takımlarım vs 0 yahu hem kaç paralık şeyler zaten :) ama misal ben evlenecek olsam borçsuz evlenebilirim çünkü uçmam 5 bin liralık gelinlik giymem. standardım düşük olduğundan da değil hakketen ne gerek var diye düşündüğümden. Ha erkek tarafı da aynı parayı koysa ev de alabiliriz. Bir de düğünün bizim kültürümüzde abartıldığını düşünüyorum yeterince gezdim tozdum, misal ne b.k var balayında bilmiyorum..aman o eksik kaldı demem ucuz mevsimde başka yere giderim vs kafam farklı benim galiba zaten eşya meraklısı değilim.
neyse, @tuhaf sorular soruyorum ben; siz nasıl bir düğün hedefliyorsunuz ya da yapmak durumundasınız, evlenirken "e ama gelin evi" diyerekten iğneden ipliğe almak zorunda mısınız. en önemlisi hiç ev geçindirdiniz mi???? bence önemli noktalar bunlar.
bekar evine gelsin demiyorum zeten yavv ki bütün beyaz eşyalarım koltuk takımlarım vs 0 yahu hem kaç paralık şeyler zaten :) ama misal ben evlenecek olsam borçsuz evlenebilirim çünkü uçmam 5 bin liralık gelinlik giymem. standardım düşük olduğundan da değil hakketen ne gerek var diye düşündüğümden. Ha erkek tarafı da aynı parayı koysa ev de alabiliriz. Bir de düğünün bizim kültürümüzde abartıldığını düşünüyorum yeterince gezdim tozdum, misal ne b.k var balayında bilmiyorum..aman o eksik kaldı demem ucuz mevsimde başka yere giderim vs kafam farklı benim galiba zaten eşya meraklısı değilim.
neyse, @tuhaf sorular soruyorum ben; siz nasıl bir düğün hedefliyorsunuz ya da yapmak durumundasınız, evlenirken "e ama gelin evi" diyerekten iğneden ipliğe almak zorunda mısınız. en önemlisi hiç ev geçindirdiniz mi???? bence önemli noktalar bunlar.
0
@niye ama sana % 100 katılıyorum.
İşinizde mutlu değilseniz ilerde evlenince özel hayatınıza da yansıyacaktır. İşinizin parası çok iyiyse de bu kadar iş için strese katlanmamalısınız bence. Zamanında benim de böyle hayatımı zehreden bi işim vardı kurtuldum ; yeni bir iş bulamam sanıyordum daha iyisini de buldum allaha şükür.Kız arkadaşını da çok seviyormuşsun ne güzel , o da seni seviyorsa senin işinin seni yorduğunu , strese soktuğunu, mutsuz ettiğini görüyorsa parası daha az olsa da sevebileceğin farklı bir iş bulman için sana destek olması gerekir diye düşünüyorum. Birbirinizi çok seviyorsanız züğürt züğürt evlenin yine ne olcak ki ? Yeter ki tembel olmayın, severek yapabildiğiniz bir işiniz uğraşınız olsun.
Ben şöyle düşünüyorum yanında sevdiğin huzur bulduğun insan varsa,hayatını onunla geçirebileceğine inanıyorsan her şeyin bir anda olmasına gerek yok, evlenmek için de bunları dert etmeye gerek yok. İnsanlar evlenirken büyük büyük borçlar altına neden girer ki, varsın evlenince evin,eşyan şuyun buyun olmasın bunların ne önemi var ? Zamanla yavaş yavaş tamamlanır bu tür şeyler , çok poliyannacı gibi düşünüyor gelebilirim çoğu insana ama hakkaten öyle düşünüyorum. Yanında huzur bulduğum sevdiceğimle evlenmeye karar versek ikinci el eşyalarımla aynı şekilde öğrenci gibi yaşamaya devam ederim, parayı eşyayı dert edip daha iyisi olacak diye stres altına girip hayatımı sevgimizi zehretmek istemem. Aşk, birliktelik, sadakat hepsinden önce gelmeli, geçinmek için tabiki az da olsa para kazanmak gerekli ama illaki evlenirken her şeyiniz olacak diye bir şey yok ,bunları da dert edip evlenmeyi ertelemeye de gerek yok. Birlikte sevgi ve saygı içinde yaşadığınız sürece hiçbir şeyiniz yokken evlenseniz de zamanla her şeye sahip olursunuz.
İşinizde mutlu değilseniz ilerde evlenince özel hayatınıza da yansıyacaktır. İşinizin parası çok iyiyse de bu kadar iş için strese katlanmamalısınız bence. Zamanında benim de böyle hayatımı zehreden bi işim vardı kurtuldum ; yeni bir iş bulamam sanıyordum daha iyisini de buldum allaha şükür.Kız arkadaşını da çok seviyormuşsun ne güzel , o da seni seviyorsa senin işinin seni yorduğunu , strese soktuğunu, mutsuz ettiğini görüyorsa parası daha az olsa da sevebileceğin farklı bir iş bulman için sana destek olması gerekir diye düşünüyorum. Birbirinizi çok seviyorsanız züğürt züğürt evlenin yine ne olcak ki ? Yeter ki tembel olmayın, severek yapabildiğiniz bir işiniz uğraşınız olsun.
Ben şöyle düşünüyorum yanında sevdiğin huzur bulduğun insan varsa,hayatını onunla geçirebileceğine inanıyorsan her şeyin bir anda olmasına gerek yok, evlenmek için de bunları dert etmeye gerek yok. İnsanlar evlenirken büyük büyük borçlar altına neden girer ki, varsın evlenince evin,eşyan şuyun buyun olmasın bunların ne önemi var ? Zamanla yavaş yavaş tamamlanır bu tür şeyler , çok poliyannacı gibi düşünüyor gelebilirim çoğu insana ama hakkaten öyle düşünüyorum. Yanında huzur bulduğum sevdiceğimle evlenmeye karar versek ikinci el eşyalarımla aynı şekilde öğrenci gibi yaşamaya devam ederim, parayı eşyayı dert edip daha iyisi olacak diye stres altına girip hayatımı sevgimizi zehretmek istemem. Aşk, birliktelik, sadakat hepsinden önce gelmeli, geçinmek için tabiki az da olsa para kazanmak gerekli ama illaki evlenirken her şeyiniz olacak diye bir şey yok ,bunları da dert edip evlenmeyi ertelemeye de gerek yok. Birlikte sevgi ve saygı içinde yaşadığınız sürece hiçbir şeyiniz yokken evlenseniz de zamanla her şeye sahip olursunuz.
0
bak bunu kimse yapmaz sana hayatın sırrını vereyim:)
kız arkadaşından mutlu değilse ayrıl ama ayrılmadan önce diğerini bulmuş ol.
işinden mutlu değilsen ayrıl ama ayrılmadan önce diğer işini bul.
arkadaş çevrenden mutlu değilsen ayrıl, ayrılmadan önce başka arkadaş bulmaya kasmana gerek yok!
kız arkadaşından mutlu değilse ayrıl ama ayrılmadan önce diğerini bulmuş ol.
işinden mutlu değilsen ayrıl ama ayrılmadan önce diğer işini bul.
arkadaş çevrenden mutlu değilsen ayrıl, ayrılmadan önce başka arkadaş bulmaya kasmana gerek yok!
0
shubulubapshubaptishaluva
selamsbir okuldan yök ilanıdır, mülakattır, yazılıdır bi dolu basamağı geçip, 10 kişilik bir grubun arasından tek asil olarak seçilmişim. dün gece açıkladılar sitede sonucu.ama aklım cumaya kadar açıklanacak olan bir başka üniversitenin öğretim görevlisi kadrosunda. ya ben şimdi kazandığım ar.gör. k
selams
bir okuldan yök ilanıdır, mülakattır, yazılıdır bi dolu basamağı geçip, 10 kişilik bir grubun arasından tek asil olarak seçilmişim. dün gece açıkladılar sitede sonucu.ama aklım cumaya kadar açıklanacak olan bir başka üniversitenin öğretim görevlisi kadrosunda.
ya ben şimdi kazandığım ar.gör. kadrosu için insan kaynaklarıyla görüştüm ve dediler ki evrağınızı yöke gönderip koşulları sağlamanız durumunda size biz haber vereceğiz. lablarınızı görmek istiyorum ve ücret konusunda bilgilendirilmeye ihtiyacım var dedim. önümüzdeki haftadan önce bilgi veremeyiz dediler.
dedim ki bir başka yerden teklif aldım, ancak sizde çalışmak istiyorum. fakat taktir edersiniz ki laboratuvarlarınızı görmeden buna karar veremiyorum. lütfen cuma gününden önce bana bir geri dönüşte bulunur musunuz? tamam, dedi görevli personel, numaramı ve adımı aldı, bilmemkim beye durumumu ileteceğini bana geri döneceklerini söylediler. sizce başka teklif aldım diyerek ve ücret sorarak yanlış mı yaptım. asil kazanan tek ben varım, bir de yedek var. resmi olarak hakkımı belirli bir günden önce başkalarına devretmemeleri gibi bir kural var değil mi benim alehime?
edit: fak. aradılar ve başka teklif olduğunu duyunca yarına kadar bizi arayın, çünkü diğer adaya dönelim bizi seçmeyecekseniz dediler.
keyfi olarak ben cumaya kadar karar süresi istiyorum dersem benim hakkımı diğer kıza devredebilirler mi?
bir okuldan yök ilanıdır, mülakattır, yazılıdır bi dolu basamağı geçip, 10 kişilik bir grubun arasından tek asil olarak seçilmişim. dün gece açıkladılar sitede sonucu.ama aklım cumaya kadar açıklanacak olan bir başka üniversitenin öğretim görevlisi kadrosunda.
ya ben şimdi kazandığım ar.gör. kadrosu için insan kaynaklarıyla görüştüm ve dediler ki evrağınızı yöke gönderip koşulları sağlamanız durumunda size biz haber vereceğiz. lablarınızı görmek istiyorum ve ücret konusunda bilgilendirilmeye ihtiyacım var dedim. önümüzdeki haftadan önce bilgi veremeyiz dediler.
dedim ki bir başka yerden teklif aldım, ancak sizde çalışmak istiyorum. fakat taktir edersiniz ki laboratuvarlarınızı görmeden buna karar veremiyorum. lütfen cuma gününden önce bana bir geri dönüşte bulunur musunuz? tamam, dedi görevli personel, numaramı ve adımı aldı, bilmemkim beye durumumu ileteceğini bana geri döneceklerini söylediler. sizce başka teklif aldım diyerek ve ücret sorarak yanlış mı yaptım. asil kazanan tek ben varım, bir de yedek var. resmi olarak hakkımı belirli bir günden önce başkalarına devretmemeleri gibi bir kural var değil mi benim alehime?
edit: fak. aradılar ve başka teklif olduğunu duyunca yarına kadar bizi arayın, çünkü diğer adaya dönelim bizi seçmeyecekseniz dediler.
keyfi olarak ben cumaya kadar karar süresi istiyorum dersem benim hakkımı diğer kıza devredebilirler mi?
0
abi devlet işinde böyle bir durum yok, sen biraz yanlış gelmişsin. yani ücret teklifi falan.
tatavayı bırakıp öneri: evraklarını ver, diğer yeri seçmek istediğin noktada istifayı bas geç.
tatavayı bırakıp öneri: evraklarını ver, diğer yeri seçmek istediğin noktada istifayı bas geç.
0
asilli yedekli durumlarda son başvuru tarihi mutlaka vardır, o tarihe kadar bekleme hakkınız doğal olarak var, kafanızdaki soruları sorarak yanlış yapmamışsınız, ki ücret belli zaten, teklif falan olmaz, arş. gör. ne alıyorsa siz de o rakamı alacaksınız.
ek: istifa durumları o kadar basit olamayabilir, arş. gör.ler koşullu alınıyor çoğunlukla.
ve evet @cosmicstring'in dediği gibi o laftan sonra işe girerseniz garanti baskı veya umursanmama göreceksiniz.
ek: istifa durumları o kadar basit olamayabilir, arş. gör.ler koşullu alınıyor çoğunlukla.
ve evet @cosmicstring'in dediği gibi o laftan sonra işe girerseniz garanti baskı veya umursanmama göreceksiniz.
0
abii nasıl ya? ama özel okul burası. diğer yer de özel okul. ve ben zaten lisansı da yükseği de özel okulda yaptım. nasıl böyle bir hakkım olmaz? sevdiğimin yök'üyle de konuştum. geri dönüş için beni sıkıştırıyorlar bana bir süre tanımaları gerekmez mi diye, bunu okullara bıraktık onlar ilgileniyor dediler. ulan dedim(evet yökü arayıp ulan dedim) beni koruyan hiç bir kuralınız yok mu? bu okullar bana bir karar süresi tanımadan hakkımı elimden alabilir mi, bana bilmem kaç gün(5 0lsun 10 olsun) süre tanımaları gerekmez mi? yok dedi, biz ilgilenmiyoruz. oldu dedim amk. of.
@eksi sozluk e bir daha geldim evrağı ver diyorsun.. vazgeçince ne olur? dur bakalım, bugn gelin lablarımızı görün dediler. gelemem yarın geleyim dedim. tamam dediler, sonra sonuç bekliyorlar. vay amk. vazgeçince iyice boka sarmasın, bizi yarı yolda koydunuz diye.. of. ben başka yerde de hocaya sizle yüksek yapayım dediydim, hayecana gelip öğrenci şartlarına benim bölümü de yazmış bana sormadan. ben düşüncem diyince ağzıma sıçmıştı soluksuz 15 dk telefonda. hiç mi akıllanmaz bi insan. fak
@comicstring ya öyle başlamadım konuşmaya, sizin dediğiniz gibi girdiydim. kadın bana haftaya biz sizi arıycaz,o zamana kadar bişey diyemem bilgi veremem labları gösteremem diyince(çok bi bok var sank ilablarında) öyle demiş bulundum. cibiliyetimi..
of çok sinirlendim
çok yanlış yapmışsın mal mısından ileri tavsiye verebilecek yok mu acep?
@eksi sozluk e bir daha geldim evrağı ver diyorsun.. vazgeçince ne olur? dur bakalım, bugn gelin lablarımızı görün dediler. gelemem yarın geleyim dedim. tamam dediler, sonra sonuç bekliyorlar. vay amk. vazgeçince iyice boka sarmasın, bizi yarı yolda koydunuz diye.. of. ben başka yerde de hocaya sizle yüksek yapayım dediydim, hayecana gelip öğrenci şartlarına benim bölümü de yazmış bana sormadan. ben düşüncem diyince ağzıma sıçmıştı soluksuz 15 dk telefonda. hiç mi akıllanmaz bi insan. fak
@comicstring ya öyle başlamadım konuşmaya, sizin dediğiniz gibi girdiydim. kadın bana haftaya biz sizi arıycaz,o zamana kadar bişey diyemem bilgi veremem labları gösteremem diyince(çok bi bok var sank ilablarında) öyle demiş bulundum. cibiliyetimi..
of çok sinirlendim
çok yanlış yapmışsın mal mısından ileri tavsiye verebilecek yok mu acep?
0
ücret sormak çok komik olmuş gerçekten.
bence zaten en baştan hiç bilmediğiniz bir yere başvurmanız çok ama çok saçma. ayrıca yarına kadar sizden haber beklemeleri çok doğal. zar zor çıkan kadro siz gitmezseniz yanacak. bari haber verin de başka birisini alsınlar.
edit: vakıf üniversitesi olduğunu mesajı gönderdikten sonra yazmışsın.
bence zaten en baştan hiç bilmediğiniz bir yere başvurmanız çok ama çok saçma. ayrıca yarına kadar sizden haber beklemeleri çok doğal. zar zor çıkan kadro siz gitmezseniz yanacak. bari haber verin de başka birisini alsınlar.
edit: vakıf üniversitesi olduğunu mesajı gönderdikten sonra yazmışsın.
0
@uykusunu yakalayan, @marido
bilmediğim yer olması doğal. başvurmadan daha dedim lablarınızı görmek istiyorum arkadaş diye. gelin, kabul edilin, ondan sonra labları görebilirsiniz dediler. benim ne suçum var burada? siz akademik camiada mısınız biliyor musunuz ar.gör maaşları okuldan okula nasıl da oynuyor. 1000i zor göreni var, 1500e burun kıvıranı var. 2200 alan bi enteresan mucize bile gördüm. nasıl sormam? istanbulda yaşıyorum tek başıma. kendimi idame ettirmem lazım. ben de düşündüm önceden göreyim sorayım imkanları diye, bana laf ettiler gelin bakalım önce biz sizi kabul etcek miyiz diye.. of ya
bilmediğim yer olması doğal. başvurmadan daha dedim lablarınızı görmek istiyorum arkadaş diye. gelin, kabul edilin, ondan sonra labları görebilirsiniz dediler. benim ne suçum var burada? siz akademik camiada mısınız biliyor musunuz ar.gör maaşları okuldan okula nasıl da oynuyor. 1000i zor göreni var, 1500e burun kıvıranı var. 2200 alan bi enteresan mucize bile gördüm. nasıl sormam? istanbulda yaşıyorum tek başıma. kendimi idame ettirmem lazım. ben de düşündüm önceden göreyim sorayım imkanları diye, bana laf ettiler gelin bakalım önce biz sizi kabul etcek miyiz diye.. of ya
0
valla 2007'den beri senedir "akademik camia"dayım seni tatmin edecekse?
ben sana yazarken vakıf üniversitesi olduğundan bahsetmemiştin. devlet üniversitesinden kimi 1000 kimi 2000 alıyor diye bir durum olmadığını anlatmaya çalıştım sana.
ben sana yazarken vakıf üniversitesi olduğundan bahsetmemiştin. devlet üniversitesinden kimi 1000 kimi 2000 alıyor diye bir durum olmadığını anlatmaya çalıştım sana.
0
araştırma projelerinde görev alan kişilerler, yök ile bağlantılı olarak arş. gör. kadrosuna giren kişiler arasında fark var, hatta bazen çok fark var; hem çalışma koşulu olarak hem de ücret olarak.
sizin durumda 2000 TL'den aşağı olmayacaktır maaşınız. 1000li, 1500lü maaşlar proje asistanları için.
sizin durumda 2000 TL'den aşağı olmayacaktır maaşınız. 1000li, 1500lü maaşlar proje asistanları için.
0
ben olayı baştan beri takip ediyorum hangi okullar olduğunu bilmesem de diyaliz programıydı biri galiba :)
şimdi bizim alan (genetik) tıp olur -fen fak olur -sağlık enstitüsü olur, temel bilimler olur ortak disiplinlerarası program CS olur, olur da olur bin türlü şey...ücret sormakla iyi etmişsin özel okul, zaten belli değil ne alacağın bir de işte bölümden kaynaklı farklılık çok fazla.
bunu bence bir hukukçuya sorsan daha iyi : asil listesine koydukları kişinin hakkından vazgeçmiş sayılması için bi koşul olmalı..hadi yurtdışındaydın, hastaydın evrak teslim edemedin ne olcak? bunun illa ki makul bi süresi olmalı yoksa mahkemelik olur bu iş o ne öyle koca okul ya evrak getir ya yedeğe veririz diyemez. senin çalışan olarak bi kere alacağın maaşı bilmek istemen en doğal hakkın bunu bile öğrenemedim desen mutlak haklı çıkarsın...
şimdi bizim alan (genetik) tıp olur -fen fak olur -sağlık enstitüsü olur, temel bilimler olur ortak disiplinlerarası program CS olur, olur da olur bin türlü şey...ücret sormakla iyi etmişsin özel okul, zaten belli değil ne alacağın bir de işte bölümden kaynaklı farklılık çok fazla.
bunu bence bir hukukçuya sorsan daha iyi : asil listesine koydukları kişinin hakkından vazgeçmiş sayılması için bi koşul olmalı..hadi yurtdışındaydın, hastaydın evrak teslim edemedin ne olcak? bunun illa ki makul bi süresi olmalı yoksa mahkemelik olur bu iş o ne öyle koca okul ya evrak getir ya yedeğe veririz diyemez. senin çalışan olarak bi kere alacağın maaşı bilmek istemen en doğal hakkın bunu bile öğrenemedim desen mutlak haklı çıkarsın...
0
@marido öyle işte ama. dediğim gibi vakıf üni. buralar. ne yapmam gerek bu durumda? ücret lütuf gibi bir şey değil ki .başka şanslarımın da olması niye bu adamları irrite ediyor anlamıyorum. onlara beni nolur alın demedim. üniversitenizin bağlı olduğu hastane benim çalışma alanıma uygun, lab.larınızın gelişmiş olabileceğini düşündüğüm için size gelmek istiyorum dedim. beni doktora dersleri için az zaman vererek zora sokacaklarını onlar da söyledi. kendi doktora programları yok. şimdi saatleri kendim ayarlayabileceğim bir öğr.gör olmak mı, doktora için istanbul içi saatlerle yarışıp koşturacağım bir ar.gör.lüğü mü tercih etmeliydim? siz olsanız ne yapardınız? maaş niye sormayayım ?ar.gör isteyene de soracağım..sigortam servisim yemeğim var mı? zengin değilim ki, ailemle yaşamıyorum ki.. yoksa nasıl karar vereyim? istanbulda 25 yaşında hala yurtta kalmak kolay değil.
0
@niye ama :D bu diyaliz değil ama:) diyaliz olan öğr.gör ve 26sı gibi belli olacak..
0
Vakıf üniversitesi için bir şey diyemem ama çalıştığım süre boyunca kazanıp da gelmeyenler yüzünden bir sürü kadromuz yandı. Vakıf için durum farklı olabilir, istediği zaman tekrar ilan açabilir belki ama devlet üniversitelerinde kadro senede bir ya da iki kere gelir. İtirazım bunaydı.
0
@shubulubapshubaptishaluva ben bilkent mezunuyum öldürseler, nobel alacaksın deseler bilkentte lisansüstü herhangi bir programda bişey yapmam çünkü genetikçilere dilencinin önüne bozukluk atar gibi bi para veriyorlar...
kesinlikle sor görüş, bu senin hakkın, alacağın ücret de tabi ki lütuf değil. adamın asabını bozmasınlar.
ayrıca %101 eminim ilanlarında yok şu kadar günde başvurmayan aday hakkını kaybeder vs gibi bi şart koymamışlardır, yine ne verecekleri konusunda en ufak ipucu yoktur, kısacası en kötü senaryoyu yazdım belki ama hukuken sen haklı çıkarsın ... tabi sert çıkıp, ters düşmek hoş değil böyle olsun istenmez ama laboratuvar gezdirmek, ücreti, sosyal hakları açıklamak da onların sorumluluğu yani herşeyden de kaçamazlar. Sakin sakin çalışacağım yeri ve ücreti bilmek hakkım desturuyla git başka yerden bi daha bahsetme (bundan sonraki işlerin için de aynısı geçerli bazen mülakatlarda bile sorarlar başka yere başvurdun mu diye hiç başlamayacağın yere fantezi olsun diye başvurduysan ayrı tabi). ha bir de her ne kadar özel "üniversite" olsa da bunlar bildiğin özel sektör/kapitalist düzen mantığıyla işliyor. bedava çalışırım desen üste para isterler...öyle yani.
kesinlikle sor görüş, bu senin hakkın, alacağın ücret de tabi ki lütuf değil. adamın asabını bozmasınlar.
ayrıca %101 eminim ilanlarında yok şu kadar günde başvurmayan aday hakkını kaybeder vs gibi bi şart koymamışlardır, yine ne verecekleri konusunda en ufak ipucu yoktur, kısacası en kötü senaryoyu yazdım belki ama hukuken sen haklı çıkarsın ... tabi sert çıkıp, ters düşmek hoş değil böyle olsun istenmez ama laboratuvar gezdirmek, ücreti, sosyal hakları açıklamak da onların sorumluluğu yani herşeyden de kaçamazlar. Sakin sakin çalışacağım yeri ve ücreti bilmek hakkım desturuyla git başka yerden bi daha bahsetme (bundan sonraki işlerin için de aynısı geçerli bazen mülakatlarda bile sorarlar başka yere başvurdun mu diye hiç başlamayacağın yere fantezi olsun diye başvurduysan ayrı tabi). ha bir de her ne kadar özel "üniversite" olsa da bunlar bildiğin özel sektör/kapitalist düzen mantığıyla işliyor. bedava çalışırım desen üste para isterler...öyle yani.
0
neverletyougodown
Zaten bir onlar eksikti dediğinizi duyar gibiyim, bu adamlar istila etmiş la Avrupayı Milano'dan Londra'ya. Türkiye'de niye yoklar? valla ellerinden her iş geliyor dilenciliken, cepçiliğe, apaçilikten, barzoluğa. Bence kürt lobisi izin vermiyor, sizin görüşünüz?
Zaten bir onlar eksikti dediğinizi duyar gibiyim, bu adamlar istila etmiş la Avrupayı Milano'dan Londra'ya. Türkiye'de niye yoklar? valla ellerinden her iş geliyor dilenciliken, cepçiliğe, apaçilikten, barzoluğa. Bence kürt lobisi izin vermiyor, sizin görüşünüz?
0
Çok saçma bir soru, ırkçılığın ne gereği var şimdi?
Ayrıca Londra'da olmaları gayet normal, tıpkı Kıbrıs'lılar gibi malum eski koloni.
Ayrıca Türkiye'ye gelip n'apsınlar Türkiye'deki insanlar kendi karınlarını zor doyuruyorlar hintliler nasıl para - aş bulsun?
Ayrıca Londra'da olmaları gayet normal, tıpkı Kıbrıs'lılar gibi malum eski koloni.
Ayrıca Türkiye'ye gelip n'apsınlar Türkiye'deki insanlar kendi karınlarını zor doyuruyorlar hintliler nasıl para - aş bulsun?
0
ben varım bi kere :P
biz avrupa kadar zengin değiliz, ingilizce bilmekle olmuyor burda, inşaat ya da tarım işçisi lazım bize daha çok bunlardan olabilir.
biz avrupa kadar zengin değiliz, ingilizce bilmekle olmuyor burda, inşaat ya da tarım işçisi lazım bize daha çok bunlardan olabilir.
0
o dalga geötiğin hintliler bugün major yazılım firmalarında ortalığın ..na koyuyorllar.
0
bi kere pek ortaklaşacağımız bişymiz yok.
bildiğim kadarıyla tarihte doğru dürüst bi temasımız yok.
kendinden pay da biçebilrisn, ülkeden bi yere gidecek olsan ve seçme şansın olsa:
- ya en rahat edeceğin yeri seçersin
- ilkinin ihtimali pek yoksa kültürel olarak yakın olabileceğin/yabancılık çekmeyeceğin/hemşehrilerine rastlayabileceğin bi yeri seçersin
değil mi?
onlarla bizim aramızda bu şartlraı pek sağlamıyoruz karşılıklı olarak.
bildiğim kadarıyla tarihte doğru dürüst bi temasımız yok.
kendinden pay da biçebilrisn, ülkeden bi yere gidecek olsan ve seçme şansın olsa:
- ya en rahat edeceğin yeri seçersin
- ilkinin ihtimali pek yoksa kültürel olarak yakın olabileceğin/yabancılık çekmeyeceğin/hemşehrilerine rastlayabileceğin bi yeri seçersin
değil mi?
onlarla bizim aramızda bu şartlraı pek sağlamıyoruz karşılıklı olarak.
0
sadece Avrupa'yı mı?
bizim şirkette 100 kişiysek, bunun 50'si Hintli. geçen bi email geldi bana. CC'de sekiz kişi vardı. Sekizi de Hintli!
Adobe şirketini bildin ni? pdf filan diyosun ya, onu yapan şirket işte. Güncelleme indirdim ve credits bölümüne baktım. Mühendislere şöyle bi baktım. 97 filan mühendis saydım, bunun 50 ya da 60'ı Hintliydi.
Sanırım ermanen'in patronu da Hintli.
Zaten Kuzey Amerika'ya geliyosan, patronun büyük bi ihtimalle, ya Hintli olacak, ya da Çinni...
Türkiye'deki mama yeterince cazip değildir Hintli için. O yüzden gelmiyordur. Ya da henüz Hintli akımı başlamamıştır.
Hindistan şu anda dünyanın 3. büyük ekonomisi. Sen 15-17. gibi bişeysin. Yurtdışına gidebilecek parayı denkleştirebilen Hintli sana niye gelsin? Hindistan 2050'de 7 kat büyüyecek, sen 4 kat büyüyecen. Trendin de iy diil. Yeterince cazip diilsin. Ayrıca Hintlinin en büyük silahı, IT, matematik ve İngilizce. Senin ülkende, IT, matematik ve İngilizcesi iyi olannarın durumu ne?
bizim şirkette 100 kişiysek, bunun 50'si Hintli. geçen bi email geldi bana. CC'de sekiz kişi vardı. Sekizi de Hintli!
Adobe şirketini bildin ni? pdf filan diyosun ya, onu yapan şirket işte. Güncelleme indirdim ve credits bölümüne baktım. Mühendislere şöyle bi baktım. 97 filan mühendis saydım, bunun 50 ya da 60'ı Hintliydi.
Sanırım ermanen'in patronu da Hintli.
Zaten Kuzey Amerika'ya geliyosan, patronun büyük bi ihtimalle, ya Hintli olacak, ya da Çinni...
Türkiye'deki mama yeterince cazip değildir Hintli için. O yüzden gelmiyordur. Ya da henüz Hintli akımı başlamamıştır.
Hindistan şu anda dünyanın 3. büyük ekonomisi. Sen 15-17. gibi bişeysin. Yurtdışına gidebilecek parayı denkleştirebilen Hintli sana niye gelsin? Hindistan 2050'de 7 kat büyüyecek, sen 4 kat büyüyecen. Trendin de iy diil. Yeterince cazip diilsin. Ayrıca Hintlinin en büyük silahı, IT, matematik ve İngilizce. Senin ülkende, IT, matematik ve İngilizcesi iyi olannarın durumu ne?
0
Compadrito haklı. Herifler IT'den inanılmaz yürüdüler, dünyanın dört bir yerinde hintli mühendisler çalışıyor. Özellikle IT ve elektronikte çok güçlüler, dediklerine ben de farklı firmalarda / yerlerde bizzat şahit oldum.
TR ucuz işçilik yapmak için fazla ucuz ve uzak, mesela bi Dubai'ye gitse çok daha fazla para kazanır. E kalifiye eleman için de çok gereksiz bi ülke, malum sebepler. O yüzden gelmemeleri mantıklı.
TR ucuz işçilik yapmak için fazla ucuz ve uzak, mesela bi Dubai'ye gitse çok daha fazla para kazanır. E kalifiye eleman için de çok gereksiz bi ülke, malum sebepler. O yüzden gelmemeleri mantıklı.
0
roket'e ilaveten, şunu da iddia ediyim:
geçennerde şöyle düşündüm: ulan bu Hintliler 1 günlük genel greve gitse ne olur?
Dow Jones endeksi dalışa geçer, yangınlar çıkar, uçaklar düşer, patlamalar olur gibi kıyamet senaryoları belirdi gözümde...
Herşey ellerinde olm! Herşey!!!
geçennerde şöyle düşündüm: ulan bu Hintliler 1 günlük genel greve gitse ne olur?
Dow Jones endeksi dalışa geçer, yangınlar çıkar, uçaklar düşer, patlamalar olur gibi kıyamet senaryoları belirdi gözümde...
Herşey ellerinde olm! Herşey!!!
0
sormayın adamlar çok kalifiye, çok zeki pardon ama verdiğiniz örnekler tüm türk erkekleri de Kıvanç Tatlıtuğ gibidir genellemesi gibi bir şey. Adamlar 2 milyar zaten elbette azınlık kaymak tabaka var. Ben lafa değil cüzdanı korumaya bakarım:)
0
0
Değişik boyutlarda değişik cevaplar var.
IT konusu armağan ve diğerleri +1 (biz yetmiyoruz onlara)
Dilencilik cepçilik barzoluk(anlamını bilmiyorum, iyi bir şey olmasa gerek) yapmak için de binlerce rupi verip buraya gelemezler değil mi?
Ayrıca biz,
tercihimizi pakistan'dan yana yaptık
inek eti tüketiyoruz
onların putlarını bastonla deviren bir ümmetiz, ve onlar bunu unutmuyorlar.
Hindistan bizim için "diğer" kategorisinde işaretlenen bir ülke. Resmi işlemlerin çoğunda listede adının geçtiğini sanmıyorum.
Örneğin nikah işlemlerinde geçmiyor, "diğer" işaretleniyor.
@compadrito, tıp konusunda da çok ilerlediler, biliyorsunuzdur.
IT konusu armağan ve diğerleri +1 (biz yetmiyoruz onlara)
Dilencilik cepçilik barzoluk(anlamını bilmiyorum, iyi bir şey olmasa gerek) yapmak için de binlerce rupi verip buraya gelemezler değil mi?
Ayrıca biz,
tercihimizi pakistan'dan yana yaptık
inek eti tüketiyoruz
onların putlarını bastonla deviren bir ümmetiz, ve onlar bunu unutmuyorlar.
Hindistan bizim için "diğer" kategorisinde işaretlenen bir ülke. Resmi işlemlerin çoğunda listede adının geçtiğini sanmıyorum.
Örneğin nikah işlemlerinde geçmiyor, "diğer" işaretleniyor.
@compadrito, tıp konusunda da çok ilerlediler, biliyorsunuzdur.
0
tirt star
ogrenciler icin uygun fiyatli, bildiginiz otobus sirketlerinin isimlerini yazar misiniz? ecolines ve eurolines buldum bunlarin disinda ariyorum.
ogrenciler icin uygun fiyatli, bildiginiz otobus sirketlerinin isimlerini yazar misiniz?
ecolines ve eurolines buldum bunlarin disinda ariyorum.
ecolines ve eurolines buldum bunlarin disinda ariyorum.
0
bence en uygunu ve asırı rahat olmasıyla en guzelı polskibus'tır.
polonya ve cevredekı bırcok avrupa sehrıne gıdıyor. yalnız polonya dersen baska guzel alternatıfler de var.
orange ways var yine baya uygundu onun fıyatları da.
polonya ve cevredekı bırcok avrupa sehrıne gıdıyor. yalnız polonya dersen baska guzel alternatıfler de var.
orange ways var yine baya uygundu onun fıyatları da.
0
Otobus firmasi degil ama ucuz olmasini istiyorsan carsharing olayina bir bak.
Carpooling ve blablacar olarak iki ayri site var bakabilecegin. Gayet makul ucretler istiyorlar.
Carpooling ve blablacar olarak iki ayri site var bakabilecegin. Gayet makul ucretler istiyorlar.
0
rock n roll
soru başlıkta.
soru başlıkta.
0
rose byrne denilen hatun. arkadaşlar filmde fln rastlayınca beni arıyolar sen çıktın diye.
hatta bir kere facebooka bu kadının fotosunu koymuştum, küpelerin yakışmış falan diye yorum yaptılar ben zannedip.
hatta bir kere facebooka bu kadının fotosunu koymuştum, küpelerin yakışmış falan diye yorum yaptılar ben zannedip.
0
beni çizgi film karakteri olan dora'ya benzetiyorlar ünlü sayılır mı bilmiyorum. diğerlerinin kimlere benzetildiğine baktım da moralim bozuldu.
0
Kimse dalga gecmezse soyluyorum. Kendim benzetmiyorum ama en son kurstan bi cocuk bön bön bakıyordu sonra benle tanisti falan derken kurdugu ilk cumle suydu "Sen DEMET AKALIN'A benziyorsun!!" Kafami siraya koyup agladim. Ondan oncede 2-3 kisi benzetmisti.
O kariya bi tek konusma stilim benziyo, hizli konusuyorum falan cene yapimdan herhalde. Yoksa alakam yok kesinlikle.
Bi de cok alakasizca, Çağla şikel'e ve Cansu Dereye benzeten oldu. Cansuya da benden hoslanan kisi benzetti, çıtayı yukseltti.
Nerde sopar kadinlar varsa beni layik goruyolar.
O kariya bi tek konusma stilim benziyo, hizli konusuyorum falan cene yapimdan herhalde. Yoksa alakam yok kesinlikle.
Bi de cok alakasizca, Çağla şikel'e ve Cansu Dereye benzeten oldu. Cansuya da benden hoslanan kisi benzetti, çıtayı yukseltti.
Nerde sopar kadinlar varsa beni layik goruyolar.
0
ünlü değil de standart sivaslı malatyalı herkese benzetiliyorum :( -sivaslı malatyalı değilim!
3 yaşında veletler bile benzetiyor...Zara'dan tut Göksel'e kadar ne kadar kara kaş kara göz kadın varsa benzeten oldu.
3 yaşında veletler bile benzetiyor...Zara'dan tut Göksel'e kadar ne kadar kara kaş kara göz kadın varsa benzeten oldu.
0
bi kız götüme benziyosun demişti ama allah' ı var götü çok güzeldi. iltifat olarak almıştım.
0
Ben George Clooney'e benzediğimi sanıyodum ama birbirini tanımayan 5 ayrı kişi Mr. Bean'e benzediğimi söyleyince, gerçeklerlen yüzleşmeye karar verdim.
Biri de, biraz Al Pacino'yu andırttırdığımı söyledi ama biraz yağ çekiyodu kaliba...
Biri de, biraz Al Pacino'yu andırttırdığımı söyledi ama biraz yağ çekiyodu kaliba...
0
Bi coklarinin ust komsusu, sira arkadaşi, halasinin gelininin eltisinin biraderine benziyorum aslinda ama bir tane suraya yazacak, sifa niyetine unluye benzeten olmadi. Dertlendim.
0
Till Lindemann'a benzetenler olduydu, kısmen haklı bulduydum arkadaşları ama daha çok fiziksel benzerlik var, geçen günlerde birisi Burak özçivit dedi, tanımıyordum, netten baktım, bıyıklı bir adam, alakam yok dedim, bıyıksız hali de ucundan benziyor. karizma açısından Lindemann tercihim olur:)
0
sırf sakallar benziyor diye mehmet günsur'a benzetenler oluyor ama alakamız yok, sakalkardeşiyiz biz. :)
0
Lostun lost olduğu dönemlerde çok fazla sayıda insandan Evangeline Lilly'i duymuştum da alakamız yok, kendisi bayıldığım bir kadındır, keşke gerçekten benzeseydim.
0
iki kişi cristiano ronaldo iki kişi christian bale demişti. bu kadar.
0
myheritage.com ile siz de bir ünlüye benzeyebilirsiniz arkadaşlar. hatta yüzde bile veriyor.
bu arada duyuru da maşallah manken ajansı gibiymiş ahaha.
bu arada duyuru da maşallah manken ajansı gibiymiş ahaha.
0
saçlardan dolayı zaman zaman fenerbahçeli salih, puyol, valderrama ve gullit. kısayken salih, uzayınca puyol vs. değişiyor.
0
orhan pamuk'a benzetiyorlar ama bazıları stephen hawking'e de benzetiyor. konuşmamı da bazıları serdar kuzuloğlu'na benzetiyor, bazıları kadir çöpdemir'e.
0
aychovsky
"Neden çocuk yapılır" sorusunu açmak istemiyorum yeniden de şu ilk sırada gelen cevap olan "Çünkü neslimizi devam ettirmek istiyoruz, içgüdümüz gereği böyle" kısmını sormak istiyorum. Niye neslinizi devam ettirmek istiyorsunuz? İçinizden mi geliyor?Neslime bakıyorum ben, bir olayı yok. Ortadirek gel
"Neden çocuk yapılır" sorusunu açmak istemiyorum yeniden de şu ilk sırada gelen cevap olan "Çünkü neslimizi devam ettirmek istiyoruz, içgüdümüz gereği böyle" kısmını sormak istiyorum. Niye neslinizi devam ettirmek istiyorsunuz? İçinizden mi geliyor?
Neslime bakıyorum ben, bir olayı yok. Ortadirek gelmiş, ortadirek giden bir nesil. Hani, idealist yaşamış, idealleri ile devam etmiş ama öyle çılgın atan bir tarafı da yok, kendince yapması gerekeni yapmış. Onlar olmasaymış aynılarını başkaları da yapabilirmiş. Ailenin çocukları ölse sonra fetret devrine girmeyecek ülke; öyle çılgın atan güzel, zeki, vb. genlerimiz de yok ki süper üstün ırk falan çıkaralım. Niye sülalemize hanedanmış gibi davranıyoruz? Metrobüs kullanan bir insan olarak niye genlerimi gelecek nesillere aktarmak istemeliyim? Burada aklıma tek bir şey geliyor, o da diyalektik. Çünkü normal olmadan, normal üstü ve altı olamaz. Ortalıkta salak salak dolanan bizim ortalama nesil olmalı ki üstün yetenekli olanların üstün olduğu anlaşılsın. Herkesin üstün olduğu bir dünyada aslında kimse üstün değildir. Ya da şu da olabilir: Tüm bu normal görünenler aslında birleşerek dünyanın mucizelerini oluşturuyorlar.
Rahmetli dayım evlenmedi, çocuk da yapmadı; adam temiz temiz gitti işte. Arkasından bir iki kardeş ve yeğen ağladı, o kadar. Kimseye derdi tasası olmadı, eğlendi hep kendince, istediğini yaptı, kendi istediği hayatı yaşadı ve gitti. Çocukları olsa dünyayı değiştirip daha güzel bir yer yapmayacaklardı çok büyük olasılıkla, onlar da bizim gibi metrobüse binen insanlar olacaklardı. Olsalar olsalar bir kelebek etkisinin, kelebek kanadı kısmı olurlardı. Onu da başkası da olur. Bu durumda dayım ürese ne, üremese ne? Hatta 10 yıl eksik yaşasa ne, fazla yaşasa ne? Hatta şu da var ki insan nesli yaşasa ne, yaşamasa ne?
Konu ile ilgili bilimsel çalışmalar bir şey sunuyor mu? Zaten kaynakları kaldıramayacak bir insan nüfusu var. Birtakım bilimsel çalışmalar 1.5 milyar insandan fazlasının yaşamaması gerektiğini, hatta çevre için ölmesi gerektiğini söylüyor. Soyumuz tehlikede olmadığı gibi, doğal avcılarımızı öldürebiliyoruz. Doğa gereği hem av hem avcı olmamız gerekirken, doğal yolları alt ettik. Bir şekilde avcı basamağına yükseldik ama bir yandan tersine evrim yaşıyoruz.
"Evlat sevgisi hiç bir şeye benzemez" kısmını anladım da insan bilmediği bir şeyin özlemini duymaz. Evlat olduktan sonra ancak o sevgi yaşanabilir. Aynı bilimsel çalışmalar sevişmenin her aşamasının çoğalmayı kolaylaştırması yönünde olduğunu söylüyor ama bu neden böyle? "9 ay bu karnındaki şey hayatını burnundan getirecek, sonraki ilk 3 yıl uykusuz geçecek, o yüzden şimdi torpil yapıyorum, çılgıncasına zevk al. Sonrasında da sanki yaratıcısıymış gibi davran" diye mi olmuş bu? Hangi gende var bu nesil devam ettirme isteği, bende mi eksik o gen?
Ergen gibi konuşmuş olabilirim. Yaş 30 oldu, 20 yıldan beri bunu anlayamıyorum. Hakkaten algılayamıyorum. Bu konuda 10 yaşında ne düşünüyorsam, hala onu düşünüyorum. Büyüyemedim bir türlü. Nasıl da dolmuşsam bu kadar yazı çıktı. Bir yandan da üzülüyorum, çünkü çevremdekiler bir akıma kapılmış da gidiyorlarmış gibi geliyor. Biri "Hamileyim" deyince, "Tebrikler. Sevişince o oluyor zaten, ne bekliyordun ki" diyesim geliyor. Belki de o akıma kapılıp gitmek gerek. Artık bir şekilde dışımdaki dünyayı anlamak istiyorum Amacım trollük değil, gerçekten algılamak istiyorum. Bir yardım.
Neslime bakıyorum ben, bir olayı yok. Ortadirek gelmiş, ortadirek giden bir nesil. Hani, idealist yaşamış, idealleri ile devam etmiş ama öyle çılgın atan bir tarafı da yok, kendince yapması gerekeni yapmış. Onlar olmasaymış aynılarını başkaları da yapabilirmiş. Ailenin çocukları ölse sonra fetret devrine girmeyecek ülke; öyle çılgın atan güzel, zeki, vb. genlerimiz de yok ki süper üstün ırk falan çıkaralım. Niye sülalemize hanedanmış gibi davranıyoruz? Metrobüs kullanan bir insan olarak niye genlerimi gelecek nesillere aktarmak istemeliyim? Burada aklıma tek bir şey geliyor, o da diyalektik. Çünkü normal olmadan, normal üstü ve altı olamaz. Ortalıkta salak salak dolanan bizim ortalama nesil olmalı ki üstün yetenekli olanların üstün olduğu anlaşılsın. Herkesin üstün olduğu bir dünyada aslında kimse üstün değildir. Ya da şu da olabilir: Tüm bu normal görünenler aslında birleşerek dünyanın mucizelerini oluşturuyorlar.
Rahmetli dayım evlenmedi, çocuk da yapmadı; adam temiz temiz gitti işte. Arkasından bir iki kardeş ve yeğen ağladı, o kadar. Kimseye derdi tasası olmadı, eğlendi hep kendince, istediğini yaptı, kendi istediği hayatı yaşadı ve gitti. Çocukları olsa dünyayı değiştirip daha güzel bir yer yapmayacaklardı çok büyük olasılıkla, onlar da bizim gibi metrobüse binen insanlar olacaklardı. Olsalar olsalar bir kelebek etkisinin, kelebek kanadı kısmı olurlardı. Onu da başkası da olur. Bu durumda dayım ürese ne, üremese ne? Hatta 10 yıl eksik yaşasa ne, fazla yaşasa ne? Hatta şu da var ki insan nesli yaşasa ne, yaşamasa ne?
Konu ile ilgili bilimsel çalışmalar bir şey sunuyor mu? Zaten kaynakları kaldıramayacak bir insan nüfusu var. Birtakım bilimsel çalışmalar 1.5 milyar insandan fazlasının yaşamaması gerektiğini, hatta çevre için ölmesi gerektiğini söylüyor. Soyumuz tehlikede olmadığı gibi, doğal avcılarımızı öldürebiliyoruz. Doğa gereği hem av hem avcı olmamız gerekirken, doğal yolları alt ettik. Bir şekilde avcı basamağına yükseldik ama bir yandan tersine evrim yaşıyoruz.
"Evlat sevgisi hiç bir şeye benzemez" kısmını anladım da insan bilmediği bir şeyin özlemini duymaz. Evlat olduktan sonra ancak o sevgi yaşanabilir. Aynı bilimsel çalışmalar sevişmenin her aşamasının çoğalmayı kolaylaştırması yönünde olduğunu söylüyor ama bu neden böyle? "9 ay bu karnındaki şey hayatını burnundan getirecek, sonraki ilk 3 yıl uykusuz geçecek, o yüzden şimdi torpil yapıyorum, çılgıncasına zevk al. Sonrasında da sanki yaratıcısıymış gibi davran" diye mi olmuş bu? Hangi gende var bu nesil devam ettirme isteği, bende mi eksik o gen?
Ergen gibi konuşmuş olabilirim. Yaş 30 oldu, 20 yıldan beri bunu anlayamıyorum. Hakkaten algılayamıyorum. Bu konuda 10 yaşında ne düşünüyorsam, hala onu düşünüyorum. Büyüyemedim bir türlü. Nasıl da dolmuşsam bu kadar yazı çıktı. Bir yandan da üzülüyorum, çünkü çevremdekiler bir akıma kapılmış da gidiyorlarmış gibi geliyor. Biri "Hamileyim" deyince, "Tebrikler. Sevişince o oluyor zaten, ne bekliyordun ki" diyesim geliyor. Belki de o akıma kapılıp gitmek gerek. Artık bir şekilde dışımdaki dünyayı anlamak istiyorum Amacım trollük değil, gerçekten algılamak istiyorum. Bir yardım.
0
felsefik olarak: insan aşırı kibirli bir hayvandan başka bir şey değildir.
Tıbbi olarak: östrojen cinsiyeti belirleyen hormon, cenin 3 haftalıkken(di sanırım) cinsiyetsiz oluyor, daha sonra xx ya da xy genlerine göre östrojen ya da testesteron salgılanıyor.
Östrojen iyi bişi, meme yapıyor, popo yapıyor, kuku yapıyor. Aynı zamanda nasıl olduğunu algılayamadığım şekilde çocuk isteği yapıyor falan..
öeh... tıbbi kısım hiç eğlenceli değil.
Ben insanların aşırı kibirli hayvanlar olduğunu, bazı değerleri salak saçma nedenlerle şişirip b.kunu çıkardıkları yönündeki savımı çok güzel buluyorum. Katılan?
Tıbbi olarak: östrojen cinsiyeti belirleyen hormon, cenin 3 haftalıkken(di sanırım) cinsiyetsiz oluyor, daha sonra xx ya da xy genlerine göre östrojen ya da testesteron salgılanıyor.
Östrojen iyi bişi, meme yapıyor, popo yapıyor, kuku yapıyor. Aynı zamanda nasıl olduğunu algılayamadığım şekilde çocuk isteği yapıyor falan..
öeh... tıbbi kısım hiç eğlenceli değil.
Ben insanların aşırı kibirli hayvanlar olduğunu, bazı değerleri salak saçma nedenlerle şişirip b.kunu çıkardıkları yönündeki savımı çok güzel buluyorum. Katılan?
0
Sosyal normlarla alakası yok. Biyolojimiz üremek üzerine programlı. Hormonlarla alakalı. Basit şekliyle, ürediğin için beynin seni mutluluk hormonuyla ödüllendiriyor.
-- Ekleme
Onun dışında doğum kontrol yöntemlerinin doğru uygulanmaması (hala geri çekerek korunduğunu sanan gerizekalılar var)
Dinlerin (ve haliyle dindar ülkelerin) çoğalma ve iş gücü isteği sebebiyle müritlerinin beynini yıkaması ve çok çocuk yaptırtması. (en az üç çocuk)
Evlenen insanların üzerinde sosyal bir baskı hissetmesi veya bebeği evliliği hareketlendirmenin bir yolu olarak görmeleri
gibi nedenler insanların hala çocuk doğuruyor olmasının sebepleri. Ayrıca kimisi de ardında bir şeyler bırakmak ister, hiçbir şey bırakamazsa bari çocuk yapayım diyebilir. Bunun dışında "anlayamazsınız" diyenlerinki tamamen hormonla alakalı. Yoksa çocuk yetiştirmek vs. bunlar zevkli, tamamen mantıkla yaşayan(full rasyonalizmi övmüyorum)insanların yapacağı şeyler değil aslen.
-- Ekleme
Onun dışında doğum kontrol yöntemlerinin doğru uygulanmaması (hala geri çekerek korunduğunu sanan gerizekalılar var)
Dinlerin (ve haliyle dindar ülkelerin) çoğalma ve iş gücü isteği sebebiyle müritlerinin beynini yıkaması ve çok çocuk yaptırtması. (en az üç çocuk)
Evlenen insanların üzerinde sosyal bir baskı hissetmesi veya bebeği evliliği hareketlendirmenin bir yolu olarak görmeleri
gibi nedenler insanların hala çocuk doğuruyor olmasının sebepleri. Ayrıca kimisi de ardında bir şeyler bırakmak ister, hiçbir şey bırakamazsa bari çocuk yapayım diyebilir. Bunun dışında "anlayamazsınız" diyenlerinki tamamen hormonla alakalı. Yoksa çocuk yetiştirmek vs. bunlar zevkli, tamamen mantıkla yaşayan(full rasyonalizmi övmüyorum)insanların yapacağı şeyler değil aslen.
0
Ben de insan olarak aslında çamaşır makinesinden biraz daha karmaşık bir makine olduğumuzu düşünüyorum. Nasıl ki bir çamaşır makinesi de başka bir çamaşır makinesini anlayamaz, birbirimize de aynı nedenle anlamıyormuşuz gibi geliyor.
Programlamanın gerçekten bir şişirme etkisi olduğuna inanıyorum, bazı konularda kendimizi çok abartıyoruz. Bu o konulardan biri olabilir gerçekten ya da daha basitçe öyle kodlanmış da olabiliriz. Rasyonalist olmadığım gibi genelde de kalbini izleyen güruhtayım ama bu konuda kalbim bir şey demiyor, hatta "404 not found" deyip beyne yönlendirme yapıyor. Ben de üretim hatasıyım sanırım.
Programlamanın gerçekten bir şişirme etkisi olduğuna inanıyorum, bazı konularda kendimizi çok abartıyoruz. Bu o konulardan biri olabilir gerçekten ya da daha basitçe öyle kodlanmış da olabiliriz. Rasyonalist olmadığım gibi genelde de kalbini izleyen güruhtayım ama bu konuda kalbim bir şey demiyor, hatta "404 not found" deyip beyne yönlendirme yapıyor. Ben de üretim hatasıyım sanırım.
0
Bu istegin salt uremekle alakali oldugunu dusunmuyorum. Cinsellik bir haz mekanizmasi bence. Nasil ki hosumuza giden tatta meyve pasta ve cikolatalari yemek bize haz veriyor da vitamin denilen seyi dusunenimiz cok azsa buda oyle bir sey. Ama insandaki ureme bolumuyle haz nasil iliskilenmis onu ben de bilmiyorum. Evrim diyorum ben buna. Bu haz yuzunden genelevler porno sektorleri kurulmus. Bu cinsel haz sanayii hormonlarla alakali bir sey.
0
ortalama insanız diye ürememiz çok da matah değilse, ortalama insan olarak yaşamamız da pek matah bişey değil o zaman? insanlara 30'a kadar filan bi şans verelim, metrobüs kullanan maaşa talim eden bireylerin hepsini gaz odasına doldurup yok edelim? işsizler zaten kendini atsın, gaz israfı.
han soyunu devam ettirip neslişah diye isim koymak için istemiyorsun ki çocuk yapmayı (östrojen tavan bi hatun olarak yani, ben istemiyorum en azından) "ortalama" bi insan olarak yapabileceğin daha senden, daha emek, ürün başka bişey söyle onu yapalım? senin bir parçan büyüyüp birey oluyor, onu sen eğitiyorsun, karşılıksız seviyor, emek veriyorsun (evet ben sevdiğim bi projeyi yaparken bile heyecan duyan insanım çocukta nasıl duymayayım) aşırı kibirli bir yaklaşım olarak da değerlendirmiyorum dediğim gibi adı neslişah hanzade olmayacak zaten, çocuk yapınca kasım kasım kasılıp kurum satmayacam kime ne arkadaş, başarı mı çocuk yapmak? sevişince oluyor zaten malum... 2 sene uykumdan olcam en az mesela, bedenim, psikolojim yıpranacak, maddiyatım göçecek, sorumluluktan ölecem, şu bu bunun neresi kibir? yaratıcısıymış gibi davranmak bir yana çocuk olunca bütün otorite, hayatının kontrolü ona geçiyor üzgünüm, ama ya anne diyor dahası var mı? hele bir kadın için 9 ay öyle bir mucizeye tanıklık etmek, rahminin, memenin, 11-12 yaşından beri her ay kanamanın anlamını yaşamak önemli değil mi? tüm bedeninle her ay buna hazırlanıyorsun ve nasıl bunu inkar edebiliyorsun bilmiyorum, yani hayır yaşamayacaksak uğraşmayalım arkadaş ergenlikten sonra aldıralım hepsini hiç derdini çekmeyelim. her 28 günde bir 20 senedir bu ne...
han soyunu devam ettirip neslişah diye isim koymak için istemiyorsun ki çocuk yapmayı (östrojen tavan bi hatun olarak yani, ben istemiyorum en azından) "ortalama" bi insan olarak yapabileceğin daha senden, daha emek, ürün başka bişey söyle onu yapalım? senin bir parçan büyüyüp birey oluyor, onu sen eğitiyorsun, karşılıksız seviyor, emek veriyorsun (evet ben sevdiğim bi projeyi yaparken bile heyecan duyan insanım çocukta nasıl duymayayım) aşırı kibirli bir yaklaşım olarak da değerlendirmiyorum dediğim gibi adı neslişah hanzade olmayacak zaten, çocuk yapınca kasım kasım kasılıp kurum satmayacam kime ne arkadaş, başarı mı çocuk yapmak? sevişince oluyor zaten malum... 2 sene uykumdan olcam en az mesela, bedenim, psikolojim yıpranacak, maddiyatım göçecek, sorumluluktan ölecem, şu bu bunun neresi kibir? yaratıcısıymış gibi davranmak bir yana çocuk olunca bütün otorite, hayatının kontrolü ona geçiyor üzgünüm, ama ya anne diyor dahası var mı? hele bir kadın için 9 ay öyle bir mucizeye tanıklık etmek, rahminin, memenin, 11-12 yaşından beri her ay kanamanın anlamını yaşamak önemli değil mi? tüm bedeninle her ay buna hazırlanıyorsun ve nasıl bunu inkar edebiliyorsun bilmiyorum, yani hayır yaşamayacaksak uğraşmayalım arkadaş ergenlikten sonra aldıralım hepsini hiç derdini çekmeyelim. her 28 günde bir 20 senedir bu ne...
0
Bu konuda bir kararım var: Uzun süreli bir ilişkim var ve bayıldığım şeyler olmasa da akışına bırakıp gideceğim ve bunun beni nereye götürdüğünü göreceğim. Bu yeni bir şey değil, çocukluğumdan beri böyleyim. Gerçekten anlamak istiyorum, bu konuda samimiyim. Tabii ki benimle aynı görüşte insanlar olduğunu duyunca "Yaşasın, yalnız değilim" diyorum ama beni de taşlayabilirsiniz, taşlayın da ama anlamamı sağlayın.
0
@niye ama, çok teşekkür ederim. Biraz bir şeyler anladım ve bunu "Yaşamın mucizesi" olarak tanımlayabiliyorum; böyle bir his yaşamak isterim.
Yalnız işsizler ya da metrobüsle ilgili, "Metrobüs kullanıyoruz, o halde ölmeliyiz" anlamında değil, şu anlamda söyledim: Dünyayı değiştirirken hiç bir şey yapmayan, çok az şey yapan insanlar. Yoksa amacım olayı paraya bağlamak değil, zengin olup da varlığının bir anlamı olduğunu düşünmediğim insan çok. Bunu sınıf farkı açısından değil de "Gündelik hayatta hengameye giden insan" anlamında söyledim. Demek istediğim "İnsanları öldürelim" kesinlikle değil, yaşama hakkının kutsallığına inanıyorum ama "henüz olmayan bir insanın bir hakkı var mıdır" konusunda çekinceliyim.
Regl sıkıntısı çeken bir insan pek değilim, sadece çok yoğun günlerde nadiren altına işiyormuş hissi oluyor. Bunun dışında bir ağrı mağrı çekmiyorum, bu yüzden de onu bir yük gibi görmemiştim hiç. Aklıma da gelmemişti, "Oluyoruz, geçiyor işte" diye bakıyordum. Şunu da anlatmak isterim: yaptığım reddetme değil, "Bu var da reddediyorum" değil, belki fizyolojik olarak öyledir de psikolojik olarak bunu bulamıyorum içimde. Sorun orada zaten. Nasıl yeniden bulunur bu bu kafayla diye soruyorum. Hormon da saydırdım arada, bir eksik görünmüyor ama bilemedim işte.
Yalnız işsizler ya da metrobüsle ilgili, "Metrobüs kullanıyoruz, o halde ölmeliyiz" anlamında değil, şu anlamda söyledim: Dünyayı değiştirirken hiç bir şey yapmayan, çok az şey yapan insanlar. Yoksa amacım olayı paraya bağlamak değil, zengin olup da varlığının bir anlamı olduğunu düşünmediğim insan çok. Bunu sınıf farkı açısından değil de "Gündelik hayatta hengameye giden insan" anlamında söyledim. Demek istediğim "İnsanları öldürelim" kesinlikle değil, yaşama hakkının kutsallığına inanıyorum ama "henüz olmayan bir insanın bir hakkı var mıdır" konusunda çekinceliyim.
Regl sıkıntısı çeken bir insan pek değilim, sadece çok yoğun günlerde nadiren altına işiyormuş hissi oluyor. Bunun dışında bir ağrı mağrı çekmiyorum, bu yüzden de onu bir yük gibi görmemiştim hiç. Aklıma da gelmemişti, "Oluyoruz, geçiyor işte" diye bakıyordum. Şunu da anlatmak isterim: yaptığım reddetme değil, "Bu var da reddediyorum" değil, belki fizyolojik olarak öyledir de psikolojik olarak bunu bulamıyorum içimde. Sorun orada zaten. Nasıl yeniden bulunur bu bu kafayla diye soruyorum. Hormon da saydırdım arada, bir eksik görünmüyor ama bilemedim işte.
0
Laan deme oyle yaa, bu sira , deli divane minicik minicik bebekleri koklayasim geliyor.
Osurunca guluyorum, burnumu sikinca sebeklesiyorum falan.
Ki ben cocuk sevmezdim, hey yavrum heyy.
Hormonlarini baskilama :)
Koltuga cikmak icin ikinan bi zipiri izleyip tam aglayacakken caktirmadan popodan ittirerek , kendi cikti sanmasini , mutlu olmasini izlemek kadar gercek bir sey var mi su yalan dunyada hii?
Mevsimim gelmis.
Metrobuse binecek kismi icin ise, umuttur minicik bir bebegin gulucu dusunme oyle.
Ay ben cok duygusalim, noluyo bana ??
Osurunca guluyorum, burnumu sikinca sebeklesiyorum falan.
Ki ben cocuk sevmezdim, hey yavrum heyy.
Hormonlarini baskilama :)
Koltuga cikmak icin ikinan bi zipiri izleyip tam aglayacakken caktirmadan popodan ittirerek , kendi cikti sanmasini , mutlu olmasini izlemek kadar gercek bir sey var mi su yalan dunyada hii?
Mevsimim gelmis.
Metrobuse binecek kismi icin ise, umuttur minicik bir bebegin gulucu dusunme oyle.
Ay ben cok duygusalim, noluyo bana ??
0
Sen normele mensup diilsin Ayçacım. Önce bunu gafana bi yaz. Keşke normelin mensupları senin gibi olaydı. Normelin mensubu ne bunnarı düşünebilir, ne de bu şekilde kayda geçirebilir. (Lütfen sözlükte bi başlık bul ve bunnarı oraya yabıştır. Döktürmüşün gene!)
Senin gibi bir zekânın ve aklın, çocuk yetiştirmeyecek olmasına üzülüyorum ama elimden de bişey gelmiyo. Senin yetiştireceğin çocuk farklı olurdu. Ama senin fabrika ayarlarında, annelik içgüdüsü switch'in off gelmiş. Belki de sana yüklenmiş başka bi misyon var. Gendi çocuğunu yetiştirmeyeceen ama bu sayede, alanında çoğiy olup bissürü öğrenci yetiştirecen ve onnardan biri hak-ket-ten süper star olacak!
Gâvurun bi lafı var: Ordinary people can achieve extraordinary things. Bunun olabilmesi için, başlarında bir liderin olması gerekiyor. Ama tam mânâsıyla bir lider.
Benim kaldığım evde, karşı odamda Çinni bi herif var. Baksan, ne lüzumsuz bi herif la bu! dersin. Ne geldiği belli, ne gittiği belli, ne varlığı belli, ne bir selam, ne bir haber! Gölge kimin, ruh kimin, hayâlet kimin bişey beyle.
Bigün bunu mutfakta yakasından toplayıp buzdolabına yapıştırdım. Kimsin la sen? Ne iş görüyon? didim.
Bi tane proje var. Güneşin nası çalıştığını annamaya uğraşıyo bu proje. 50 Sene önce başlamış, bi 50 sene daha sürecekmiş. (Oha!!!) Başarılı olursa o proje, güneş nası enerji üretiyosa, onu taklit edebilecekmişiz. Bu dallama da o projede computer modelling yapıyo. Nobel çıkar mı la bu proceden? didim. (Benim zekâ anca buğadar! Nobel varsa iy, Nobel yoğsa iy deel!) Acı acı ve olgun bi şekilde gülümsedi. Bu bir ekip işi, bundan Nobel çıkmaz ama bizim derdimiz Nobel diil! dedi. Hani taş ustasına sormuşlar, naabiyon usta? Taş yontuyom demiş. Bi başka taş ustasına sormuşlar, naabiyon usta? Duvar yapıyom demiş. Bi başkasına sormuşlar, Katedral yapıyorum! diye cevap vermiş. Bizim bu ruh da, katedral yapıyo lan bildiğin! Ama baksan geriden, küpkülüstür bi arabaya biniyo, 1500 dolara filan alırsın o arabayı, gece saat 10 gibi bi tas çorba içiyo, gereksiz mi gereksiz, ruhsuz mu ruhsuz bi mahlûkat!
Bi daha gece saat 11'den sonra çamaşır kurutma makinesini çalıştırıp benim asâbâtımı bozma! demiş olduğuma, hem utandım, hem üzüldüm!
Senin gibi bir zekânın ve aklın, çocuk yetiştirmeyecek olmasına üzülüyorum ama elimden de bişey gelmiyo. Senin yetiştireceğin çocuk farklı olurdu. Ama senin fabrika ayarlarında, annelik içgüdüsü switch'in off gelmiş. Belki de sana yüklenmiş başka bi misyon var. Gendi çocuğunu yetiştirmeyeceen ama bu sayede, alanında çoğiy olup bissürü öğrenci yetiştirecen ve onnardan biri hak-ket-ten süper star olacak!
Gâvurun bi lafı var: Ordinary people can achieve extraordinary things. Bunun olabilmesi için, başlarında bir liderin olması gerekiyor. Ama tam mânâsıyla bir lider.
Benim kaldığım evde, karşı odamda Çinni bi herif var. Baksan, ne lüzumsuz bi herif la bu! dersin. Ne geldiği belli, ne gittiği belli, ne varlığı belli, ne bir selam, ne bir haber! Gölge kimin, ruh kimin, hayâlet kimin bişey beyle.
Bigün bunu mutfakta yakasından toplayıp buzdolabına yapıştırdım. Kimsin la sen? Ne iş görüyon? didim.
Bi tane proje var. Güneşin nası çalıştığını annamaya uğraşıyo bu proje. 50 Sene önce başlamış, bi 50 sene daha sürecekmiş. (Oha!!!) Başarılı olursa o proje, güneş nası enerji üretiyosa, onu taklit edebilecekmişiz. Bu dallama da o projede computer modelling yapıyo. Nobel çıkar mı la bu proceden? didim. (Benim zekâ anca buğadar! Nobel varsa iy, Nobel yoğsa iy deel!) Acı acı ve olgun bi şekilde gülümsedi. Bu bir ekip işi, bundan Nobel çıkmaz ama bizim derdimiz Nobel diil! dedi. Hani taş ustasına sormuşlar, naabiyon usta? Taş yontuyom demiş. Bi başka taş ustasına sormuşlar, naabiyon usta? Duvar yapıyom demiş. Bi başkasına sormuşlar, Katedral yapıyorum! diye cevap vermiş. Bizim bu ruh da, katedral yapıyo lan bildiğin! Ama baksan geriden, küpkülüstür bi arabaya biniyo, 1500 dolara filan alırsın o arabayı, gece saat 10 gibi bi tas çorba içiyo, gereksiz mi gereksiz, ruhsuz mu ruhsuz bi mahlûkat!
Bi daha gece saat 11'den sonra çamaşır kurutma makinesini çalıştırıp benim asâbâtımı bozma! demiş olduğuma, hem utandım, hem üzüldüm!
0
@cecilia Çok güldüm valla. :))) Belki very big cat you'sundur ve Mart ayı etkilemiştir. Bahar, ortalık çiçeklendi, herkes koşuyor, oynuyor falan.
0
@aychovsky benim bir ilişkim yok, olsa ve de adam da isterse ancak çocuk düşünürüm hiç öyle evet çocuk yaparım ben bu adamla diyecek kimse de yok. yani ayy hormonlar, aman neslimiz ve tüm o yazdığım destansı paragrafa rağmen, östrojen tavan da olsa, içgüdülerle ölsem de yine de aklımı yemiş bitirmiş değilim :D sadece kadın olmanın en mükemmel yönlerinden biri doğurabilmek (tek değil, doğurmadan da çocuk yetiştirilebilir, çocuk yapmadan/yetiştirmeden de harika bir kadın olunur vs bunları hiç yadsımıyorum) hatta hatta kadınla erkeğin neredeyse eşit şartlara imkanlara sahip olduğu şu çağda, sadece kadınlara mahsus bu büyük doğurabilme mucizesine yine kadınların reddiyeler düzmesi bana ilginç geliyor.
elbettte gaz odası öldürelim o zaman derken kinaye yaptım canım..."henüz olmayan bir insanın bir hakkı var mıdır" diyorsun ya yahu napalım? dünyayı mı kurtaralım her birimiz??? olacaz da ne yapacaz? olmak nedir? maddiyat bence de değil de..nedir yani? "olmak?" bir biyolog olarak o zaman derim ki en çok çocuk yapma hakkı ekosisteme hiç zarar vermeyen hiç karbon salmayan, yeşili katletmeyen, çocukları için de yaşanabilir bir dünya bırakan amazon yerlilerinin filan bence onlar "olmuş"
ben de regl'i sıkıntılı yaşamıyorum. kast ettiğim o değildi. bedenin her ay buna hazırlandığını kast etmiştim. yük olarak değil...bedenini dinlersen -bence- tüm o dalgalanmalar arasında hormonal döngün çok büyük rol oynuyor.
elbettte gaz odası öldürelim o zaman derken kinaye yaptım canım..."henüz olmayan bir insanın bir hakkı var mıdır" diyorsun ya yahu napalım? dünyayı mı kurtaralım her birimiz??? olacaz da ne yapacaz? olmak nedir? maddiyat bence de değil de..nedir yani? "olmak?" bir biyolog olarak o zaman derim ki en çok çocuk yapma hakkı ekosisteme hiç zarar vermeyen hiç karbon salmayan, yeşili katletmeyen, çocukları için de yaşanabilir bir dünya bırakan amazon yerlilerinin filan bence onlar "olmuş"
ben de regl'i sıkıntılı yaşamıyorum. kast ettiğim o değildi. bedenin her ay buna hazırlandığını kast etmiştim. yük olarak değil...bedenini dinlersen -bence- tüm o dalgalanmalar arasında hormonal döngün çok büyük rol oynuyor.
0
@compadrito Yalnız okudukça ben analıktan-babalıktan ayrımından saptım, ana fikire giden kavşağını 1 km önce geçtim ve resmen Çinli oda arkadaşını çattırı çattırı kıskandım. (Bu arada kıskançlıktan değil de heyecandan kafamdan bir çıt sesi geldi hakkaten, damar falan kırdım galiba) Sorsana optimize edilecek bir şey var mıymış? Gerçi şimdi o sorumluluğu da almak istemem, %1 hata yaparım dünya yok olur falan.
Durum şu ki aseksüel bir adet karşı cins çok yakın arkadaşım var, adamın hayali ben dul kalacağım ve çocuk sahibi olmayacağım. Sonra dul kalınca onunla yaşamaya başlayacağız ve ilaç saatlerini birbirimize hatırlatacağız falan.
Durum şu ki aseksüel bir adet karşı cins çok yakın arkadaşım var, adamın hayali ben dul kalacağım ve çocuk sahibi olmayacağım. Sonra dul kalınca onunla yaşamaya başlayacağız ve ilaç saatlerini birbirimize hatırlatacağız falan.
0
Bu çıt sesi normel mi şindi? (Herif bana bunu annattığında, benim de kalb atışlarım hızlandı!) O porocede çalışannarın senden ne üstünlüğü var? Onnarın yaptığı işi sen götünnen yapan qız! Sen normele mensup olabilin mi hiç!!!
0
@niye ama, o gazla yazılmış paragraf gerçekten kafamdaki boşluğun bir kısmını aydınlattı. Umarım birgün ben de "mucize"yi görmeyi başarırım.
@compadrito adam daha zekidir (ki bunlardan çoook tanıyorum), temeli daha iyidir, daha konsantre çalışkandır. vardır bir şeyi. ben gidem iki makale okuyup gelem bari.
@compadrito adam daha zekidir (ki bunlardan çoook tanıyorum), temeli daha iyidir, daha konsantre çalışkandır. vardır bir şeyi. ben gidem iki makale okuyup gelem bari.
0
Sss ( noktali bu harfler hep)
Annem de senin gibiymis.
Ben ilk cocugum.
Anneme beni verince, bir de valla gerizekali da olabilir olmayada bilir iyi bak dedikleri an vahiy geldi cok sevdim seni omrum boyunca anne bile diyemeyecegin ihtimalini hic umursamayarak diyo.
Cocuktan nefret eden annemin kucagina ozurlu olma ihtimali cok yuksek bir cocuk koyunca annem anne olmus dusun.
Hamileyken degil yani.
Gulma giz bana kedi medi degilim, sipalar cok sevimli. Allam birini kacirip eve getiricem o olacak.
Annem de senin gibiymis.
Ben ilk cocugum.
Anneme beni verince, bir de valla gerizekali da olabilir olmayada bilir iyi bak dedikleri an vahiy geldi cok sevdim seni omrum boyunca anne bile diyemeyecegin ihtimalini hic umursamayarak diyo.
Cocuktan nefret eden annemin kucagina ozurlu olma ihtimali cok yuksek bir cocuk koyunca annem anne olmus dusun.
Hamileyken degil yani.
Gulma giz bana kedi medi degilim, sipalar cok sevimli. Allam birini kacirip eve getiricem o olacak.
0
Hee, çok zeki! Pazar sabahı saat 8 buçuk şindi! Seninki duja girdi! Zekâsına tükmük attığım!
0
@cigerdelen Genelde materyalizme yakın bir insan olduğum doğru ama seni ne böyle yaptı dersen, bir fikrim yok.
@cecilia: Doğru diyor olabilirsin. Bizim kuzen de "Bu çocuğu istiyor muyum, istemiyor muyum" diye ağladı durdu. Sonra bir şekil "Prensesime hava çarpıyor, pencereyi kapat" noktasına geldi.
@cecilia: Doğru diyor olabilirsin. Bizim kuzen de "Bu çocuğu istiyor muyum, istemiyor muyum" diye ağladı durdu. Sonra bir şekil "Prensesime hava çarpıyor, pencereyi kapat" noktasına geldi.
0
@cigerdelen: "Herkes kendine baksın"'dan ziyade "Niye bunlarla uğraşıyoruz ki" temelli idi. Ya da "Biz öleceğiz, bundan sonrası ne" değil de "Topluca herkes ölse dünya açısından ne fark eder ki" gibi .
@compadrito: Adam "Erken kalkan yol alır" felsefesini benimsemiş işte, o da bir fark. Sonuçta biri Pazar sabahı beni kaldırmaya kalkarsa cinayet çıkmaz ama o gün murdar olur.
@o da olur: Ne diyeceğimi pek de bilemedim açıkçası ama arkadaş birinin genlerini seviyorsa vardır bir nedeni. "Sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevecek değil ya" noktasına getireyim, bakalım ne olacak.
@compadrito: Adam "Erken kalkan yol alır" felsefesini benimsemiş işte, o da bir fark. Sonuçta biri Pazar sabahı beni kaldırmaya kalkarsa cinayet çıkmaz ama o gün murdar olur.
@o da olur: Ne diyeceğimi pek de bilemedim açıkçası ama arkadaş birinin genlerini seviyorsa vardır bir nedeni. "Sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevecek değil ya" noktasına getireyim, bakalım ne olacak.
0
İşin özü, ne denilirse denilsin bu ayı gibi adamın ufacık bir bebenin popsunu yeme güdüsünü engelleyemiyor.
Popo gibisi var mı ya.
Popo gibisi var mı ya.
0
Freud o konuda güzel şeyler söylemiyor, anal takıntılar, saplantılar falan diyor da onu kim beğensin. Popoyu ısıran olmamış, kıskanmış, teoriyi aradan çıkarmış :P
0
Bir yandan da aslında o da var. Ortalama mortalama diyorum da atıyorum ki Einstein'ın anası babası Bilimler Akademisi Mezunu değil, işçi. Dışarıdan gayet sıradan görünümlü ama nasıl genler denk gelmişse artık, bir şekil Einstein çıkmış da işte kaç milyarda bir. Ya da Beethoven'ın kendi kusurları kadı kızını zaten solda bırakmış ama adam Beethoven. Marie Curie desen öyle de nasıl denk getireceksin kısmı sorun.
0
Yannız Albet abinin, ''dehâ sebattır!'' diye bi lafı var. O lafı yabana atma...
0
Bir de onun "Deha %1 yetenek, %99 terdir" lafı var ki "Ne işim var duyuruda" adlı başka bir iç tartışmanın konusu.
0
one percent inspiration ninetynine percent perspiration, Thomas itnesinin lafı diil miydi yav?
0
Albert da "1% talent, 99% hard work" demiş. Ben yeteneği buradan alıp, teri oradan almışım. Bir de Albert o kadar şiirsel ve catchy söylememiş.
0
nesli bıraktım ben kendi varlığımı bile idame ettirmede zorlanıyorum şu anda. mezun olsam nee, olmasam ne. ayda 10.000 tl maaş alsam ne almasam ne. ne kadar boş/gereksiz geliyor kulağıma anlatamam. yemek yiyip orda burda birkaç fotoğraf çektirip ölüp gidicem. ekosisteme bıraktığım atıklarımdan başka hiçbir faydam olmayacak dünyaya. kendime faydam ne olabilir diye düşünüyorum. kendim neyim ki zaten şu 'ben' dediğim ve adına konuştuğum bazen çok uzak bi 'şey' gibi. kendi varlığıma mana bulamazken bir de bebeğe mana bulmakta zorlanıyorum. tüm bunlara rağmen mutlu olabilen insanları kıskanıyorum.
0
Hakkaten, bir de işin kendimi toplama kısmı var. Yine de kendime dışarıdan başka bir insanmış gibi bakmak eğlenceli oluyor be ya. Tabii böyle söyleyince çoklu kişilik bozukluğu gibi değil de daha çok kendine bakıp "Aferin, nereden aklına geldi kız" ya da "Mala bağladın yine, toparla arkanı" demek ilginç geliyor ya.
0
babamasoliimbananickaldirsin
soru baslikta
soru baslikta
0
benim için hiç önemli olmadı, değişen bişey yok
annem için kaç yaş olursa olsun önemli
annem için kaç yaş olursa olsun önemli
0
bu sene 1 kasım'da 30 olacağım. daha önce bir kere 10 yaşında yapmıştım bir de bu sene "party over here"
0
tavish11
Ortalık ne karıştı ya. Bu sefer üst düzey polisleri açığa almışlar.http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26057944.aspSizce ne olur bunlara? Meslekten ihraç ederler mi yoksa sürerler mi?
Ortalık ne karıştı ya. Bu sefer üst düzey polisleri açığa almışlar.
www.hurriyet.com.tr
Sizce ne olur bunlara? Meslekten ihraç ederler mi yoksa sürerler mi?
www.hurriyet.com.tr
Sizce ne olur bunlara? Meslekten ihraç ederler mi yoksa sürerler mi?
0
ihraç etmezler, devlet memurunu işten atmak çok zor. illa bi mahkeme kararı bişi vardır işe iade davaları kabul olur en kötü.
sürmek de polis okuluna veya APK'ya olur :) yani kişisel bazda çok da bişey olmaz ancak polisteki fethullahçı yapı için hakketen bişeyler yapmaya kalkarlarsa o zaman emniyetimizde bişeyler değişebilir belki. şu anda sadece kaos var. bi de açığa aldıklarının emrinden şoförü filan da alıyorlarlar emniyet amiri eşleri çok şikayetçi!
sürmek de polis okuluna veya APK'ya olur :) yani kişisel bazda çok da bişey olmaz ancak polisteki fethullahçı yapı için hakketen bişeyler yapmaya kalkarlarsa o zaman emniyetimizde bişeyler değişebilir belki. şu anda sadece kaos var. bi de açığa aldıklarının emrinden şoförü filan da alıyorlarlar emniyet amiri eşleri çok şikayetçi!
0
afush
Merhabalar,Yunanistan'a günübirlik gitmek üzere bir Schengen vizesi alacağım.Çalıştığım şirketten antetli kağıda dilekçe almam gerekiyormuş. Bu dilekçeyi İngilizce mi yoksa Türkçe mi yazmak gerekiyor? Daha önceden Fransa'dan aldığım Schengen için dilekçe İngilizce yazılmıştı.Bir de aslında günübirli
Merhabalar,
Yunanistan'a günübirlik gitmek üzere bir Schengen vizesi alacağım.
Çalıştığım şirketten antetli kağıda dilekçe almam gerekiyormuş. Bu dilekçeyi İngilizce mi yoksa Türkçe mi yazmak gerekiyor? Daha önceden Fransa'dan aldığım Schengen için dilekçe İngilizce yazılmıştı.
Bir de aslında günübirlik seyahat olacak ama niyetim keşke şöyle uzun uzun verseler de İzmir'de ikamet ettiğim için yazın arada Sakız Adasına da kaçsak yönünde. Bu dileğimi ayrıca bir dilekçe ekleyerek mi göstermem gerekir?
Bilen varsa aydınlatırsanız sevinirim.
Yunanistan'a günübirlik gitmek üzere bir Schengen vizesi alacağım.
Çalıştığım şirketten antetli kağıda dilekçe almam gerekiyormuş. Bu dilekçeyi İngilizce mi yoksa Türkçe mi yazmak gerekiyor? Daha önceden Fransa'dan aldığım Schengen için dilekçe İngilizce yazılmıştı.
Bir de aslında günübirlik seyahat olacak ama niyetim keşke şöyle uzun uzun verseler de İzmir'de ikamet ettiğim için yazın arada Sakız Adasına da kaçsak yönünde. Bu dileğimi ayrıca bir dilekçe ekleyerek mi göstermem gerekir?
Bilen varsa aydınlatırsanız sevinirim.
0
vizeyi kosmos aracılığıyla alıyorsunuz. dilekçenin türkçe olmasında sıkıntı yok. yunanistan'dan aldım ben zamanında, herhangi bir ingilizce belge vermedim.
yunanistan genelde ilk başvuruda 1 aylık çok girişli veriyor ama şanslıysanız 3 aylık çok girişli de verebilirler. bu konuda dilekçe biişinize yaramaz. şans meselesi. (doğrudan konsolosluktan alıyor olsaydınız rica edebilirdimniz ama aracı firma olduğu için mümkün olmaz)
yunanistan genelde ilk başvuruda 1 aylık çok girişli veriyor ama şanslıysanız 3 aylık çok girişli de verebilirler. bu konuda dilekçe biişinize yaramaz. şans meselesi. (doğrudan konsolosluktan alıyor olsaydınız rica edebilirdimniz ama aracı firma olduğu için mümkün olmaz)
0
dilekçeye kanıtlayamayacağınız -arada kaçsak- gibi bi dilek eklemeyin. rezervasyonlu filn şeyler varsa o olabilir.
italya ve yunanistan ilk şengen değilse veriyor zaten genelde
italya ve yunanistan ilk şengen değilse veriyor zaten genelde
0
Geçen sene mayıs ayında Yunanistan'dan vize aldım, dilekçe dahil bütün belgeleri Türkçe verdim, sorun olmuyor. Zaten İngilizce Yunanistan'ın ana dili değil, neden İngilizce istesin ki, Fransa örneğine de çok şaşırdım, özellikle Fransa gibi diline düşkün olan bi ülke ya Türkçe ya Fransızca ister belgeleri normalde, alla alla.
Neyse. Kaç günlük vereceği önceden vizenizin olup olmadığına bağlı biraz. Ben ilk vizemi 10 günlük tek giriş almıştım, sonra 15 günlük iki giriş, sonra 45 günlük çok giriş mi ne, öyle yükseliyor.
Çalıştığınız şirkette ne kadar zamandır çalıştığınız, banka hesabınızda kaç para olduğu gibi hususlar da etkiliyor vize süresini ve giriş sayısını.
Neyse. Kaç günlük vereceği önceden vizenizin olup olmadığına bağlı biraz. Ben ilk vizemi 10 günlük tek giriş almıştım, sonra 15 günlük iki giriş, sonra 45 günlük çok giriş mi ne, öyle yükseliyor.
Çalıştığınız şirkette ne kadar zamandır çalıştığınız, banka hesabınızda kaç para olduğu gibi hususlar da etkiliyor vize süresini ve giriş sayısını.
0
babamasoliimbananickaldirsin
muslumanlarin hristiyanlarin yaptigini neredeyse hic gormedim. Neden sizce? Bana mi denk gelmis? Acayip tasak geciyorlar kendileriyle facebookta bir kac kisiden goruyorum surekli, hollywood da oyle.. Hollywood da kendilerini cokca ovuyorlar ayni zamanda ama tasak gecmesini de biliyorlar. Hristiyanla
muslumanlarin hristiyanlarin yaptigini neredeyse hic gormedim. Neden sizce? Bana mi denk gelmis? Acayip tasak geciyorlar kendileriyle facebookta bir kac kisiden goruyorum surekli, hollywood da oyle.. Hollywood da kendilerini cokca ovuyorlar ayni zamanda ama tasak gecmesini de biliyorlar. Hristiyanlar icinde irlandali-katoliklerde de ayni durum var sanki.
Gerci bunlar dinlerini yasayan tipler degil genelde oyle buyutulmusler sadece.
Tamamen bana mi denk geliyor yoksa var mi boyle bir sey? Cok absurd bir genelleme oldu sanirsam
Gerci bunlar dinlerini yasayan tipler degil genelde oyle buyutulmusler sadece.
Tamamen bana mi denk geliyor yoksa var mi boyle bir sey? Cok absurd bir genelleme oldu sanirsam
0
Müslüman ve hristiyanlarda diaspora kafası, azınlık psikolojisi olmadığı için olabilir.
bi de hani adamların dini zaten misyonlerlik filan içermiyor, doğarken yahudisin veya değilsin. sonradan dini yaşamamayı tercih etmek de ayrı ama zaten büyürken de kimseye dini anlatma övmek vs. şeklinde büyütülmüyorsun.
e bi de malum, azınlıklar ama maşallah her yerdeler...
bi de hani adamların dini zaten misyonlerlik filan içermiyor, doğarken yahudisin veya değilsin. sonradan dini yaşamamayı tercih etmek de ayrı ama zaten büyürken de kimseye dini anlatma övmek vs. şeklinde büyütülmüyorsun.
e bi de malum, azınlıklar ama maşallah her yerdeler...
0
bence aksine hıristiyanlar daha bi rahat. yahudilerin "yobaz"ları çok yobaz. ama büyük bir kısmı da ateist zaten. onlardır rahat olanları. (ateist yahudi diye bir şey var. nedir nedendir bilmiyorum!)
ayrıca katolikler de pek rahat sayılmaz. muhtemelen mezhep farkı nednei ile bazı hırst. daha rahat görünüyor.
robin williams broadway live'da bir sahne var. müslimanlara "çakıyor" çakıyor. sonra hıristiyanlardan bahsediyor bişi için. çakarak yine. seyrici "ahh ooo" falan diyor. robin de bu duruma sinirllenip "ya ya müslümana çakarken iyidi hıristiyana çakarken aaa ooo mu diyorsunuz ne iki yüzlüsnüz falan diyor.(çok özetledim) yani aslında bizdeki gibi onların da yobaz olmasa da laf edilmesine izin vermeyeni var. izin vereni de.
ayrıca katolikler de pek rahat sayılmaz. muhtemelen mezhep farkı nednei ile bazı hırst. daha rahat görünüyor.
robin williams broadway live'da bir sahne var. müslimanlara "çakıyor" çakıyor. sonra hıristiyanlardan bahsediyor bişi için. çakarak yine. seyrici "ahh ooo" falan diyor. robin de bu duruma sinirllenip "ya ya müslümana çakarken iyidi hıristiyana çakarken aaa ooo mu diyorsunuz ne iki yüzlüsnüz falan diyor.(çok özetledim) yani aslında bizdeki gibi onların da yobaz olmasa da laf edilmesine izin vermeyeni var. izin vereni de.
0
hristiyanlar da yapıyor da müslümanlar pek yapamıyor. çünkü hepimiz ona aşıq.
0
error522
şimdi sözlükten baktım: https://eksisozluk.com/entry/26308206yazan çoğu şey doğru. arkadaşlarımınkilere baktım onlarda da neredeyse hepsinin doğru olduğunu görüyorum.nasıl oluyo lan bu?
şimdi sözlükten baktım: eksisozluk.com
yazan çoğu şey doğru. arkadaşlarımınkilere baktım onlarda da neredeyse hepsinin doğru olduğunu görüyorum.
nasıl oluyo lan bu?
yazan çoğu şey doğru. arkadaşlarımınkilere baktım onlarda da neredeyse hepsinin doğru olduğunu görüyorum.
nasıl oluyo lan bu?
0
Taşıdığı özelliklere inanıyorum. Şu gün böyle olacak, bu saatte şunlar yaşanacak kısmına inanmıyorum. İkizler kadının neredeyse tüm özelliklerini taşıyorum ben de. Ancak iki yüzlü değiliz biz. :( Yööö. :(
0
ben inanıyorum.
bu sitedekiler inanmazlar ama.
nasıl oldugunu bilmiyorum, elbet bir gün açıklanır.
edit: tabi ki dessy'nin dediği gibi. kişilik özelliklerine etki ettiğine kesinlikle inanıyorum. ama günün şöyle geçecek, şu zaman şu olacak laflarına inanmıyorum.
edit2: zaten yengeç burcu olup da burçlara inanmayan birisi olamaz.
bu sitedekiler inanmazlar ama.
nasıl oldugunu bilmiyorum, elbet bir gün açıklanır.
edit: tabi ki dessy'nin dediği gibi. kişilik özelliklerine etki ettiğine kesinlikle inanıyorum. ama günün şöyle geçecek, şu zaman şu olacak laflarına inanmıyorum.
edit2: zaten yengeç burcu olup da burçlara inanmayan birisi olamaz.
0
Ben de inaniyorum. Hali hazirda bi aslan burcunun tum ozelliklerini kanimin son damlasina kadar tasiyorum.
nasil oldugunu bilmiyorum. Astrolojinin gucu adina.
nasil oldugunu bilmiyorum. Astrolojinin gucu adina.
0
her burca aşağı yukarı aynı şeyi yazıyorlar çünkü. birine çok duygusaldır diyor, birine gizledikleri bir duygusallıkları vardır diyor, başka birine genelde değildir ama duygusal oldu mu of ne biçim diyor. burç özelliklerinde hiç kesinlik bildiren cümle görmedim şimdiye kadar, okudum da yani. bi şekilde kendini kandırıyorsun bence. inanılırlığı bu yüzden daha fazla. çin burcunu aç bak, kızılderili burcunu falan onlara da inanılır.
0
Burç fallarına değil (şu gün mutlu olacaksınız, bugün ağlayacaksınız, birisi arkanızdan konuşuyor), doğum haritasına inanıyorum.
0
tüm burç özelliklerini bilmem fal da okumam ama ailem keskin bir şekilde akrep ve boğa (akrebim ben de) üstelik koskoca bir sülalem varken bariz bi şekilde bu burçlar fazla ve de o sayılan tipik özelliklere sahipler. insan ister istemez inanıyor :)
misal bi terazi desen, yengeç desen hiç birşeyini bilmem. sadece etrafımda gözlemleyip tasdik ettiğim kadarıyla inanıyorum.
misal bi terazi desen, yengeç desen hiç birşeyini bilmem. sadece etrafımda gözlemleyip tasdik ettiğim kadarıyla inanıyorum.
0
burç + yükselen burç + ay burcu kombinasyonuna daha çok inanıyorum. doğum haritası denen şey hakikaten enteresan.
dessy+1
dessy+1
0
burçların yani astronominin "inanç" ile bir ilgisi yok.
astronomi bir bilim değil.
ancak astronomi kitabı, peygamberi olan inanılması, iman edilmesi gereken bir şey de değil.
garip ve gizemli bir şey de değil. astroloji ile ilgili çalışmaları, yazılanları siz de biraz araştırırsanız aynı sebep ve sonuçlara kendiniz de varabilirsiniz.
astroloji ile ilgili çalışmaları ara ara takip ediyorum, bir kaç kez doğum haritamla ilgili bir astrolog ile görüştüm. yer yer uygun tavsiyeleri oldu.
astrolojiye bir fal, gelecek tahmini olarak değil de kişiliğimizdeki olumlu, olumsuz yanları görebileceğimiz, eksiklerimizi gösteren bir çalışma alanı olarak bakarsak çok daha sağlıklı olur.
ayrıca astroloji gazete falından ibaret değildir.
astronomi bir bilim değil.
ancak astronomi kitabı, peygamberi olan inanılması, iman edilmesi gereken bir şey de değil.
garip ve gizemli bir şey de değil. astroloji ile ilgili çalışmaları, yazılanları siz de biraz araştırırsanız aynı sebep ve sonuçlara kendiniz de varabilirsiniz.
astroloji ile ilgili çalışmaları ara ara takip ediyorum, bir kaç kez doğum haritamla ilgili bir astrolog ile görüştüm. yer yer uygun tavsiyeleri oldu.
astrolojiye bir fal, gelecek tahmini olarak değil de kişiliğimizdeki olumlu, olumsuz yanları görebileceğimiz, eksiklerimizi gösteren bir çalışma alanı olarak bakarsak çok daha sağlıklı olur.
ayrıca astroloji gazete falından ibaret değildir.
0
Insanin dogum tarihi saatiyle kisiligi arasinda bir bag olduguna dair TEK bir bilimsel veri dahi yoktur. Tamamen safsatadan ibarettir.
Sorunun haliyle "hayaletlere inaniyor musunuz?" dan farki yoktur. Gerci onlara da inanlar var ya neyse...
"peki burcumun ozellikleri bana nasil tam uyuyor yea" diyenler icin (bkz: barnum etkisi)
Onunuze 12 burcun kisilik haritalari, hangi burca ait oldugu soylenmeden verilse, aralarindan kendi burcunuzu bulamaz sasirirsiniz (ozellikle burc - kisilik ozellikleri ile ilgili yazilari henuz okumadiysaniz). barnum etkisi de boyle calisir.
@mea: demissin ki "burçların yani astronominin "inanç" ile bir ilgisi yok. "
ASTRONOMInin burclar ile bir ilgisi yok. Astronomi bir bilim dalidir, goklerdeki cisimleri inceler. Burclar dedigin sey ASTROLOJIdir. Hic bri bilimsel, gozleme dayali gercekligi ve tutarliligi yoktur. Eski caglardan kalma bir safsatadir.
Sorunun haliyle "hayaletlere inaniyor musunuz?" dan farki yoktur. Gerci onlara da inanlar var ya neyse...
"peki burcumun ozellikleri bana nasil tam uyuyor yea" diyenler icin (bkz: barnum etkisi)
Onunuze 12 burcun kisilik haritalari, hangi burca ait oldugu soylenmeden verilse, aralarindan kendi burcunuzu bulamaz sasirirsiniz (ozellikle burc - kisilik ozellikleri ile ilgili yazilari henuz okumadiysaniz). barnum etkisi de boyle calisir.
@mea: demissin ki "burçların yani astronominin "inanç" ile bir ilgisi yok. "
ASTRONOMInin burclar ile bir ilgisi yok. Astronomi bir bilim dalidir, goklerdeki cisimleri inceler. Burclar dedigin sey ASTROLOJIdir. Hic bri bilimsel, gozleme dayali gercekligi ve tutarliligi yoktur. Eski caglardan kalma bir safsatadir.
0
Tam "zerre kadar inanmıyorum" diyecektim ki basond'un aynı şeyi yazdığını fark ettim. basond+1 olsun. Bir de ayrıntılar için robokot +1
mea "Astronomi bir bilim değildir" demişsin. Astronomi babalar gibi bilimdir. Astoloji tartışmaya açık ama astronominin bilim olması tartışmaya açık değil.
mea "Astronomi bir bilim değildir" demişsin. Astronomi babalar gibi bilimdir. Astoloji tartışmaya açık ama astronominin bilim olması tartışmaya açık değil.
0
inanmıyorum, inanan insanları da samimiyetsiz vıcır vıcır plaza canlıları olarak görüyorum.
bence dedikodudan başka konuşacak konu bulamadıkları için burç muhabbeti yapıyorlar.
bence dedikodudan başka konuşacak konu bulamadıkları için burç muhabbeti yapıyorlar.
0
ikizler burcuyum, özelliklerini taşıyorum. ikizler burcu inandırıyor. kararsızlık, değişkenlik mesela. dışarı çıksam mı, çıkmasam mı diye düşündüm. 500 kere karar değiştirdikten sonra çıkmaya karar verdim, ayakkabılarımı giydim, apartmandan çıkarken vazgeçtim, geri döndüm pijamalarımı giydim oturdum :)
0
cari kacik
Hemzemin geçitten geçen araca çarptı diye makinisti niye gözaltına alıyorlar merkeze? Geçitten geçen gg'nin kabahati değil mi o? Adamın yolu belli hızı belli. geçitte bariyer yoksa arabayı kullanan dikkat etmek zorunda değil mi? Hadi tren yoldan çıkar falan anlarım da ne günahı var lan memur maaşına
Hemzemin geçitten geçen araca çarptı diye makinisti niye gözaltına alıyorlar merkeze? Geçitten geçen gg'nin kabahati değil mi o? Adamın yolu belli hızı belli. geçitte bariyer yoksa arabayı kullanan dikkat etmek zorunda değil mi? Hadi tren yoldan çıkar falan anlarım da ne günahı var lan memur maaşına talim eden makinistlerin?
dipnot: Pamukova kazasını da makiniste ihale etmişlerdi hatırlarsınız. Biraz da o yüzden soruyorum.
dipnot: Pamukova kazasını da makiniste ihale etmişlerdi hatırlarsınız. Biraz da o yüzden soruyorum.
0
tutuklayıp hapse attılar, memuriyetten çıkardılar denmiyor ki. gözaltına alınıyor sadece. hakkında soruşturma açılıyor. belki de geçitten geçmesi gerekenden hızlı geçti? olması gereken bir şeyi yapmadı, yapmaması gereken bir şey yaptı? gözaltına alınır, ifadesi alınır, hakkında soruşturma açılır. müfettişler inceler, herhangi bir ihmali yoksa uyarı bile almaz.
ama burası türkiye. tamamen başkalarının ihmali neticesinde makinistin hibçir kusuru olmamasına rağmen iş başına bırakılabilir. pamukova'da olduğu gibi. sen tren modifiye et, makiniste hızlı kullandır, raydan çıkınca da makiniste kabahat bul.
ama burası türkiye. tamamen başkalarının ihmali neticesinde makinistin hibçir kusuru olmamasına rağmen iş başına bırakılabilir. pamukova'da olduğu gibi. sen tren modifiye et, makiniste hızlı kullandır, raydan çıkınca da makiniste kabahat bul.
0
demiryollarında ilke genelde suçu ölene yıkmaktır ,çoğu kez rapor öyle çıkar. (yani mesela makinist öldüyse ve kurumun kazada bir hatası varsa suç makiniste yıkılır olay kapanır) zaten kusurlu olarak da ölse ailesi tüm tazminatını primini alıyor nasılsa diye bakıyorlar. Kurumun hatası yoksa karayolundaki araçta kusur, tren önüne atlayan yaya vs. varsa o ayrı.
0
fallopian
We again evaluated the kappa to lambda ratio in this cohort and found 34 of the 46 to be kappa light chain restricted. This skewing towards kappa lightchain use was again highly statistically significant when compared to the expected IgM MGUS kappa to lambda ratio (P=0.0089)Bu çalışmada kappa/lambda
We again evaluated the kappa to lambda ratio in this cohort and found 34 of the 46 to be kappa light chain restricted. This skewing towards kappa light
chain use was again highly statistically significant when compared to the expected IgM MGUS kappa to lambda ratio (P=0.0089)
Bu çalışmada kappa/lambda oranını tekrar değerlendirdiğimizde 46 hastanın 34’ünde kappa hafif zincirinin resrtikte olduğu görüldü.
1-restrikte'yi nasıl düzgün çevireyim?
2-ikinci cümleyi düşünemedim.
3-teşekkürler sevgiler^^
chain use was again highly statistically significant when compared to the expected IgM MGUS kappa to lambda ratio (P=0.0089)
Bu çalışmada kappa/lambda oranını tekrar değerlendirdiğimizde 46 hastanın 34’ünde kappa hafif zincirinin resrtikte olduğu görüldü.
1-restrikte'yi nasıl düzgün çevireyim?
2-ikinci cümleyi düşünemedim.
3-teşekkürler sevgiler^^
0
bu cohord içerisindeki kappa ve lamda oranını tekrar değerlendiriyo ve 46 kappa ışığı zincirinden 34'ünü kısıtlandığını görüyoruz (buluyoruz)
kappa light zinciri kullanımına doğru olan skewing(eğiklik), beklenen Igm MGUS kappa lamda oranıyla (P=...) karşılaştırıldığında yeniden yüksek oranda kaydadeğer görünmektedir.
kappa light zinciri kullanımına doğru olan skewing(eğiklik), beklenen Igm MGUS kappa lamda oranıyla (P=...) karşılaştırıldığında yeniden yüksek oranda kaydadeğer görünmektedir.
0
1- hafif zincir (kullanımının) kısıtlı olduğu..
2- kappa hafif zincir kullnımı yönündeki bu eğim de (burada skew dediği istatistiksel grafiği çizince oluşan yamulma) beklenen IgM MGUS kappa/lambda oranı (P=0.0089) ile karşılaştırıldığında istatistiksal olarak oldukça anlamlıdır.
2- kappa hafif zincir kullnımı yönündeki bu eğim de (burada skew dediği istatistiksel grafiği çizince oluşan yamulma) beklenen IgM MGUS kappa/lambda oranı (P=0.0089) ile karşılaştırıldığında istatistiksal olarak oldukça anlamlıdır.
0
ibomiu
Cok cok zamandir issizim.. acim.. Benim icin firsat dogmustu. Sartlari duyunca biraz pornografik geldi acikcasi. Bana bir fikir verir misiniz. Isi kabul ettim ama yediremiyorum kendime bu sartlari. Ise gitsem mi asamasindayim.C sinifi is guvenligi uzmanligi belgesi aldim is bulmak adina katkisi olur
Cok cok zamandir issizim.. acim.. Benim icin firsat dogmustu. Sartlari duyunca biraz pornografik geldi acikcasi. Bana bir fikir verir misiniz. Isi kabul ettim ama yediremiyorum kendime bu sartlari. Ise gitsem mi asamasindayim.
C sinifi is guvenligi uzmanligi belgesi aldim is bulmak adina katkisi olur diye.
Bir ortak saglik guvenlik birimi C sinifi is guvenligi uzmani olarak ise alacak. Risk analizi yapip imza atacagim. Nitelikli eleman sifatiyla kosgeb ten adima destek alacaklar.
Maas 849 tl.
Haftalik calisma suresi:50-55 saat
Yol ucreti yok(her gun 2,5tl bana masraf demek bu)
Yemek yok-yemek ucreti yok(bununda masrafi olacak)
Issizlikten kabul edecegim ama en cok korkutan tarafta bu yemek olayi aslinda, aksam evde yemek yapanim yok benim.. sabah kahvaltisi yumurta(bazen).. oglen yemegi masraf olmasin diye yersem 1-2 tl atistirmalik belki.. aksam makarna.
Diger secenek fast food yerinde bir is buldum.
Vasifsiz is.
900tl maas
12 saat calisma.
Yemek var.
Yol masrafi yok
C sinifi is guvenligi uzmanligi belgesi aldim is bulmak adina katkisi olur diye.
Bir ortak saglik guvenlik birimi C sinifi is guvenligi uzmani olarak ise alacak. Risk analizi yapip imza atacagim. Nitelikli eleman sifatiyla kosgeb ten adima destek alacaklar.
Maas 849 tl.
Haftalik calisma suresi:50-55 saat
Yol ucreti yok(her gun 2,5tl bana masraf demek bu)
Yemek yok-yemek ucreti yok(bununda masrafi olacak)
Issizlikten kabul edecegim ama en cok korkutan tarafta bu yemek olayi aslinda, aksam evde yemek yapanim yok benim.. sabah kahvaltisi yumurta(bazen).. oglen yemegi masraf olmasin diye yersem 1-2 tl atistirmalik belki.. aksam makarna.
Diger secenek fast food yerinde bir is buldum.
Vasifsiz is.
900tl maas
12 saat calisma.
Yemek var.
Yol masrafi yok
0
Deneme süresi boyunca maaşını al ve iş aramaya devam et. Bulunca bırakırsın. Parasız kalmandan iyidir. İşveren öğle yemeğini karşılamak zorunda diye biliyorum. Bunlar komple sikecek adam arıyorlar.
0
başka bir iş bulana kadar gir, bunu kabul etmeyip boş boş oturmak daha mı iyi?
0
aslında özelliklerini söylesen bize bir okul filan bitirdin mi iş deneyimin var mı yaşın kaç gibi, daha da yardımcı olunurdu.
0
@tutun kolonyasi +1 [email protected] adresine cv ni gonderir misin
0
o zaman fast food. ama orda da çok yorulacağını tahmin ediyorum. sağlık olsun yaparım dersen fast foodu tercih et madem.
ama burdan başka kalifiye bir işe geçmen zor olabilir.
ama burdan başka kalifiye bir işe geçmen zor olabilir.
0
iş güvenliği işinde ilerleme durumun var ama fast food'da en fazla arka mutfaktan kasaya terfi edersin.
0
Madem Kosgeb'den adına destek alacaklar muhtemelen sana ödeyecekleri tüm rakamın yakl. %40 ını zaten devletten alacaklar. Bence yol ve Yemek olayını konuş, olursa olur olmazsa olmaz de! Ve Net 1200 TL iste! Zaten aradaki fark da senin yemek ve yol farkın!
0
rock n roll
selam, insanlar Türkiye'de yaşadıklarını bildikleri halde neden çocuk yaparlar. insan hayatına 5 kuruş değer verilmediğini bile bile neden? çok ilginç, hiç akla gelmeyecek bir sebepten çocuğunu kaybedebilirsin burada, çocuğun da seni kaybedebilir. neden bilinçli olarak bu travmayı kabul ediyorlar in
selam, insanlar Türkiye'de yaşadıklarını bildikleri halde neden çocuk yaparlar. insan hayatına 5 kuruş değer verilmediğini bile bile neden? çok ilginç, hiç akla gelmeyecek bir sebepten çocuğunu kaybedebilirsin burada, çocuğun da seni kaybedebilir. neden bilinçli olarak bu travmayı kabul ediyorlar insanlar. bir anlatın bana lütfen.
0
herkes, benim başıma gelmez diye düşünüyor. bir şeyi bilmekle içselleştirmek ayrı şeyler.
yani aids ne kadar yaygın, etraf cinsel yolla bulaşan hastalık dolu biliyoruz ama yine de riskli ilişkilere giriyoruz, riskin var olduğunu bariz olduğunu biliyoruz ama bize olmazmış gibi geliyor.
alkollü iken araba kullanmanın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyoruz, hepimizin çevresinde bu sebeple ölen en az bir kişi var, ama ben dikkatli şöförüm şahane şöförüm benim başıma gelmez diyoruz.
en basitinden bunca insan sigaranın kendini öldürebileceğini kanser edip süründürebileceğini biliyor, ama kendisinin başına gelebileceğinin tam bir farkındalığına sahip değil.
yani aids ne kadar yaygın, etraf cinsel yolla bulaşan hastalık dolu biliyoruz ama yine de riskli ilişkilere giriyoruz, riskin var olduğunu bariz olduğunu biliyoruz ama bize olmazmış gibi geliyor.
alkollü iken araba kullanmanın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyoruz, hepimizin çevresinde bu sebeple ölen en az bir kişi var, ama ben dikkatli şöförüm şahane şöförüm benim başıma gelmez diyoruz.
en basitinden bunca insan sigaranın kendini öldürebileceğini kanser edip süründürebileceğini biliyor, ama kendisinin başına gelebileceğinin tam bir farkındalığına sahip değil.
0
çocuk yapmak mantık ile yürümüyor ki.
içgüdüsel bir şey ve soyunu sürdürme isteği.
dünyada hayatta kalma arzusundan daha kuvvetli bir şey yok.
içgüdüsel bir şey ve soyunu sürdürme isteği.
dünyada hayatta kalma arzusundan daha kuvvetli bir şey yok.
0
soyları devam etmese dünya için kayıp mıdır bu yani? millet soyunu ne zannediyor ve neden abartıyor. genleri sürecekmiş, soyundan Einstein mi çıktı, bilim adamları, sanatçılar mı çıktı? dünyayı kurtarırlar belki diye mi düşünülüyor?
0
doğurma isteği içgüdüseldir. yani soyun devam etmesiyle ilgili söylenenler de içgüdüsel gelişen durumlar. mesele kendi soyunu abartmak değil, çocuğunun einstein olmasını istemek falan hiç değil, yalnızca içgüdü. ve annelik, babalık daha çok duygusal anlamda sahiplenilen bir şey. ayrıca dünya ne durumda olursa olsun, benim en temel annelik içgüdüme neden engel olsun? bu dünya 2 tane acı dolu yas dolu dünya savaşı geçirdi, yine de yaşama, doğurma içgüdüsüne engel değil bunlar. dünyada yeni gelen bebeklere de yer var, su var, ihtiyaçlarını karşılayacak her şey var. ama tabii paylaşan yok, kirlilik çok. şimdi suç, benim bir kadın olarak gebelik sürecini yaşamak istemem mi? emzirmek istemem mi?
ayrıca dünya kötü diye çocuk yapmamak, dışarıda araba çarpabilir diye sokağa çıkmamak gibi bir şey. niye çıkmayayım ki sokağa?
yeni doğan bir bebeğin hayatına gerekli olan o 5 kuruşluk değeri annesi verir zaten. yoksa bin yıllardır insan köle olmaktan ileri gidemedi.
ayrıca dünya kötü diye çocuk yapmamak, dışarıda araba çarpabilir diye sokağa çıkmamak gibi bir şey. niye çıkmayayım ki sokağa?
yeni doğan bir bebeğin hayatına gerekli olan o 5 kuruşluk değeri annesi verir zaten. yoksa bin yıllardır insan köle olmaktan ileri gidemedi.
0
çocuk yapmamak gibi bi seçenek olduğunu düşünmüyor bile bazı insanlar. yani hayatın akışı bu şekilde olmalıdır gibi bi yargı var ve sorgulanmıyor bile: oku, iş bul, evlen, çocuk yap. çocuk nasıl bi yere gelecek neler yaşayacak düşünmüyorlar bence. düşündüğü halde sadece "anne olmak istiyorum"- "baba olmak istiyorum" mantığıyla yapanlar da var. ben bunu bencilce buluyorum ama tartışılır.
0
biz vazgeçtik örneğin.
türkiye'de yaşamaya devam etmek durumda kaldıgımız sürece çocuk yapmayacağız.
içgüdü,soyun devamı vs iyi hoş da ben şu saatten sonra şansla çocuk büyütüp paranoyak olamam.
türkiye'de yaşamaya devam etmek durumda kaldıgımız sürece çocuk yapmayacağız.
içgüdü,soyun devamı vs iyi hoş da ben şu saatten sonra şansla çocuk büyütüp paranoyak olamam.
0
ya bi de sadece içgüdülerimizle yaşamadığımız bir dünyada içgüdülerin öyle istiyor diye çocuk yapmak mantıklı değil ki. insan içgüdülerine ve doğaya bu kadar ters düşmüşken bu konu bu şekilde değerlendirilmemeli.
0
insan bugün, öğrenilmiş davranış ile içinden gelen davranışın ne olduğu konusunda karışıktır. ama içgüdü konusunda değil. yani dişiysen pembe giymek içinden mi geliyor yoksa sana öğretilen bir şey mi, bunu bilmiyoruz, ayıramıyoruz.
gelişen dünya elbette ki insanın, hayvan yanına sırt çevirmesi sonucunu getirdi. doğallığını yitirmesine sebep oldu. ama yaşama içgüdüsü devam ediyor, en zor koşullarda bile kalsak, açlıktan ölecek olsak yine de kurtuluş yolunu panik içinde ararız, tek sebebi de yaşama içgüdüsüdür.
gelişen dünya elbette ki insanın, hayvan yanına sırt çevirmesi sonucunu getirdi. doğallığını yitirmesine sebep oldu. ama yaşama içgüdüsü devam ediyor, en zor koşullarda bile kalsak, açlıktan ölecek olsak yine de kurtuluş yolunu panik içinde ararız, tek sebebi de yaşama içgüdüsüdür.
0
çocuk yapmayı isteyebilirsin, mesela hayatta benim kadar anaç bir kadın yoktur. mükemmel bir anne olurum, ama o isteğini bir şekilde dizginlemelisin. yok çocuk kıymeti yok bu ülkede. çocuğunun gittiği kreşte üzerine lavabo düşebilir, oyun oynarken açık bırakılan çukura düşebilir. bir de üstüne çocuğunu suçlu çıkarırlar. çocuğunu pisi pisine kaybedebilirsin. insan hayatının çok önemli olduğu bir ülkede yaşasaydın doğur istiyorsan.
0
Uygun yaşama koşulları olmasa bile insanın içine bilinci pasif bırakan bir üreme iç güdüsü yerleştirilmiş ( çünkü dünyaya bolca köle lazım ) Eğer insan oğluna bu iç güdü verilmeseydi insanlar bilinçli şekilde ürer ve dünya bu kadar rezil bi halde olmazdı
0
türkiye'de yaşamaktan ne kadar nefret ettiğimi her yerde yazıyorum. ama "türkiye'de yaşadığını bildiği halde çocuk yapmak" kalıbı da bana çok garip geliyor açıkçası.
çocuğun çok daha medeni bir ülkede 3 yaşında hasta olup da ölebilir. sadece toplumun genel sağlığı nedeniyle, ihtimal türkiye'ye kıyasla daha azdır.
kaynakların azlığı, dünyanın daha fazla insanı taşıyamayacak olması gibi sebeplerden dolayı "biz yetiyoruz, başkasını yapmayalım" derseniz anlarım. ama "ya bi şey olursa?" diye düşünerek çocuk yapmaktan kaçınanların paranoyak olduğunu düşünüyorum. neden çocuk yapılmalı ya da yapılmamalı konusunda sağlıklı bir düşünceden ziyade çok karamsar bir dünya koyuyorlar ortaya.
ben "içgüdülerimizle yaşamıyorum"a katılmıyorum açıkçası, bal gibi de içgüdülerimizle yaşıyoruz. şu şartlar altında evlenmek olsun, çocuk yapmak olsun benim de çok korkacağım şeyler. ama baba olabilecek seviyeye geldiğimi hissettiğimde, şartlar el verecek olursa niye istemeyeyim?
soyun devamını çok basit düşünüyorsun. kimse "ben süperim, 100 sene sonrasını da göreyim" diyerek çocuk yapmıyor. size hiç öyle gelmiyor olabilir ama 3 yaşında, bana benzeyen, sevdiğim kadınla ortak çalışmalarım sonucunda dünyaya getirdiğim apayrı bir can bana acayip sempatik geliyor. evet şu an türkiye'de bunu yapmam, ama "çocuk yapmak tü kaka" da dememek lazım.
her insan bir şeylere ihtiyaç duyar. kimisi gurur ihtiyacını "aslan gibi oğul"la karşılıyor, kimisi başka şeylerden. evladın özellikle de bir kadın için ne ifade ettiğini göstermesi açısından oğullar ve sevgililer şahane bir roman, bu vesileyle önermiş olayım okumadıysan. git morel'e de bakiyim "niye yaptın bu kadar çocuk" diye, saçını başını yolsun senin.
neyse, çok karıştırdım. çocuk yapmak çok acayip ve "güzel ortam" sağlandığı sürece güzel bi şey bence. yapmak isteyenleri anlamak o kadar zor olmamalı. öyle ya da böyle bir şekilde yaşıyoruz. herkes evladına daha iyi bir gelecek sağlamak ister ama allah değiliz biz de yani, "çocuk sevecem" deyip pat diye çocuk yapıyolar, acayip acayip işler.
çocuğun çok daha medeni bir ülkede 3 yaşında hasta olup da ölebilir. sadece toplumun genel sağlığı nedeniyle, ihtimal türkiye'ye kıyasla daha azdır.
kaynakların azlığı, dünyanın daha fazla insanı taşıyamayacak olması gibi sebeplerden dolayı "biz yetiyoruz, başkasını yapmayalım" derseniz anlarım. ama "ya bi şey olursa?" diye düşünerek çocuk yapmaktan kaçınanların paranoyak olduğunu düşünüyorum. neden çocuk yapılmalı ya da yapılmamalı konusunda sağlıklı bir düşünceden ziyade çok karamsar bir dünya koyuyorlar ortaya.
ben "içgüdülerimizle yaşamıyorum"a katılmıyorum açıkçası, bal gibi de içgüdülerimizle yaşıyoruz. şu şartlar altında evlenmek olsun, çocuk yapmak olsun benim de çok korkacağım şeyler. ama baba olabilecek seviyeye geldiğimi hissettiğimde, şartlar el verecek olursa niye istemeyeyim?
soyun devamını çok basit düşünüyorsun. kimse "ben süperim, 100 sene sonrasını da göreyim" diyerek çocuk yapmıyor. size hiç öyle gelmiyor olabilir ama 3 yaşında, bana benzeyen, sevdiğim kadınla ortak çalışmalarım sonucunda dünyaya getirdiğim apayrı bir can bana acayip sempatik geliyor. evet şu an türkiye'de bunu yapmam, ama "çocuk yapmak tü kaka" da dememek lazım.
her insan bir şeylere ihtiyaç duyar. kimisi gurur ihtiyacını "aslan gibi oğul"la karşılıyor, kimisi başka şeylerden. evladın özellikle de bir kadın için ne ifade ettiğini göstermesi açısından oğullar ve sevgililer şahane bir roman, bu vesileyle önermiş olayım okumadıysan. git morel'e de bakiyim "niye yaptın bu kadar çocuk" diye, saçını başını yolsun senin.
neyse, çok karıştırdım. çocuk yapmak çok acayip ve "güzel ortam" sağlandığı sürece güzel bi şey bence. yapmak isteyenleri anlamak o kadar zor olmamalı. öyle ya da böyle bir şekilde yaşıyoruz. herkes evladına daha iyi bir gelecek sağlamak ister ama allah değiliz biz de yani, "çocuk sevecem" deyip pat diye çocuk yapıyolar, acayip acayip işler.
0
söylemek istediğim şu; çocuğa, insana değer yok. lavabo örneğimde, sallanan bir lavabo var, yerine sabitlenmemiş. orası kreş, küçük çocukların olduğu bir yer. buna rağmen önemsenmemiş. çocuk bu lavabonun altında kalır ölür dememişler, kısaca bana ne ölüyorsa ölsün denilmiş. ya da çukur kapatılmamış, çocuklar oynarken buraya düşer bişey olur denmemiş, umursanmamış. bir de üstüne adli tıp raporunda çocuk hatalı gösterildi. çocuk öldükten sonra o lavaboyu tamir ettiler, o çukuru kapattılar. bunlardan başka örnekler de var. sorumlular hiç sıkıntı yaşamadılar.
0
çocuk sahibi olmak elbette güzel bir sey ama sorulan Türkiye'de çocuk sahibi olmak sanıyorum.
Ortalama standartları olan bir ülkeye göre burada çocuk sahibi olmak her anlamda büyük risk diye düşünüyorum.
Devletin sağlayacağı sağlık hizmetinden tutun da sosyal hayat içinde yaşayacağı her türlü olay bir tehdit.
Anne-baba adayı olarak da bunları düşünmek gerekir.
Yoksa allah verir rızkını diyip tüm bunları görmezden gelmek kolay kısmı.
Benim çocuk sahibi olmayı düşünmem için insana değer veren medeni bir ülkede,uygun ekonomik koşullarda yaşıyor olmam ve çocuğumun geleceği ile ilgili endişe duymuyor olmam gerekir.
Bunun paranoyaklık değil,mantıklı bir insan isteği oldugunu düşünüyorum.
Ortalama standartları olan bir ülkeye göre burada çocuk sahibi olmak her anlamda büyük risk diye düşünüyorum.
Devletin sağlayacağı sağlık hizmetinden tutun da sosyal hayat içinde yaşayacağı her türlü olay bir tehdit.
Anne-baba adayı olarak da bunları düşünmek gerekir.
Yoksa allah verir rızkını diyip tüm bunları görmezden gelmek kolay kısmı.
Benim çocuk sahibi olmayı düşünmem için insana değer veren medeni bir ülkede,uygun ekonomik koşullarda yaşıyor olmam ve çocuğumun geleceği ile ilgili endişe duymuyor olmam gerekir.
Bunun paranoyaklık değil,mantıklı bir insan isteği oldugunu düşünüyorum.
0
dünyanın en güzel yerinde en iyi imkanlarıyla dahi yaşasan o çocuğun hastalıktan, kazadan saçma sapan bir nedenden yine de ölme ihtimali var. Türkiye de yaşamak bu oranı arttırıyor olabilir ama dünya üzerinde bunun sıfıra indiği bir yer yok o yüzden böyle düşünmek biraz abartı oluyor. ama şu var "bu koşullarda çocuk yetiştirmek istemiyorum" diyebilirsin senin tercihindir.
birazda çocuk yapmanın dışında bir şey bilmedikleri için böyle. adam öğrenmiş zaten okul, iş, evlilik, çocuk, torun-emeklilik, mezar. bunun dışında bir yaşam tarzı bilmiyor. bu yüzden bu halkanın dışına çıkamıyor, çıkarsa kendini anormal hissediyor. kendi çocuklarına da bunu öğretiyor.
kendi bi halt yemiş çocuk yapmış, çocuğuna da ona göre "ne zaman evleneceksin sen?" diye baskı yapıyor, evlenince "torunum ne zaman gelecek" diye soruyor. arkadaşlarıyla bir araya gelince tek konuşup övündükleri konu çocukları ve torunları çünkü. 'benim çocuklar, çocuk yapmak istemedi' demek onun için utanılacak bir şey.
birazda çocuk yapmanın dışında bir şey bilmedikleri için böyle. adam öğrenmiş zaten okul, iş, evlilik, çocuk, torun-emeklilik, mezar. bunun dışında bir yaşam tarzı bilmiyor. bu yüzden bu halkanın dışına çıkamıyor, çıkarsa kendini anormal hissediyor. kendi çocuklarına da bunu öğretiyor.
kendi bi halt yemiş çocuk yapmış, çocuğuna da ona göre "ne zaman evleneceksin sen?" diye baskı yapıyor, evlenince "torunum ne zaman gelecek" diye soruyor. arkadaşlarıyla bir araya gelince tek konuşup övündükleri konu çocukları ve torunları çünkü. 'benim çocuklar, çocuk yapmak istemedi' demek onun için utanılacak bir şey.
0
Hırstan olmasın sakın.Bu kadar duygusal varlıktan mantık beklemeyin.Herkes yapıyor ben de yapayım ne değişecek der ve yapar.
0
24 yaşına kadar sevgili yapmamış, 30'a kadar evlenmeyi aklından bile geçirmemiş bir kadın olarak ben çocuk için ölüyorsam kesinlikle içgüdüsel.
yoksa bana kimse ne çocuk yaptırabilir, ne Türkiyesi kalır bunun.
O değil ben istesem gider başka bir ülkede de yaşarım -ki zaten yaşadım- ama hayır, ben burda doğurmak burda büyütmek istiyorum.
Niye herkesin sizin açınızdan baktığını düşünüyorsunuz ki? dünyadaki tek laik müslüman ne kadar sorunlu da olsa demoktatik ülkeyiz mesela, çocuğum ana dilinin konuşulduğu ülkede büyüsün istiyorum mesela en azından ilk okulu bitirene kadar.Dede-nine, kandil-bayram, nevruz-hıdırellez bilsin istiyorum mesela.
Çocuk büyütmek nerede olursanız olun zor. Başka ülkede olsam ya azınlık olacam ya memlekete uzak ya da bambaşka detlerim olacak kaçış yok bundan.. Sadece pozitif çocuk ölüm oranı istatistiği mutlu çocukluğun garantisi olsaydı istatistik bilenlerin hepsi o ülkede doğum yapardı...
yoksa bana kimse ne çocuk yaptırabilir, ne Türkiyesi kalır bunun.
O değil ben istesem gider başka bir ülkede de yaşarım -ki zaten yaşadım- ama hayır, ben burda doğurmak burda büyütmek istiyorum.
Niye herkesin sizin açınızdan baktığını düşünüyorsunuz ki? dünyadaki tek laik müslüman ne kadar sorunlu da olsa demoktatik ülkeyiz mesela, çocuğum ana dilinin konuşulduğu ülkede büyüsün istiyorum mesela en azından ilk okulu bitirene kadar.Dede-nine, kandil-bayram, nevruz-hıdırellez bilsin istiyorum mesela.
Çocuk büyütmek nerede olursanız olun zor. Başka ülkede olsam ya azınlık olacam ya memlekete uzak ya da bambaşka detlerim olacak kaçış yok bundan.. Sadece pozitif çocuk ölüm oranı istatistiği mutlu çocukluğun garantisi olsaydı istatistik bilenlerin hepsi o ülkede doğum yapardı...
0
dilem
yav bu melih gökçeki hangi ankaralıya sorsan küfürden normal konuşmaya geçemez ama nedense hep o kazanır nedendir ki acep
yav bu melih gökçeki hangi ankaralıya sorsan küfürden normal konuşmaya geçemez ama nedense hep o kazanır nedendir ki acep
0
Genel bir arabesk ruh hali yada stockholm sendromu olabilir. Artik mantikli dusunemez oldum.
0
Pavlis sen nasıl geldin buraya?? Hadi gel dostum diğer başlıktaydın sen.
Cevap. Ben de gün icinde tayyibe partisine kufreden onlarca insan görüyorum ama durum ortada. Bizim muhattap olduklarimiz degil belki ama olmadiklarimiz oy veriyor ve cidden büyük bi kitle.
Cevap. Ben de gün icinde tayyibe partisine kufreden onlarca insan görüyorum ama durum ortada. Bizim muhattap olduklarimiz degil belki ama olmadiklarimiz oy veriyor ve cidden büyük bi kitle.
0
karşılaştığın ankaralılar üniversiteli ise, kızılay vs etrafındaki esnaf, taksici vb. ise tabi ki küfreder.
seni sincanda, pursaklarda bir ev hanımı ve asgari ücretli eşiyle 4 çocuğunun yanına alalım.
ardından da iki grubun nüfusu karşılaştıralım, kafi.
ha bir de bu seçimde inanılmz şekilde köylere de çalışıyor melih...faal arkadaşların dediğine göre kömür kamyonu, erzak yardımı gitmeyen köy kalmamış..işte öyle.
seni sincanda, pursaklarda bir ev hanımı ve asgari ücretli eşiyle 4 çocuğunun yanına alalım.
ardından da iki grubun nüfusu karşılaştıralım, kafi.
ha bir de bu seçimde inanılmz şekilde köylere de çalışıyor melih...faal arkadaşların dediğine göre kömür kamyonu, erzak yardımı gitmeyen köy kalmamış..işte öyle.
0
aa, benim ismim geçiyo ama ben ne yazdım ki? farkında olmadan mı yazdım? beynim yandı. aydınlatın lütfen.
konuya gelecek olursak, bi haber videosu hatırlıyorum; melih gökçek ankara'yla alakalı bir kararın verilmesi için (ne olduğu hatrımdan çıkmış) halk oylamasına gitmişti, kendi istediği sonucu elde etmek için de şehrin ücra köşelerine servis hizmeti vererek taşralarda oturan, alakasız insanları oylayamaya getirmişti. ankara'yı hiç bilmem ama bunun gibi çok fazla sayıda insan olduğundan da eminim.
konuya gelecek olursak, bi haber videosu hatırlıyorum; melih gökçek ankara'yla alakalı bir kararın verilmesi için (ne olduğu hatrımdan çıkmış) halk oylamasına gitmişti, kendi istediği sonucu elde etmek için de şehrin ücra köşelerine servis hizmeti vererek taşralarda oturan, alakasız insanları oylayamaya getirmişti. ankara'yı hiç bilmem ama bunun gibi çok fazla sayıda insan olduğundan da eminim.
0
ikinoktayedi
(bkz:sigortalı olmayanların 213 tl ödeme zorunluluğu)ben burada devletin işsizlerden, üni. öğrencisinden, part-time çalışandan habersizce kesinti yaptığından yakınıyorum. almanya'daki bir akrabam ise; orada işsiz olduğunu ve devletten herhangi bir yardim alamadığını, sigorta için de aylık yaklaşık 2
(bkz: sigortalı olmayanların 213 tl ödeme zorunluluğu)
ben burada devletin işsizlerden, üni. öğrencisinden, part-time çalışandan habersizce kesinti yaptığından yakınıyorum.
almanya'daki bir akrabam ise; orada işsiz olduğunu ve devletten herhangi bir yardim alamadığını, sigorta için de aylık yaklaşık 290 euro ödediğini söyledi.
konu hakkında bilgisi olan var mı? almanya'da işsiz biri zorunlu olarak 290 euro mu ödüyor?
bir de şuna bi bakın belki devlete borcu olan vardır:
onlinetahsilat.sgk.gov.tr
Sorgu Türü : Diğer Ödemeler
Sorgu Tipi : GSS Prim
T.C. Kimlik No : ***********
Güvenlik Kodu : *****
---> Borç Sorgula
ben burada devletin işsizlerden, üni. öğrencisinden, part-time çalışandan habersizce kesinti yaptığından yakınıyorum.
almanya'daki bir akrabam ise; orada işsiz olduğunu ve devletten herhangi bir yardim alamadığını, sigorta için de aylık yaklaşık 290 euro ödediğini söyledi.
konu hakkında bilgisi olan var mı? almanya'da işsiz biri zorunlu olarak 290 euro mu ödüyor?
bir de şuna bi bakın belki devlete borcu olan vardır:
onlinetahsilat.sgk.gov.tr
Sorgu Türü : Diğer Ödemeler
Sorgu Tipi : GSS Prim
T.C. Kimlik No : ***********
Güvenlik Kodu : *****
---> Borç Sorgula
0
mısır
ben açıkçası kimseye söylememe kararı almıştım ona devam ediyorum.bu duyuru nickimi bir arkadaşım kendi imkanlarıyla bir şekilde anlamış tabi de sözlüğü bilmiyor.soruyor bazen. siz arkadaşlarınıza söylüyor musunuz sözlük nicklerinizi.bir tane daha duyuru hesabım var gerçi artık ordan soracağım..
ben açıkçası kimseye söylememe kararı almıştım ona devam ediyorum.
bu duyuru nickimi bir arkadaşım kendi imkanlarıyla bir şekilde anlamış tabi de sözlüğü bilmiyor.
soruyor bazen. siz arkadaşlarınıza söylüyor musunuz sözlük nicklerinizi.
bir tane daha duyuru hesabım var gerçi artık ordan soracağım..
bu duyuru nickimi bir arkadaşım kendi imkanlarıyla bir şekilde anlamış tabi de sözlüğü bilmiyor.
soruyor bazen. siz arkadaşlarınıza söylüyor musunuz sözlük nicklerinizi.
bir tane daha duyuru hesabım var gerçi artık ordan soracağım..
0
sadece eski ev arkadaşım biliyor, bir de sözlük-deviantart üzerinden tanıştığım bir arkadaş. daha da söylemem kimseye.
0
çok nadir, sözlük nicklerimi şimdiye kadar 2-3 arkadaşıma ancak söylemişimdir. bir tanesini de sözlükte tanıyıp hızımı alamayıp mesaj attım, kendi kendimi ifşa etmiş bulundum yani.
0
söylememe gerek kalmadı hiç. yazım tarzımdan, esprilerden falan bir şekilde buldular hep, şansımı skiyim. eve birisi geliyor mesela, ev arkadaşım "meister aha bu işte" diyerek tanıştırıyor. sadece sözlük üzerinden iletişim kurabildiğim, ara sıra yazan insanlar var. onlar olmasa silicem direkt hesabı gidicem de işte iletişim tamamen kopuyor bir kısımla, o yüzden takılıyorum şimdilik.
0
Benim açımdam sıkıntı yok, kağıda yazıp ellerine versem belki yazdıklarımı takip edebilirler.
0
sadece yazar olduğumu biliyorlar, nickimi bilmiyorlar,
@hlidskjalf nickin gibi random güldüm :)))
@hlidskjalf nickin gibi random güldüm :)))
0
biliyorlar benimkini. heryerde de yazıyor. hiçbirinize atıfta bulunmuyorum sakın yanlış anlaşılmasın, günlük hayatta arkasında duramayacağım şeyleri yazmıyorum, yazıyorsam da arkasında dururum zaten, anonim kalmak için bir sebebim yok.
0
kankime sözlükte yazar olduğumu söyledim. 2 gün araştırdı. 2 nick söyledi, 2.si douchebag'di.
önce inkar ettim, ben değilim dedim ama onunla gittiğimiz yerde valeye para vermeyişimi bile yazmışım. çok salağım :)
onun dışında sözlükten tanıştıklarım hariç kimse bilmiyor.
ps: ilk söylediği nick de ornitorenk gagali memelidir
önce inkar ettim, ben değilim dedim ama onunla gittiğimiz yerde valeye para vermeyişimi bile yazmışım. çok salağım :)
onun dışında sözlükten tanıştıklarım hariç kimse bilmiyor.
ps: ilk söylediği nick de ornitorenk gagali memelidir
0
Benden baska bilen yok. Kiriliyolardi eskiden soylemeyince. Simdi sanirim yazar olmanin bi ske yaramadigini farkettiler. Sallamiyorlar sukur.
0
Sadece bi arkadaşıma (hayatta en çok güvendiğim insana) söyledim. Bi de sözlükten tanıştığım insanlar biliyor doğal olarak.
0
bir arkadaşım ve ablam biliyor. onun da sözlükten biriyle iletşime geçip mesajlaşması gerekiyordu, mecbur kalıp şifreyi vermiştim, pişmanım :(
0
pek çok kişi yazar olduğumu biliyor, ama nick'imi söylemiyorum. sır falan olarak sakladığımdan değil, zaten bulmak isteyen çok kolay bulur. söylememe nedenim la nua falan diyince anlamıyolar :)
0
Ben eksi'de yazmazken bi arkadas bana soylememisdi. Ama ben soylerim. Sakinca gormem.
0
sözlükte hiç yazmadım burdaki nickimi kimse bilmiyor
ha bi de benim neredeyse tüm okul/iş çevrem yazar yakın olduklarımınkini bilirim ama söylediklerinden değil önsezi, tesadüf, çıkarım filan fıstık yani söylemesen de biliniyor
ha bi de benim neredeyse tüm okul/iş çevrem yazar yakın olduklarımınkini bilirim ama söylediklerinden değil önsezi, tesadüf, çıkarım filan fıstık yani söylemesen de biliniyor
0
umrumda değil burdaki nickimi kimin bildiği..
okulda benle ilgili ileri geri konuşanların da götüne kocaman bir kazık girsin, pezevekler..
okulda benle ilgili ileri geri konuşanların da götüne kocaman bir kazık girsin, pezevekler..
0
anonim olarak kişilik bilgilerimden uzak fikir ve düşünce olarak bulunduğum bir ortam. söylemem tabiki. yeri geldi en acı çektiğim şeyleri yazdım. birisinin bunları bilmesi, durup dururken yüzüme vurması demek. kimseye bu hakkı vermek istemem.
0
kibritsuyu
muhtarlarını kim seçiyor?örneğin ben ankara kızılay'da çalışıyorum. hadi kızılay mahallesi'nde nispeten tek tük ikametgah vardır. ama ne bileyim ostim falan komple bir mahalle sanayi mahallesi. e oranın da muhtarı var. kim seçecek oranın muhtarını?
muhtarlarını kim seçiyor?
örneğin ben ankara kızılay'da çalışıyorum. hadi kızılay mahallesi'nde nispeten tek tük ikametgah vardır. ama ne bileyim ostim falan komple bir mahalle sanayi mahallesi. e oranın da muhtarı var. kim seçecek oranın muhtarını?
örneğin ben ankara kızılay'da çalışıyorum. hadi kızılay mahallesi'nde nispeten tek tük ikametgah vardır. ama ne bileyim ostim falan komple bir mahalle sanayi mahallesi. e oranın da muhtarı var. kim seçecek oranın muhtarını?
0
mahalle ismine takılmayın. her mahallede illa 1-2 tane ev var mı?
velev ki var. koca mahallenin muhtarını sanayi mahallesinin köşesinde kalmış iki tane ev mi seçecek?
velev ki var. koca mahallenin muhtarını sanayi mahallesinin köşesinde kalmış iki tane ev mi seçecek?
0
Ostim'de bi suru ev var, hatta ilkogretim okulu da vardi.
Eger bi bolgede yerlesim yoksa, mahalle statusu duser, diger mahallelere baglanir diye dusunuyorum.
Eger bi bolgede yerlesim yoksa, mahalle statusu duser, diger mahallelere baglanir diye dusunuyorum.
0
bana öyle geliyor ki, sanayi mahallesi (örneğin ostim) kağıt üstünde kendisine yakın başka bir mahalleye bağlı olabilir. yoksa sanayi civarında kim ikametgah gösterecek yani mantıksız. doğru bir noktaya temas etmişsiniz.
0
Hocam yapmayın, ne 1-2'si? Bir yerde iş yeri varsa, etrafında illa ki yerleşim yeri vardır. Herkes Kızılay'da oturur, metroyla giderim demiyor. Ki Ostim'de dizi dizi siteler var. Ostim Mahallesi diye geçiyor mahallenin adı. :/
Kaldı ki 3 hane bile olsa muhtarı olmak zorunda. Muhtarlık kişilerin devletle bağlarını kuran en küçük birimdir.
Kaldı ki 3 hane bile olsa muhtarı olmak zorunda. Muhtarlık kişilerin devletle bağlarını kuran en küçük birimdir.
0
Ostim Ilkogretim mezunu olarak, orada evlerin oldugunu biliyorum beyler. Sorun o degil sanirim. Arkadas sanayi sitelerinden genel olarak bahsederek, teorik bi durumdan bahsediyor. 3 evden mahalle olmaz sanirim. Yakindaki mahallelere baglanir bence.
0
3-4 haneli köyler var arkadaşlar, hepsinin de muhtarı var. Ev sayısına neden bu kadar takılıyorsunuz ki?
0
yahu ostim misal. örnek yani. soruya odaklanın arkadaşlar, ostim'e değil. ben ne bileyim yandex miyim, ostim'de kaç tane ev var. al bizim orada fındıklıpipi diye bi mahalle var mesela hiç ev yok. belki iki tane ev var. oldu mu şimdi? buna göre cevaplayın.
millet soruyu bıraktı, ostim'in avukatı kesildi yahu.
millet soruyu bıraktı, ostim'in avukatı kesildi yahu.
0
tren garını biliyor musunuz?
benin ailem orda oturuyor bir kısım ulusun otelleri, k.karabekir tarafındaki sanayi hepsi bizim mahelleye bağlı.
şöyle oluyor; mahalleleri birleştiriyorlar: biz çok eskiden ülkü mahallesiydik ulusla birleştik doğanbey olduk sonra sanayiyle birleştik anafartalar olduk.
yeterli seçmen yoksa (ki bizde yoktu sadece lojmandan ibaretti) etraftaki tüm işyeri/yerleşimleri birleştirip mahalle yapıyorlar. yeterli seçmene ulaşıyorlar.
ha bir de otel olsun, oto sanayi olsun fark etmez işyerlerinde ikamet gösteren bi dolu insan oluyor, sandık görevlisiydim ordan biliyorum...hele ki yabancı uyruklu olup sonradan TC vatandaşı olanlar (otellerde ruslar, sanayide ıraklılar vs) hep çalıştıkları yerlerde ikamet gösteriyor.
benin ailem orda oturuyor bir kısım ulusun otelleri, k.karabekir tarafındaki sanayi hepsi bizim mahelleye bağlı.
şöyle oluyor; mahalleleri birleştiriyorlar: biz çok eskiden ülkü mahallesiydik ulusla birleştik doğanbey olduk sonra sanayiyle birleştik anafartalar olduk.
yeterli seçmen yoksa (ki bizde yoktu sadece lojmandan ibaretti) etraftaki tüm işyeri/yerleşimleri birleştirip mahalle yapıyorlar. yeterli seçmene ulaşıyorlar.
ha bir de otel olsun, oto sanayi olsun fark etmez işyerlerinde ikamet gösteren bi dolu insan oluyor, sandık görevlisiydim ordan biliyorum...hele ki yabancı uyruklu olup sonradan TC vatandaşı olanlar (otellerde ruslar, sanayide ıraklılar vs) hep çalıştıkları yerlerde ikamet gösteriyor.
0
xu
ya da kalkması gündemde mi ?
ya da kalkması gündemde mi ?
0
evlilik tazminatı nedir? evlenirken kıdem alabilmek mi? o ise kalkmadı seçimler geçene kadar gündeme gelmeyecek galiba.
0
tazminatlarda bir degisiklik yok, evlenen kisi "kocam calismama izin vermiyor° deyip calistigi sene x aylik giydirilmis maas (yemek + yol vs) kadar tazminat alabiliyor.
0
onun adı evlilik tazminatı değil kıdem tazminatı. Askere gitmek, kadınsa evlenmek, haksız yere işten çıkarılmak da (birkaç istisnai durum daha var) en az 1 yıl çalışmışsanız kıdem alabilme hakkınız olan durumlar şimdilik değişmedi.
0
kalkmadı, kalkması gündemde de değil, zaten hükümet kadının evde oturup 3-4-5 allah ne verdiyse çocuk yapmasını istiyor. onun için kadının işten ayrılmasını teşvik eden yasayı değiştirmezler.
ama işten çıkıp başka bir işe giren kadın da tazminatını alabiliyor, başbakanın aklına eserse bunu değiştirebilir.
ama işten çıkıp başka bir işe giren kadın da tazminatını alabiliyor, başbakanın aklına eserse bunu değiştirebilir.
0
dokuz numara dort yildiz
Yarınki essayimin sorusu. Biraz beyin fırtınası yapalım mı? ben yasaklanmamalıdır diyorum birkaç argümana ihtiyacım var. ve karşı-argüman da gerekiyor. mesela, kürtajı engeller dedim. ailelerdeki cinsiyet dengesini sağlayabilir dedim. sizin değerli fikirlerinizi de alayım dedim...
Yarınki essayimin sorusu. Biraz beyin fırtınası yapalım mı?
ben yasaklanmamalıdır diyorum birkaç argümana ihtiyacım var. ve karşı-argüman da gerekiyor.
mesela, kürtajı engeller dedim. ailelerdeki cinsiyet dengesini sağlayabilir dedim.
sizin değerli fikirlerinizi de alayım dedim...
ben yasaklanmamalıdır diyorum birkaç argümana ihtiyacım var. ve karşı-argüman da gerekiyor.
mesela, kürtajı engeller dedim. ailelerdeki cinsiyet dengesini sağlayabilir dedim.
sizin değerli fikirlerinizi de alayım dedim...
0
Bazi ailelerde "erkek cocuk olana kadar deneme" olayi var. Bu da ailelerin bakamayacagi kadar cocuk yapmasina yol aciyor. Dolayli olarak maddi kulfet diyorum.
0
ebeveyn erkek cocugu bulunca ablalarin yasadigi ikinci plana atilma psikolojisi var.
0
Ben de mesela kız çocuğu bulana kadar doğurmayı düşünüyorum. 1 tane hayatım var ve kızımın olmasını çok istiyorum. Ama eğer seçme olayı olsa güzel olurdu. Ha o nasıl yapılıyor bir fikrim yok, anneye ya da bebeğe zarar var mı?
0
çok güzel fikirler var teşekkür ediyorum.
@sharon and hope şimdiki teknolojiye göre fiyatlarının yüksek olması dolayısıyla, sadece ekonomik zararı var. tabi şans faktörünün etkisiyle bu bir ekonomik katkıya da dönüşebilir.
@sharon and hope şimdiki teknolojiye göre fiyatlarının yüksek olması dolayısıyla, sadece ekonomik zararı var. tabi şans faktörünün etkisiyle bu bir ekonomik katkıya da dönüşebilir.
0
şu anda tek çocuk politikası nedeniyle çinde -cinsiyet seçiminin biyolojik yolları ile değil tabi- bebek kızsa kaçak kürtaj olunarak erkek çocuk sahibi oluyor bazı aileler.
uzmanlar bu sebeple çinde 20 sene sonra yetişkin erkek nüfus patlaması olacağını, evlenecek kız bulamayacaklarını vs söylüyor bu konuda makale bulabilirisinz nette.
uzmanlar bu sebeple çinde 20 sene sonra yetişkin erkek nüfus patlaması olacağını, evlenecek kız bulamayacaklarını vs söylüyor bu konuda makale bulabilirisinz nette.
0
Yasakların çalışmadığı bir ülkede yaşıyoruz.
Yasaklar sadece dumanlı ortam yaratıyor. Yasaklar medivenaltı işlemlere yataklık ediyor.
Merdivenaltı işlemlerde çok fazla paralar dönüyor ki bu hem alan kesimin varlığı hem de ödeyemeyenlerin de olması nedeniyle hiç iyi değil.
Bu tarz işlemleri yapanların varlığını bilmek bile o toplumu kirletir.
Kiminin ulaştığı şeye kiminin ulaşamaması da o toplumu zedeler.
Yasaklanmamalı. Ancak belki dengeyi bozmamak adına kota ya da bazı ön koşullar getirilebilir. Atıyorum hiç kız çocuğu yoksa ve bir kızım olsun diyorsa ya da hiç oğlu yoksa ve soyum yürüsün bir oğlum olsun istiyorsa gibi. Bu konuyu ayrıntılı düşünmedim, şimdi aklıma geldi ve yazdım. Emin değilim yani.
Bizim insanımızın elinde işlem nasıl kullanılır, hangi sonuçlara yol açar iyi düşünmek lazım. Erkek egemen bir ülkeyiz, soyumuz da erkekten yürüyor. Erkek çocuk olmadığı için kuma evlilikleri oluyor, kürtajlar oluyor. Bunları engelleyebilir. Öte yandan kız çocuklarına verilen değer daha da düşer mi, ne olur bakıp incelemek lazım.
Kota veya koşul konusu incelenmeli bence.
Yasaklar sadece dumanlı ortam yaratıyor. Yasaklar medivenaltı işlemlere yataklık ediyor.
Merdivenaltı işlemlerde çok fazla paralar dönüyor ki bu hem alan kesimin varlığı hem de ödeyemeyenlerin de olması nedeniyle hiç iyi değil.
Bu tarz işlemleri yapanların varlığını bilmek bile o toplumu kirletir.
Kiminin ulaştığı şeye kiminin ulaşamaması da o toplumu zedeler.
Yasaklanmamalı. Ancak belki dengeyi bozmamak adına kota ya da bazı ön koşullar getirilebilir. Atıyorum hiç kız çocuğu yoksa ve bir kızım olsun diyorsa ya da hiç oğlu yoksa ve soyum yürüsün bir oğlum olsun istiyorsa gibi. Bu konuyu ayrıntılı düşünmedim, şimdi aklıma geldi ve yazdım. Emin değilim yani.
Bizim insanımızın elinde işlem nasıl kullanılır, hangi sonuçlara yol açar iyi düşünmek lazım. Erkek egemen bir ülkeyiz, soyumuz da erkekten yürüyor. Erkek çocuk olmadığı için kuma evlilikleri oluyor, kürtajlar oluyor. Bunları engelleyebilir. Öte yandan kız çocuklarına verilen değer daha da düşer mi, ne olur bakıp incelemek lazım.
Kota veya koşul konusu incelenmeli bence.
0
shubulubapshubaptishaluva
selam duyuru ahalisi. ne zamandır hayatımızı nasıl planlasak bilemiyoruz, e fikir danıştığımız insanlar da malum yine biz ve ailemiz ve haliyle aileler taraf tutar. **şimdi ben genetikçiyim, hep akademik araştırma konularında çalıştım. bu nedenle şirketlerin aradığı konular klinik genetiktir, gdo te
selam duyuru ahalisi.
ne zamandır hayatımızı nasıl planlasak bilemiyoruz, e fikir danıştığımız insanlar da malum yine biz ve ailemiz ve haliyle aileler taraf tutar.
**şimdi ben genetikçiyim, hep akademik araştırma konularında çalıştım. bu nedenle şirketlerin aradığı konular klinik genetiktir, gdo testleridir. bende bunların teorisi desen zehir gibi, pratikteyse sallanmakta. şimdi de yüksek bitmek üzere ama çalışsam mı doktora mı yapsam kararsızım.
**sevgilimle 9 yıldır birlikteyiz(liseden beri, yaşlar 24 ve 25), o doktor ve tus'la aydın'ı kazandı ama onu tatmin etmedi orası, yeniden tusa hazırlanıyor. ama malumunuz çalışırken tusa hazırlanmak ne kadar kolay olabilir? istanbul'da okuduk biz o yüzden oraya geri dönmek istiyor ama tus yani bu, istemek yetmiyor.
ben aydın'da konumu çalışan yer olmadığı için gidemiyorum. gittim gördüm, biyoloji bölümleri var ve benim (vakıf üni. mezunuyum) alıştığım imkanların çeyreği filan anca. doktora fikrini yaksak, tanı merkezinde çalışayım desek yok aydında. her şeyi geçtim, sevgilim tusla bi büyük şehire gitti, ben de bi firma buldum başladım çalışmaya, uzmanlık bitince devlet onu hoppala diye doğuya gönderecek en az 2 sene, sonra askerliği gelecek uzun döneminden. ben doğuda nerede hangi genetik tanı merkezinde çalışıcam ayıptır sorması? varsa bile orada, adamlar beni alacak mı pat diye. ellerindeki eleman yeter onlara zaten.
sonra diyelim ki ben orada da iş buldum(oha) bu adam yolunu bulup batıya dönebilecek mi? nerede kadro açılıyor da doktorlar özelde çalışmıyorsa, cerrah değilse(ki bizimkisi cerrahi asla istemiyor) nasıl dönüyor batıya?
bunların hepsini benim hiç akademiden devam etmediğimi varsayarak yazdım farkındaysanız. ben akademisyen olursam, hiç buluşamayız çünkü o aydın'da, tusu kazanamazsa orada kalacak. ben istanbul'da doktorayya başlayacağım. öbür türlü aldığım onca eğitim, verdiğim emekler ziyan olacak.
hepsini geçtim benim ailemin durumu maddi açıdan efsane bir iflasla sarsılmış durumda. yani iş olsun para olmasın benim için bir opsiyon değil.
evet biz çıkamadık bunların içinden. sizin bir öneriniz var mı? buraya kadar okuyan varsa da teşekkürler:))
ne zamandır hayatımızı nasıl planlasak bilemiyoruz, e fikir danıştığımız insanlar da malum yine biz ve ailemiz ve haliyle aileler taraf tutar.
**şimdi ben genetikçiyim, hep akademik araştırma konularında çalıştım. bu nedenle şirketlerin aradığı konular klinik genetiktir, gdo testleridir. bende bunların teorisi desen zehir gibi, pratikteyse sallanmakta. şimdi de yüksek bitmek üzere ama çalışsam mı doktora mı yapsam kararsızım.
**sevgilimle 9 yıldır birlikteyiz(liseden beri, yaşlar 24 ve 25), o doktor ve tus'la aydın'ı kazandı ama onu tatmin etmedi orası, yeniden tusa hazırlanıyor. ama malumunuz çalışırken tusa hazırlanmak ne kadar kolay olabilir? istanbul'da okuduk biz o yüzden oraya geri dönmek istiyor ama tus yani bu, istemek yetmiyor.
ben aydın'da konumu çalışan yer olmadığı için gidemiyorum. gittim gördüm, biyoloji bölümleri var ve benim (vakıf üni. mezunuyum) alıştığım imkanların çeyreği filan anca. doktora fikrini yaksak, tanı merkezinde çalışayım desek yok aydında. her şeyi geçtim, sevgilim tusla bi büyük şehire gitti, ben de bi firma buldum başladım çalışmaya, uzmanlık bitince devlet onu hoppala diye doğuya gönderecek en az 2 sene, sonra askerliği gelecek uzun döneminden. ben doğuda nerede hangi genetik tanı merkezinde çalışıcam ayıptır sorması? varsa bile orada, adamlar beni alacak mı pat diye. ellerindeki eleman yeter onlara zaten.
sonra diyelim ki ben orada da iş buldum(oha) bu adam yolunu bulup batıya dönebilecek mi? nerede kadro açılıyor da doktorlar özelde çalışmıyorsa, cerrah değilse(ki bizimkisi cerrahi asla istemiyor) nasıl dönüyor batıya?
bunların hepsini benim hiç akademiden devam etmediğimi varsayarak yazdım farkındaysanız. ben akademisyen olursam, hiç buluşamayız çünkü o aydın'da, tusu kazanamazsa orada kalacak. ben istanbul'da doktorayya başlayacağım. öbür türlü aldığım onca eğitim, verdiğim emekler ziyan olacak.
hepsini geçtim benim ailemin durumu maddi açıdan efsane bir iflasla sarsılmış durumda. yani iş olsun para olmasın benim için bir opsiyon değil.
evet biz çıkamadık bunların içinden. sizin bir öneriniz var mı? buraya kadar okuyan varsa da teşekkürler:))
0
önce can sonra canan.
iki dairenin kesiştiği alan çok küçük.
bence kendinizi uzak mesafe ilişkisine hazırlayın.
iki dairenin kesiştiği alan çok küçük.
bence kendinizi uzak mesafe ilişkisine hazırlayın.
0
genetikçiyim, liseden sınıfımın yarısı da tıp okudu. sizin sonunuz uzun mesafe ilişkisi.
yeditepeli misin? yüksekte ne yapıyorsun?
hele sen yükseği bitir sevgilin uzmanlığı bitirsin onun zorunlusu bi beklesin.. zorunlu ve askerlik döneminde neredeyse her doktor ayrı yaşıyor eşinden sevgilisinden o Allah'ın emri gibi bişey ve ona daha 4-5 sene var uzmanlıklar 4 yıldan önce bitmez ki seninki daha tekrar tusa girecek oraları düşünme bi.
sen ister aydında ister ankarada genetik labında çalış alacağın para bin-bin beşyüz lira olacak. madem akademik düşünüyorsun ve istanbulda düzenin var(sa) bence bozma orda devam et. ikinci ihtimal öyp'lere bak belki bişeyler denk gelir.
yeditepeli misin? yüksekte ne yapıyorsun?
hele sen yükseği bitir sevgilin uzmanlığı bitirsin onun zorunlusu bi beklesin.. zorunlu ve askerlik döneminde neredeyse her doktor ayrı yaşıyor eşinden sevgilisinden o Allah'ın emri gibi bişey ve ona daha 4-5 sene var uzmanlıklar 4 yıldan önce bitmez ki seninki daha tekrar tusa girecek oraları düşünme bi.
sen ister aydında ister ankarada genetik labında çalış alacağın para bin-bin beşyüz lira olacak. madem akademik düşünüyorsun ve istanbulda düzenin var(sa) bence bozma orda devam et. ikinci ihtimal öyp'lere bak belki bişeyler denk gelir.
0
kpss'ye girin istediğiniz şehre mühendis, uzman olarak atanın, sizin bölümün az mezunu olduğu için işiniz çok kolay. sonra evlenin, eş durumundan siz nereye giderseniz o da oraya gelir :)
0
1- moleküler biyolog uzman alan 2-3 yer var 2-3 yılda bir adli tıp alır yine 2-3 yılda bir tarımsal kalkınmayı destekleme kurumu filan toplasanız senede 2 kişi moleküler kadrosu ya açılır ya açılmaz. ha sürpriz yapıp 5 olur belki seneye ama hiç belli olmaz o. ha ama açılan kadro %99 ankara ve istanbul açılır.
2- eşi doktor olacak, kamuda diğer eş doktora tabi olur sen ankarada mühendissin diye ağrıda çalışan doktor eşini senin yanına tayin etmezler. gidebilirsen sen oraya gidersin. gidemezsen de kalırsın.
2005 mezunu genetikçi konuştu
2- eşi doktor olacak, kamuda diğer eş doktora tabi olur sen ankarada mühendissin diye ağrıda çalışan doktor eşini senin yanına tayin etmezler. gidebilirsen sen oraya gidersin. gidemezsen de kalırsın.
2005 mezunu genetikçi konuştu
0
tus'la istanbulu kazansa bile bu size sadece 4-5 sene kazandırır, onun ertesinde bingöl'de mecburi hizmet var, biliyorsun değil mi?
0
localhost
eskiden böyle yapılara derin devlet denmiyor muydu? şimdi neden paralel devlet deniyor? derin ile aralarındaki fark nedir?
eskiden böyle yapılara derin devlet denmiyor muydu? şimdi neden paralel devlet deniyor? derin ile aralarındaki fark nedir?
0
derin devlet küçük, gizli saklı, suikast düzenleyen, istihabarata göre eylem koyan, tetikçi vb. adamları kullanıp atan, ne biliyim devletin ali menfaatlerine hizmet eden grup/lar idi. -hangi devlet hangi menfaat emri kim veriyordu ne hizmeti filan onları geçtim-
paralel devlet dediği adı üstünde paralel yani MEB var bi de paralel MEB var, ordu var bi de paralel ordu var, kısacası tüm devletteler, amir-memurlar, örgütlüler, ama devletten değil pelsilvanyadan emir alıyorlar.
kast edilen terminoloji olarak benim anladığım bu.
paralel devlet dediği adı üstünde paralel yani MEB var bi de paralel MEB var, ordu var bi de paralel ordu var, kısacası tüm devletteler, amir-memurlar, örgütlüler, ama devletten değil pelsilvanyadan emir alıyorlar.
kast edilen terminoloji olarak benim anladığım bu.
0
niye ama
arıyorum. (en baştan belirteyim bu bir mutlu son sorusu değildir)Sauna spa vs. lüks peşinde değilim gerçekten iyi masaj yapsın gerisi mühim değil. 1-2 oteldeki merkez hakkında duyumlarım oldu masaj yapan hatunların çok genç ve bilgisiz olduğunu filan söylediler -başka şeyler de söylediler de neyse-,
arıyorum. (en baştan belirteyim bu bir mutlu son sorusu değildir)
Sauna spa vs. lüks peşinde değilim gerçekten iyi masaj yapsın gerisi mühim değil. 1-2 oteldeki merkez hakkında duyumlarım oldu masaj yapan hatunların çok genç ve bilgisiz olduğunu filan söylediler -başka şeyler de söylediler de neyse-, bi tane iyi masör bulmuştum o da antalyada bi yere gitti...Koca Ankarada bir yer vardır dimi:( denediğiniz, bildiğiniz, kadın masör ? Ankaranın neresi olduğu önemli değil. Çok dolu değilse bu hafta içi gidilecek. teşekkürler şimdiden.
Sauna spa vs. lüks peşinde değilim gerçekten iyi masaj yapsın gerisi mühim değil. 1-2 oteldeki merkez hakkında duyumlarım oldu masaj yapan hatunların çok genç ve bilgisiz olduğunu filan söylediler -başka şeyler de söylediler de neyse-, bi tane iyi masör bulmuştum o da antalyada bi yere gitti...Koca Ankarada bir yer vardır dimi:( denediğiniz, bildiğiniz, kadın masör ? Ankaranın neresi olduğu önemli değil. Çok dolu değilse bu hafta içi gidilecek. teşekkürler şimdiden.
0
_k_u_z_g_u_n_
vefat eden bir emeklinin maaşını alan kız çocuğu sigortalı işe başladığında kesilir mi almaya devam edebilir mi?
vefat eden bir emeklinin maaşını alan kız çocuğu sigortalı işe başladığında kesilir mi almaya devam edebilir mi?
0
letheavendangered
daha önce hiç yeminli tercüme yaptırmadığım için nasıl olması gerektiğini bilmiyorum ama sanki bu da çok uydurukmuş gibi geldi. yurtdışında üniversite başvurusu için yeminli tercüme + konsolosluk veya noter onayı gerekli. ben notere para vermemek için konsolosluğa götüreceğim ama sizce bunu onaylarl
daha önce hiç yeminli tercüme yaptırmadığım için nasıl olması gerektiğini bilmiyorum ama sanki bu da çok uydurukmuş gibi geldi.
yurtdışında üniversite başvurusu için yeminli tercüme + konsolosluk veya noter onayı gerekli. ben notere para vermemek için konsolosluğa götüreceğim ama sizce bunu onaylarlar mı?
yurtdışında üniversite başvurusu için yeminli tercüme + konsolosluk veya noter onayı gerekli. ben notere para vermemek için konsolosluğa götüreceğim ama sizce bunu onaylarlar mı?
0
Onaylamazlar.
Noter onayı olmadan getir aynı belgeyi ben de yazayım sana. Konsolosluk nereden bilecek tercümenin gerçeğe dayandığını.
Noter onayı olmadan getir aynı belgeyi ben de yazayım sana. Konsolosluk nereden bilecek tercümenin gerçeğe dayandığını.
0
peki bu haliyle götürsem noter onaylar mı bunu? sonra götürsem konsolosluğa?
0
Aslında onaylayabilirler, sonuçta noter onayı şartı yok. Tabi bu durum konsolosluğuna göre değişir. En iyisi bu durumla ilgili konsolosluktan bilgi al. Onaylama ihtimalleri var.
0
@clones, şunu demişler birisine;
"Diplomalarınızı ve sertifikalarınızı beraberinizde getiriniz, Başkonsolosluğumuzda tasdik edilir. Daha önce noter tarafından tasdik edilmesi gerekmemektedir. Ancak Başkonsolosluğumuz tercümelerin doğruluğunu tasdik etmemektedir. Bu konuda noter tasdikli yeminli tercüman tarafından tercümenin yapılmış olması yeterlidir."
bu durumda önce noter onayı şart çeviriler için. ama acaba noter bu yukarıdaki çeviriyi onalayacak mı. sayfa başı 90 tl çok feci olacak :/
"Diplomalarınızı ve sertifikalarınızı beraberinizde getiriniz, Başkonsolosluğumuzda tasdik edilir. Daha önce noter tarafından tasdik edilmesi gerekmemektedir. Ancak Başkonsolosluğumuz tercümelerin doğruluğunu tasdik etmemektedir. Bu konuda noter tasdikli yeminli tercüman tarafından tercümenin yapılmış olması yeterlidir."
bu durumda önce noter onayı şart çeviriler için. ama acaba noter bu yukarıdaki çeviriyi onalayacak mı. sayfa başı 90 tl çok feci olacak :/
0
hangi konsolosluk bilmiyorum da, apostil kabul ediyor bazi konsolosluklar, okulun bagli oldugu kaymakamliktan yapabilirsin.
0
Onaylayabilirler dememin sebebi bir benzeri ile karşılaşmıştım. Bir ara tercüman bürosunda çalışıyordum. Gelen kişi sadece tercüme yaptırmıştı, yapılan çevirinin altına yeminli tercüman kaşesi basılmıştı. Zaten yeminli tercüman tanım gereği noter onaylı bir tercümandır. Bu yüzden ilk başta notere gitmektense bu konsolosluğa danışsan daha iyi. Diyelim konsolosluk kabul etmedi, illaki noter onayı istedi. Bahsettiğin çeviriyi kaşede ismi geçen kişinin hangi noterde yemini varsa oraya götürmelisin.
0
Noter tasdiki gerekmiyor, noter onaylı yeminli tercüman tarafından çevirilmiş olması gerekiyor diyor, yeminli tercümanın kaşesi de var zaten..
kardeşimin erasmuş için çevirisini yaptık aynen bu şekilde (ama almancadan) yeminli tercüman kaşesi yeterli oldu ki almanyada zaten hep yetiyor noter istemiyorlar. -sizin konsolosluk cins ve istiyor ise bilmiyorum ama sanmıyorum- zaten bişey diyim mi o noter onayının türkiye saçmalığı olmak ötesinde hiç bir anlamı yok..noter sanki tasdik ediyor tercümenin doğruluğunu te allaam 40 dilde belgeye çata çuta kaşe basıyorlar sadece, tüm sorumluluk tercümanda kanun böyle...
bu arada yaptık derken, ben yeminli tercümanım.
kardeşimin erasmuş için çevirisini yaptık aynen bu şekilde (ama almancadan) yeminli tercüman kaşesi yeterli oldu ki almanyada zaten hep yetiyor noter istemiyorlar. -sizin konsolosluk cins ve istiyor ise bilmiyorum ama sanmıyorum- zaten bişey diyim mi o noter onayının türkiye saçmalığı olmak ötesinde hiç bir anlamı yok..noter sanki tasdik ediyor tercümenin doğruluğunu te allaam 40 dilde belgeye çata çuta kaşe basıyorlar sadece, tüm sorumluluk tercümanda kanun böyle...
bu arada yaptık derken, ben yeminli tercümanım.
0
dudeist priest
O kizlari nereden buluyorlar? Kizlar icin birini bulmak kolay da erkekler icin zor bence. Farzedin ki zaten ulkedesiniz calisiyor veya okuyorsunuz.. Bir sure kaldiktan sonra bu ise girismeyi dusundunuz vatandasligi cok daha kisa surede alacaginizi farkettiginiz icin. Ve evlendiginizle 2 sene birlikt
O kizlari nereden buluyorlar? Kizlar icin birini bulmak kolay da erkekler icin zor bence. Farzedin ki zaten ulkedesiniz calisiyor veya okuyorsunuz.. Bir sure kaldiktan sonra bu ise girismeyi dusundunuz vatandasligi cok daha kisa surede alacaginizi farkettiginiz icin. Ve evlendiginizle 2 sene birlikte yasama kosulu var.. Nasil bulucan? Orijinal olmasi lazim bence fake evlilikle olmaz dimi ? 2 sene boru degil.
0
şüpheli bulduklarına ev baskını falan yapılıyor
hatta house'ta da vardı. böyle resimler var mı evde, birileri yaşıyor mu, aynı yatağı mı paylaşıyolar
yabancı biriyle evliyim. allahtan türk vatandaşlığını tercih edecek bir ülkeden değil. rus falan olsa bize de baskına gelirlerdi :D
sosyal hizmetlerde çalışan komşum vardı, o anlatıyodu :)
hatta house'ta da vardı. böyle resimler var mı evde, birileri yaşıyor mu, aynı yatağı mı paylaşıyolar
yabancı biriyle evliyim. allahtan türk vatandaşlığını tercih edecek bir ülkeden değil. rus falan olsa bize de baskına gelirlerdi :D
sosyal hizmetlerde çalışan komşum vardı, o anlatıyodu :)
0
bir şekilde bulunuyor ya, bu işin de bir piyasası var, deli gibi para kazanan insanlar var bu işten.
0
Tamam iste birlikte yasamak lazim. Komsulara falan da soruyorlarmis sanirim. Cok sikinti.
parayla yapilanlar cok riskli geliyor bana dolandirilma riski var bir kere nasil guveniyorlar ki?
parayla yapilanlar cok riskli geliyor bana dolandirilma riski var bir kere nasil guveniyorlar ki?
0
dolandırıcısı filan var, simsarları vs var ama şöyle düşün şunlar da var:
özellikle genç (20 yaşında) filan avrupalı kızlara -üniversite filan okumayanlarında- evlenmek, çocuk yapmak merakı olanlar var --hatta baya baya var, ha kız çocuğu uyutup diskoya gidiyor o ayrı ama kendi memleketinden bi adamla evlenmesi zor zira onlar 30küsür yaşında evleniyor veya kız işsizlik maaşıyla geçiniyor yapıyor bi çocuk 2-3 sene çalışmıyor adam çalışıyor, çocuk parasını alıyor, adamdan para alıyor vs.
sonracığıma bi kere yabancı erkek arkadaşı edindiyse (arap-türk-yugoslav her neyse) genelde kendi milletinden olan arkadaş çevresinden dışlanıyor (özellikle milliyetçi kesimlerde tabi her yerde değil)yani kız artık göçmenlerin çevresine girmiş oluyor e onlardan da evlenmek isteyen mutlaka çıkıyor kız da bakıyor herkes evleniyor (o çevrede) evleniyor.
erkek için neden zor olsun ki? zaten ölmüyor mu türk erkekleri yabancı kız için? olmazsa vatandaşlıktan sonra ayrılıyorlar zaten. yaş gençken, kız hazır karınken, geçinip gidiyorsun işte. asıl o kızlar için zor genelde duygusal laflarla vaadlerle kızları evliliğe razı edip 3. gün olmadan aldatmaya başlıyor -işçi olanlar- öğrencilerin geneli zaten gerçekten isteyip aşık oluo evleniyor daha yürütülebilir oluyo evlilikler.
ha bir de türk kız yabancı adam evlilikleri var gördüğüm kadarıyla onlar genelde aşk evliliği ve çok daha sorunsuz gidiyor.
özellikle genç (20 yaşında) filan avrupalı kızlara -üniversite filan okumayanlarında- evlenmek, çocuk yapmak merakı olanlar var --hatta baya baya var, ha kız çocuğu uyutup diskoya gidiyor o ayrı ama kendi memleketinden bi adamla evlenmesi zor zira onlar 30küsür yaşında evleniyor veya kız işsizlik maaşıyla geçiniyor yapıyor bi çocuk 2-3 sene çalışmıyor adam çalışıyor, çocuk parasını alıyor, adamdan para alıyor vs.
sonracığıma bi kere yabancı erkek arkadaşı edindiyse (arap-türk-yugoslav her neyse) genelde kendi milletinden olan arkadaş çevresinden dışlanıyor (özellikle milliyetçi kesimlerde tabi her yerde değil)yani kız artık göçmenlerin çevresine girmiş oluyor e onlardan da evlenmek isteyen mutlaka çıkıyor kız da bakıyor herkes evleniyor (o çevrede) evleniyor.
erkek için neden zor olsun ki? zaten ölmüyor mu türk erkekleri yabancı kız için? olmazsa vatandaşlıktan sonra ayrılıyorlar zaten. yaş gençken, kız hazır karınken, geçinip gidiyorsun işte. asıl o kızlar için zor genelde duygusal laflarla vaadlerle kızları evliliğe razı edip 3. gün olmadan aldatmaya başlıyor -işçi olanlar- öğrencilerin geneli zaten gerçekten isteyip aşık oluo evleniyor daha yürütülebilir oluyo evlilikler.
ha bir de türk kız yabancı adam evlilikleri var gördüğüm kadarıyla onlar genelde aşk evliliği ve çok daha sorunsuz gidiyor.
0
pomaklar
selam gençabdiibrahimler;şimdi dün 20'lik dişim üzerinize afiyet apse yaptı ve zonk zonk zonklamasından ötürü gittim iş yerine yakın eczaneden 1000 mg'lık amoklavin aldım 12.50 tl verdim. fakat eczacı bana antibiyotiklerin reçetesiz satılmadığını ve ilacı verebileceğini reçeteyi getirmemi söyledi.ne
selam gençabdiibrahimler;
şimdi dün 20'lik dişim üzerinize afiyet apse yaptı ve zonk zonk zonklamasından ötürü gittim iş yerine yakın eczaneden 1000 mg'lık amoklavin aldım 12.50 tl verdim. fakat eczacı bana antibiyotiklerin reçetesiz satılmadığını ve ilacı verebileceğini reçeteyi getirmemi söyledi.
neyse ilacı aldım bugün iş yeri imza ve kaşeli reçetemi götürdüm verdim. sıkıntı yok.
fakat benim anlamadığım madem reçete veriyorum, madem iş yeri doktorum ilacımı yazıyor ben niye para ödüyorum?
eczane benim üzerimden çifte para mı kazanıyor? benim maaşımdan falan para kesilecek mi bu yüzden?
ya da ben yarın gidip paramı isteyeyim mi eczaneden?
saygılar.
şimdi dün 20'lik dişim üzerinize afiyet apse yaptı ve zonk zonk zonklamasından ötürü gittim iş yerine yakın eczaneden 1000 mg'lık amoklavin aldım 12.50 tl verdim. fakat eczacı bana antibiyotiklerin reçetesiz satılmadığını ve ilacı verebileceğini reçeteyi getirmemi söyledi.
neyse ilacı aldım bugün iş yeri imza ve kaşeli reçetemi götürdüm verdim. sıkıntı yok.
fakat benim anlamadığım madem reçete veriyorum, madem iş yeri doktorum ilacımı yazıyor ben niye para ödüyorum?
eczane benim üzerimden çifte para mı kazanıyor? benim maaşımdan falan para kesilecek mi bu yüzden?
ya da ben yarın gidip paramı isteyeyim mi eczaneden?
saygılar.
0
sigortalı iseniz bazen 2-3 tl fark çıkıyor ama o kadar vermezsiniz diye biliyorum
0
sgk'lıyım ya. bildiğin kurumsal firmanın iş yeri doktorundan imzalı kaşeli reçete verdim eczacıya. ???
0
o reçeteyi otomasyon sistemine işlemiyor.merak etme.ilacı da sana önceden vermiş.öyle bişey olmuyorda diyelim ki reçetesyi sisteme girdi.bilgisayara nasıl okutacak ilacı.gelip barkod makinesi ile evinde mi okutacak.zaten reçete ile alsaydınız dahi yine o paranın 7 8 lirası sizin cebinizden çıkacaktı.ama onun karı değişmeyecekti.
sağlık bakanlığı reçetesiz antibiyotik vermeyin diyor.yarın denetimde bi antibiyotik eksik kaldığında diyecek ki bak kardeş bu adamın reçetesi vardı ama ilacı kendi parasıyla aldı.buda reçetesi.cezadan kurtulacak
sağlık bakanlığı reçetesiz antibiyotik vermeyin diyor.yarın denetimde bi antibiyotik eksik kaldığında diyecek ki bak kardeş bu adamın reçetesi vardı ama ilacı kendi parasıyla aldı.buda reçetesi.cezadan kurtulacak
0
@divit
benim sorunum başka ama :) ben diyorum ki eczane hem benden reçete aldı hem de nakit ilaç ücretini aldı. benim maaşımdan ilaç kesintisi falan olacak mı bu durumda?
ya da benim reçetemle o ilacın parasını devletten tahsil edip de çifte kazanç sağlar mı?
@big bang cevaplamış o arada :)
benim sorunum başka ama :) ben diyorum ki eczane hem benden reçete aldı hem de nakit ilaç ücretini aldı. benim maaşımdan ilaç kesintisi falan olacak mı bu durumda?
ya da benim reçetemle o ilacın parasını devletten tahsil edip de çifte kazanç sağlar mı?
@big bang cevaplamış o arada :)
0
eczacı hem nakit hem reçete ücretini almışsa o kötü olmuş tabi bizimkiler ilacı veriyor karekodları kesiyor reçete alınınca çıkışı reçete üzerinden yapıyor ama bizim mahelle eczanesi :)evet reçetesiz ilaç satmamak zorundalar sağlık bakanlığı -bazen- bi kutu ilaç bi .50 kuruş hata için binlerce lira ceza kesebiliyor...
0
Kurum recetelerini karsilamiyo olabilir eczane,yani sizin calistiginiz kurumun recetelerini. O yuzden ilacin ucretni almistir. İs yeri hekiminden aldiginiz hizmet ne sgk ne de ozel sigortaya girmiyodur muhtemelen. Ben de ozel sektordeyim, ozel sigortam yatarak tedaviyi kapsiyo, sgk da is yeri hekimimin verdigi hizmeti karsilamiyo diye biliyorum
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
selam arkadaslar, durum şu;kız arkadasim almanya'dan kacamak bir sekilde 2 gunlugune buraya gelecek. okulun baska bir sehire seminere yolladigi bahanesi ile. sorunumuz su ki biliyorsunuz yurt dısında turkiye cumhuriyeti kimligi gecersiz. pasaporta bakiyorlar. bu sebepten annesi kimligi ne yapacaksin
selam arkadaslar, durum şu;
kız arkadasim almanya'dan kacamak bir sekilde 2 gunlugune buraya gelecek.
okulun baska bir sehire seminere yolladigi bahanesi ile. sorunumuz su ki biliyorsunuz yurt dısında turkiye cumhuriyeti kimligi gecersiz. pasaporta bakiyorlar. bu sebepten annesi kimligi ne yapacaksin ki diye soruyormus.
sorum su ki, sadece pasaportu ile havaalanindan gecis yapabilir mi, kimlik konusunda hic üstelemesek almasa kimligi yanına. havalimaninda sorun olur mu?
konu hakkında bilgi sahibi olanlar donus yapsin lutfen cok onemli ucak cuma gunu kalkiyor.
kız arkadasim almanya'dan kacamak bir sekilde 2 gunlugune buraya gelecek.
okulun baska bir sehire seminere yolladigi bahanesi ile. sorunumuz su ki biliyorsunuz yurt dısında turkiye cumhuriyeti kimligi gecersiz. pasaporta bakiyorlar. bu sebepten annesi kimligi ne yapacaksin ki diye soruyormus.
sorum su ki, sadece pasaportu ile havaalanindan gecis yapabilir mi, kimlik konusunda hic üstelemesek almasa kimligi yanına. havalimaninda sorun olur mu?
konu hakkında bilgi sahibi olanlar donus yapsin lutfen cok onemli ucak cuma gunu kalkiyor.
0
Pasaportun kendisi resmi bir kimlik belgesidir, ekstra kimliğe gerek duyulmaz havaalanında falan.
0
lütfen anneye anlatir gibi anlatir misin whoosie,
almanyadan tc kimliksiz ucaga binip turkiye'de dis hatlardan kimliksiz bir sekilde sadece pasaportu ile cikis yapabilir mi?
almanyadan tc kimliksiz ucaga binip turkiye'de dis hatlardan kimliksiz bir sekilde sadece pasaportu ile cikis yapabilir mi?
0
pasaport=kimlik=ehliyet(Bazı yerler ehliyeti kabul etmez)
ama pasaport her şekil kimliğin yerini tutar.
ama pasaport her şekil kimliğin yerini tutar.
0
şimdik kız türk vatandaşı sanırsam kimliği olduğuna göre pasaport da türk pasaportu
türk vatandaşı isterse yurda kimliğiyle giriş yapabilir tabi ama sorarlar senin pasaportun nerde ordan nasıl bindin diye... çifte vatandaş olanlar bile bi yerde bi pasaportu başka yerde öbür pasaportu gösteriyor)burdan çıkış yaparken oraya girerken zaten kimse kimliğe bakmaz sadece pass sorar.
ehem neyse sonuçta pass varken kimlik gerekmez
türk vatandaşı isterse yurda kimliğiyle giriş yapabilir tabi ama sorarlar senin pasaportun nerde ordan nasıl bindin diye... çifte vatandaş olanlar bile bi yerde bi pasaportu başka yerde öbür pasaportu gösteriyor)burdan çıkış yaparken oraya girerken zaten kimse kimliğe bakmaz sadece pass sorar.
ehem neyse sonuçta pass varken kimlik gerekmez
0
la noix
yahu benim çocukluğum gayet güzel geçti. renkliydi. aboneyim abone söylerdik, plastik dikenli gibi olan toplarla yakartop oynardık, ne bilim kolalı topitop önce biterdiarada karanlık şeyler de yok değildi. ama öyle uzaktan duyduklarım hep. hani ilkokul birinci sınıfta noldu anlat baştan sona deseler
yahu benim çocukluğum gayet güzel geçti. renkliydi. aboneyim abone söylerdik, plastik dikenli gibi olan toplarla yakartop oynardık, ne bilim kolalı topitop önce biterdi
arada karanlık şeyler de yok değildi. ama öyle uzaktan duyduklarım hep. hani ilkokul birinci sınıfta noldu anlat baştan sona deseler atlayabileceğim şeyler
ki o zamanlar sansür de çocuk psikolojisi de bu kadar değil.
şimdi hocalı katliamının yıldönümü nedeniyle youtube videolarla karşılaştım. bunları mutlaka ben de çocukken izlemişimdir. bosna da öyle. pkk'nın alışveriş merkezlerini bombalamasını zaten bizzat gördüm.
yine iyi o kadar sayko bi nesil çıkmamış.
bunları dönüp düşününce acaba şimdiki çocukları pek bi fanusta mı yetiştiriyoruz?
arada karanlık şeyler de yok değildi. ama öyle uzaktan duyduklarım hep. hani ilkokul birinci sınıfta noldu anlat baştan sona deseler atlayabileceğim şeyler
ki o zamanlar sansür de çocuk psikolojisi de bu kadar değil.
şimdi hocalı katliamının yıldönümü nedeniyle youtube videolarla karşılaştım. bunları mutlaka ben de çocukken izlemişimdir. bosna da öyle. pkk'nın alışveriş merkezlerini bombalamasını zaten bizzat gördüm.
yine iyi o kadar sayko bi nesil çıkmamış.
bunları dönüp düşününce acaba şimdiki çocukları pek bi fanusta mı yetiştiriyoruz?
0
çocuklar yetişmiyor ki artık. çevre, tv, internet etkisi o kadar fena ve kötü ki ailenin etkisi yok gibi bir şey çocuk üzerinde.
0
benim bi gözlemim de şu ki tüm çocukları anne babalar okula götürüp getiriyor :)
çok ilginç ben varoş sayılacak bi yerde oturuyorum burda kadınlar çalışmıyor da ondan diyordum ama lüks semtler de öyle (bu 4-4-4 nedeniyle çocukların hepsinin okulu değişti, abi-kardeş aynı okula da gidilemiyor 1. kademe 2. kademe farkı yüzünden) anneler işi gücü bıraktı okula götür getir, ödev yap, proje yap, performans yap, doğumgünleri filan özel yerlerde kutlanıyor oraya git vs. leyyn ben doktoraya kadar yaptım annem 1 tane ödevimi yapmamıştır.
çocukların müfredatı zaten kuşa dönmüş, ödevleri de aile yapıyor, senin kast ettiğin şeylerde de evet hiç bir şey gördükleri yok tam fanus hayatı PC'deki oyunlardan öğreniyorlar, anneyle pazarlıklar bile ödevler bitince minecraft açmaya izin ver şeklinde -bize ise akşam oldu sıpaaa eve girin deniyordu arkadaş-
çok ilginç ben varoş sayılacak bi yerde oturuyorum burda kadınlar çalışmıyor da ondan diyordum ama lüks semtler de öyle (bu 4-4-4 nedeniyle çocukların hepsinin okulu değişti, abi-kardeş aynı okula da gidilemiyor 1. kademe 2. kademe farkı yüzünden) anneler işi gücü bıraktı okula götür getir, ödev yap, proje yap, performans yap, doğumgünleri filan özel yerlerde kutlanıyor oraya git vs. leyyn ben doktoraya kadar yaptım annem 1 tane ödevimi yapmamıştır.
çocukların müfredatı zaten kuşa dönmüş, ödevleri de aile yapıyor, senin kast ettiğin şeylerde de evet hiç bir şey gördükleri yok tam fanus hayatı PC'deki oyunlardan öğreniyorlar, anneyle pazarlıklar bile ödevler bitince minecraft açmaya izin ver şeklinde -bize ise akşam oldu sıpaaa eve girin deniyordu arkadaş-
0
ben çok kötü bir çocukluk geçirdim. her kötü olaydan daha iyi ve daha masum bir çocuk olarak çıktım. çocuklarınıza göz kulak olun, tutunmak için bu kadar çabalamaları gerekmiyor. el bebek de büyütmeyin, dengeyi kurun.
0
@rock n roll
biz çocukken de o kadar iyi değildi
bikaç ay önce çivici katilin videosunu izledim. yahu bunlar ciddi ciddi tv'lerde verilen şeylerdi.
goosebumps, power rangers'tan sonra yayınlanırdı.
tarkan'ın ölürüm sana klibine bakın. adam porno çevirmiş :)
yani ya biz haspel kader iyi çıktık ya da şimdiki çocukları çok küçümsüyoruz
biz çocukken de o kadar iyi değildi
bikaç ay önce çivici katilin videosunu izledim. yahu bunlar ciddi ciddi tv'lerde verilen şeylerdi.
goosebumps, power rangers'tan sonra yayınlanırdı.
tarkan'ın ölürüm sana klibine bakın. adam porno çevirmiş :)
yani ya biz haspel kader iyi çıktık ya da şimdiki çocukları çok küçümsüyoruz
0
bence ortalık eş/benzer şekilde kötü, üstelik cep telefonu bile yoktu arkadaş akşama kadar sokaktaydık, kaç km okula yürürdük kimin neden haberi vardı? (ha ben küçük şehirde büyüdüm tabi istanbul bebesi değilim)
cinsel içeriği olsun, şiddeti olsun görüyorduk, kırmızı noktalı film yayını biliyoruz biz :) şimdi sigaraya çiçek koyuyorlar...
neyse küçümsemek değil de bence, "korumak" adına herşeyi abarttık hakketen çocukları fanusa koyduk. sonuçları da ufak ufak görüyorum; bu kadar olmasa da benzer muamele görmüş 20-22 yaşlarındaki çocuklar ekseriyetle kıçıkırık okulların kıçıkırık bölümlerini güç bela bitirip iş bulamayınca, bulup 3 aydan fazla sabredemeyince, askere gittiğinde allaha kadar küfredince (normalde inançlı bu insan) vs. o zaman aileler fark ediyor hatalarını. yalnız yaşı 8-10 gibi olanların çoğu böyle yetişiyor bunlar büyüyünce ne olacak onu bilmiyorum...
cinsel içeriği olsun, şiddeti olsun görüyorduk, kırmızı noktalı film yayını biliyoruz biz :) şimdi sigaraya çiçek koyuyorlar...
neyse küçümsemek değil de bence, "korumak" adına herşeyi abarttık hakketen çocukları fanusa koyduk. sonuçları da ufak ufak görüyorum; bu kadar olmasa da benzer muamele görmüş 20-22 yaşlarındaki çocuklar ekseriyetle kıçıkırık okulların kıçıkırık bölümlerini güç bela bitirip iş bulamayınca, bulup 3 aydan fazla sabredemeyince, askere gittiğinde allaha kadar küfredince (normalde inançlı bu insan) vs. o zaman aileler fark ediyor hatalarını. yalnız yaşı 8-10 gibi olanların çoğu böyle yetişiyor bunlar büyüyünce ne olacak onu bilmiyorum...
0
El değmemiş, insanları temiz kalmış küçük bir yere yerleşeceksin. İstediği kadar özgür olacak çocuğun. Okula tek başına gidebilecek. Devlet okuluna gidecek üstelik. Sokakta korkmadan oynayacak. O garabet tabletlerle, cep telefonlarıyla, tüm elektronik aletlerle çocukluğunu çürütmeyecek. Çimeni tadacak. Top tutacak. Bu saydıklarıma güveniyorum geleceğimiz adına.
0
Ben lojman cocuguyum.
Gittigim okullar da hep benim gibi cocuklarin gittittigi okullardi.
Dershanelerimde de hep ayni cevreyle idik.
Yani sehir kucuk degil ama ben hep ayni ekiple idim.
Fanus gibiydi denilebilir.
Ta ki universiteye gidince degisti hersey. Neleri ilk duydugumda sasirdigimi hic anlatmayayim.
Gerci ben de az saskaloz degilmisim de.
Neyse efendim su an bakiyorum cocuklara faniusta buyuyen benim, simdikiler bi degisik. Zaten hepsi hormonlu zebellah gibi.
Gittigim okullar da hep benim gibi cocuklarin gittittigi okullardi.
Dershanelerimde de hep ayni cevreyle idik.
Yani sehir kucuk degil ama ben hep ayni ekiple idim.
Fanus gibiydi denilebilir.
Ta ki universiteye gidince degisti hersey. Neleri ilk duydugumda sasirdigimi hic anlatmayayim.
Gerci ben de az saskaloz degilmisim de.
Neyse efendim su an bakiyorum cocuklara faniusta buyuyen benim, simdikiler bi degisik. Zaten hepsi hormonlu zebellah gibi.
0
fallopian
Unexpectedly, although the presence of graft-versus-host disease is associated with reduced relapse of AML, it does not appear that such an effect is dependent on the degree of genetic disparity and the best donor remains the most closely matched donor. It is of interest that similar observations we
Unexpectedly, although the presence of graft-versus-host disease is associated with reduced relapse of AML, it does not appear that such an effect is dependent on the degree of genetic disparity and the best donor remains the most closely matched donor. It is of interest that similar observations were recently reported in chronic myeloid leukemia and in a Center for the International Blood and Marrow Transplant Research study of
reduced intensity HCT in older patients with AML.
Teşekkürler şimdiden :)
reduced intensity HCT in older patients with AML.
Teşekkürler şimdiden :)
0
graft-versus-hosthastalığının varlığı daha az AML nüksü ile ilişkili olmakla birlikte beklemedik bir şekilde bu etki, genetik disparitenin derecesine bağlıymış gibi görünmemektedir ve en iyi donör en yakın uyumlu donör olmaya devam etmektedir.
0
Yakın zamanda CML'de ve AML'li daha yaşlı hastalarda HCT yoğunluğunun azalması üzerine Uluslararası Kan ve İlik nakli Merkezi'nde yapılan bir çalışmada benzer gözlemlerin bildirilmiş olması ilgi çekicidir.
0
Inesperadamente, aunque la presencia de la enfermedad de injerto contra huésped se asocia con la recaída de AML reducida, no parece que tal efecto es dependiente del grado de disparidad genética y la mejor donante sigue siendo el donante más estrechamente emparejado. Es de interés que observaciones similares fueron reportados recientemente en la leucemia mieloide crónica y en un Centro para el estudio de Investigación Internacional de Trasplante de Sangre y Médula Ósea de
reducida intensidad HCT en pacientes de edad avanzada con LMA.
:(
reducida intensidad HCT en pacientes de edad avanzada con LMA.
:(
0
proculianus
1.55 boyunda 50-51 kiloda bir kadınım. Ama 34 beden giyiyorum. Üst bedende xs. Kilom fazla aslında. Ama niye küçük beden giyiyorum anlamıyorum. Gayet de götlü göbekli biriyim. Yanlış anlaşılmasın övünmek için söylemiyorum. Çok sinir bozucu bir durum. Hiç fit bir vücudum yok. Basenlerim geniş, bacak
1.55 boyunda 50-51 kiloda bir kadınım. Ama 34 beden giyiyorum. Üst bedende xs. Kilom fazla aslında. Ama niye küçük beden giyiyorum anlamıyorum. Gayet de götlü göbekli biriyim. Yanlış anlaşılmasın övünmek için söylemiyorum. Çok sinir bozucu bir durum. Hiç fit bir vücudum yok. Basenlerim geniş, bacaklarım kalın, kollarım kalın, göbeğim var. Zayıflamak, incelmek istiyorum ama şu kilolu halimle bile üzerime emanet gibi duran kıyafetler ben incelince üstümde daha mı emanet gibi duracak? Hiç kafam basmıyor arkadaş. Nasıl oluyor bu? Benden zayıf insanlar 36-38 giyiyor.
Şu un çuvalı gibi halimle bana çıtı pıtı deniliyor. Sinir oluyorum çünkü öyle değilim. Kadınların en büyük zevki olan alışveriş, bana eziyet gibi. Alışverişi seviyorum ama her çıktığımda elim kolum boş dönüyorum eve. Çünkü hiçbir kıyafet yakışmıyor bana, olmuyor. Boyum kısa olduğundan zannettim ilk başta. Ama bütün türk kadınları kısa ve gayet üzerlerine göre bir şeyler bulup poşet poşet alışveriş yapıyorlar. Ben niye yapamıyorum? Benim ilacım ne? Spor mu?
Şu un çuvalı gibi halimle bana çıtı pıtı deniliyor. Sinir oluyorum çünkü öyle değilim. Kadınların en büyük zevki olan alışveriş, bana eziyet gibi. Alışverişi seviyorum ama her çıktığımda elim kolum boş dönüyorum eve. Çünkü hiçbir kıyafet yakışmıyor bana, olmuyor. Boyum kısa olduğundan zannettim ilk başta. Ama bütün türk kadınları kısa ve gayet üzerlerine göre bir şeyler bulup poşet poşet alışveriş yapıyorlar. Ben niye yapamıyorum? Benim ilacım ne? Spor mu?
0
Bir yanlis anlasilma var gibi xs giyen 34 beden olan kisi nasil ustune bir sey bulamaz e ben oleyim o zaman. 1.60 boyla 72 kiloyum.
0
@nick konusunda kararsızım; Üstüme bir şey bulamıyorum derken, bol ya da büyük oluyor kıyafetler. Hiçbir kıyafet üzerime tam oturmuyor anlamında. Yoksa dar oluyor demek istemedim.
0
36-38 giyip senden zayıf olduğunu söylediğin insanların kemikleri seninkilerden iri. :d
spor yapıp şekle girmen gerek.
spor yapıp şekle girmen gerek.
0
ben de aynen oyleyim, hatta hemen hemen ayni boy ayni kilo. ust beden 34, alt beden 37 (!). ayri ayri parcalar alirken sorun degil ama elbise alirken buyuk sorun. uste gore alsam altim kim kardashian gibi oluyor, alta gore olsam ustte bi kisilik bos yer kaliyor. hele pantolon etek alirsam mutlaka belden tadilat yaptirtmam gerekiyor.
yaklasik 1 yil falan pilatese gittiydim. o ara ben kendim bile farkediyordum basen-bacaktaki incelmeyi. evet bolgesel incelme diye bisey yok ama pilates sikilasmayi saglamak acisindan cok faydali oluyor.
bu arada sizin dediginiz gibi baskalari bana benden daha ince geliyorlar ama onlarin gozunde de ben cok inceyim. ucuncu kisiler karsilastirma yaptiginda inanmazdim ama birgun benden cok cok daha zayif oldugunu dusundugum bi arkadasim benim bir elbisemi giydi. bana bol gelen elbisenin fermuarini kapatamadik bile o giyince. o zaman inandim ki evet ben hakkaten inceymisim. yani demem odur ki siz kendinizi aynada gorunce muhtemelen biraz daha acimasiz davraniyorsunuz kendinize.
yaklasik 1 yil falan pilatese gittiydim. o ara ben kendim bile farkediyordum basen-bacaktaki incelmeyi. evet bolgesel incelme diye bisey yok ama pilates sikilasmayi saglamak acisindan cok faydali oluyor.
bu arada sizin dediginiz gibi baskalari bana benden daha ince geliyorlar ama onlarin gozunde de ben cok inceyim. ucuncu kisiler karsilastirma yaptiginda inanmazdim ama birgun benden cok cok daha zayif oldugunu dusundugum bi arkadasim benim bir elbisemi giydi. bana bol gelen elbisenin fermuarini kapatamadik bile o giyince. o zaman inandim ki evet ben hakkaten inceymisim. yani demem odur ki siz kendinizi aynada gorunce muhtemelen biraz daha acimasiz davraniyorsunuz kendinize.
0
öncelikla kalıplar almış başını gidiyor
artık psikolojik bir taktik midir nedir bilmiyorum ama ben bundan 10 sene önce de bu boydaydım ve birkaç kilo daha zayıftım o zaman 38 giyiyordum şimdi her nasılsa 36 giyiyorum :)
zayıf görünmede vücut tipinin önemi büyük, bi de yüzün dolgun değilse kafadan 3-4 kilo az söylerler.
alışveriş olayı biraz şans, biraz nerede ne bulunacağını bilmek biraz da kalıplarla (yine) alakalı benim de müthiş bir bedenim yok ama aldığım tadilatsız filan çat diye olur ben bakmıştım 36 beden için olan kalıplar gerçekten tam bedenime göre. halbuki ben klasik türk kızı tipinde değilim bel-kalça vs oranı olarak. bu kalıpları neye göre yapıyorlar ben de merak ediyorum.
kıyafet yakışmıyor deme biraz dene, farklı şeylerle kombinle mutlaka yakışacak şeyler bulursun bi de farklı mağazalara bak ve de bulduğun zaman al sonra bi daha bulunmuyor bizim bedenler :)
artık psikolojik bir taktik midir nedir bilmiyorum ama ben bundan 10 sene önce de bu boydaydım ve birkaç kilo daha zayıftım o zaman 38 giyiyordum şimdi her nasılsa 36 giyiyorum :)
zayıf görünmede vücut tipinin önemi büyük, bi de yüzün dolgun değilse kafadan 3-4 kilo az söylerler.
alışveriş olayı biraz şans, biraz nerede ne bulunacağını bilmek biraz da kalıplarla (yine) alakalı benim de müthiş bir bedenim yok ama aldığım tadilatsız filan çat diye olur ben bakmıştım 36 beden için olan kalıplar gerçekten tam bedenime göre. halbuki ben klasik türk kızı tipinde değilim bel-kalça vs oranı olarak. bu kalıpları neye göre yapıyorlar ben de merak ediyorum.
kıyafet yakışmıyor deme biraz dene, farklı şeylerle kombinle mutlaka yakışacak şeyler bulursun bi de farklı mağazalara bak ve de bulduğun zaman al sonra bi daha bulunmuyor bizim bedenler :)
0
proporsiyon ne la?
allah aşkına siz kendi dilinizi bilmiyor musunuz? proporsiyon diye bir kelime kullanırken ne yapıyorum ben diye düşünmüyor musunuz hiç?
allah aşkına siz kendi dilinizi bilmiyor musunuz? proporsiyon diye bir kelime kullanırken ne yapıyorum ben diye düşünmüyor musunuz hiç?
0
rndxco
Yüz bölgesi için yaptırmak istiyorum.Hangisini seçmeliyim ?Bir de anadolu yakasında önerebileceğiniz bir yer var mı bunun için ?
Yüz bölgesi için yaptırmak istiyorum.Hangisini seçmeliyim ?
Bir de anadolu yakasında önerebileceğiniz bir yer var mı bunun için ?
Bir de anadolu yakasında önerebileceğiniz bir yer var mı bunun için ?
0
Yer bilmiyorum. İğneli seç. Lazer biraz riskli; arttırdığını veya paralarının boşa gittiğini söyleyen çok.
0
yüzdeki kıllar vücudun diğer yerlerindeki kıllardan 60 kat daha geç biter.
kıllar bir erkeğinki gibi sert ve siyah değilse çok zor biter. ince ve kahverengiyse lazerle tedavi boyunca güçlenir, daha sonra azalmaya başlar.
iğneli epilasyon daha etkili ancak az daha acı vericidir.
favori ve çenede çabuk sonuç verir, ama bıyık çok can yakar.
kıllar bir erkeğinki gibi sert ve siyah değilse çok zor biter. ince ve kahverengiyse lazerle tedavi boyunca güçlenir, daha sonra azalmaya başlar.
iğneli epilasyon daha etkili ancak az daha acı vericidir.
favori ve çenede çabuk sonuç verir, ama bıyık çok can yakar.
0
Anadolu yakası kısmını şimdi farkettim pardon :)
ama ayda bir falan olacağı için karşıya geçmeye değer bence.
hatta 2 aya çıktığı da oluyor seans araları bazen.
ama ayda bir falan olacağı için karşıya geçmeye değer bence.
hatta 2 aya çıktığı da oluyor seans araları bazen.
0
bıyık için iğneliye gitmeden hemen önce dişçiye gidip anestezi uygulatabilirsiniz özellikle üst damağa vurursa hiç bir şey hissetmezsiniz...eliniz yatkınsa ve/veya epilasyoncunuz sağlamsa anestezi ile epilasyonu her durumda öneririm (ha önce anestezi alerji testi yaptırın tabi) ben tüm vücuda iğneli epilasyon yaptıran biriyim.
0
Ignelinin dayanilmayacak bir acısı yok heleki adet dönemine denk gelmiyorsa daha rahat atlatiyorsun. Umraniyede bildigim ve gittiğim bir yer var.fiyatida uygun. Dusunursen mesaj at detaylarini da yazarim
0
iğneli yaptır bence.
ben lazer yaptım ve normalde tüy çıkmayan yerlerde (çene altı ve favoriler) tüy çıkmaya başladı. şu anda ben de oralar için iğneli epilasyon yaptıracak yer arıyorum. internette araştırdım ve bunu yaşayan tek kişi ben değilim.
ben lazer yaptım ve normalde tüy çıkmayan yerlerde (çene altı ve favoriler) tüy çıkmaya başladı. şu anda ben de oralar için iğneli epilasyon yaptıracak yer arıyorum. internette araştırdım ve bunu yaşayan tek kişi ben değilim.
0
iğneliyle uğraşma bence çok daha uzun zaman alıyor ve zahmetli, kesinlikle lazere başla gerçekten kısa sürede çok etkili. insanların genellemelerine bakma önemli olan senin istemediğin tüylerinin kalınlığı, yoğunluğu, tipi vs. tamamen kişiden kişiye farklılık gösteriyor. söylenenlere de kulak asma dediğim sebeplerden dolayı. bütçe ayırmanda sıkıntı yoksa hastane tarzı büyük yerleri tercih et derim doktor sana belirtiyor zaten uygun olup olmadığını ona göre aksiyon alıyor yüz bölgesi için.
0
Ben yüzüm için iğneli, vücudumun diğer kısımları için lazeri tercih ettim.
ikisinde de kesin sonuç aldım.
fakat lazerin yüzdeki kılları önce sertleştirip sonra azalttığı gerçeğinin yanında bir de vücudun ışına maruz kalması sebebiyle ileride oluşabilecek bir kanser durumunda vücudun ışına reaksiyon veremeyeceği ve dolayısıyla tadavinin mümkün olamayacağı da söyleniyor.
en garantı ve temiz yöntem iğneli derim ben bu nedenle.
ikisinde de kesin sonuç aldım.
fakat lazerin yüzdeki kılları önce sertleştirip sonra azalttığı gerçeğinin yanında bir de vücudun ışına maruz kalması sebebiyle ileride oluşabilecek bir kanser durumunda vücudun ışına reaksiyon veremeyeceği ve dolayısıyla tadavinin mümkün olamayacağı da söyleniyor.
en garantı ve temiz yöntem iğneli derim ben bu nedenle.
0
allahinadiylaoku
Ürün çıkış yüksekliği çizimle uyumlumu?veRulman sabitlenmesi için avare ve tahrik şaftlarına setiskur deliği delinmiş mi?nasıl çevirebilirim? bunun gibi birçok soru var yani check list diyebiliriz. nasıl bir tense veya kalıp kullanılıyor yardımcı olabilir misiniz ?
Ürün çıkış yüksekliği çizimle uyumlumu?
ve
Rulman sabitlenmesi için avare ve tahrik şaftlarına setiskur deliği delinmiş mi?
nasıl çevirebilirim? bunun gibi birçok soru var yani check list diyebiliriz. nasıl bir tense veya kalıp kullanılıyor yardımcı olabilir misiniz ?
ve
Rulman sabitlenmesi için avare ve tahrik şaftlarına setiskur deliği delinmiş mi?
nasıl çevirebilirim? bunun gibi birçok soru var yani check list diyebiliriz. nasıl bir tense veya kalıp kullanılıyor yardımcı olabilir misiniz ?
0
degilim
Evet arkadaşlar, bir arkadaşım pazar günü Almanya'ya gidecek. Vize alacak zaman bulamadı, fakat elinde İtalya vizesi var. Buna ek olarak Almanya'da katılacağı konferans-kalacağı yer ile ilgili kabul belgeleri var. Şimdi arkadaş Türkiye'den direkt Almanya'ya kabul edilir mi İtalya vizesiyle? Havaalan
Evet arkadaşlar, bir arkadaşım pazar günü Almanya'ya gidecek. Vize alacak zaman bulamadı, fakat elinde İtalya vizesi var. Buna ek olarak Almanya'da katılacağı konferans-kalacağı yer ile ilgili kabul belgeleri var. Şimdi arkadaş Türkiye'den direkt Almanya'ya kabul edilir mi İtalya vizesiyle? Havaalanında geri çevirirler mi, yoksa prosedür açısından bir problem olmaz mı?
0
benim bir arkadasim da aynisini yapmisti italya daha kolay oldugu icin ordan vize alip ispanyadan baslamisti tatile. alman polisi arada gotluk yapabiliyor, kendimden biliyorum almanyada yasadigim icin. havaalanindan geri cevirmek gibi bir durum olmaz. yalnizca sorabilirler neden direk almanyadan almadiniz diye, orda da, burdan sonra italyaya gidicem, once ordan almistim vizeyi der, belgelerini de gosterir. sorun olmaz.
0
çok teşekkür ederim.
@empty space, evet hocam schengen bölgesine giriş için İtalya vizesi varmış, anladığım kadarıyla.
@empty space, evet hocam schengen bölgesine giriş için İtalya vizesi varmış, anladığım kadarıyla.
0
Oncelikle, geçerli vize olsa dahi, sınır polisinin götlük yapma hakkı yasal olarak var.
Italya vizesi ile daha önce Italya'ya giriş çıkış yapıldı mı? Eğer yapıldıysa ve vize tipi Mult (Çoklu girişe izin veren) ise sorun olma ihtimali çok düşük. Eğer vize tipi single (tek girişe izin veren) ise ve o giriş hakkı daha önce Italya'da kullanıldıysa arkadaşınız Almanya'ya kabul edilmeyecektir.
Vize daha önce hiç kullanılmadıysa Alman polisinin götlük yapma ihtimali düşük de olsa olabilir. Ben daha önce 5 kere Almanya'dan aldığım vize ile Yunanistan'dan giriş yaptım ve hiç bir problem yaşamadım. Yine de eğer arkadaşınız ayarlayabiliyorsa, Almanya'dan İtalta'ya geçecekmiş gibi bir rezervasyon ayarlayabilirse sorun çıkma ihtimali daha az olur diye tahmin ediyorum.
Italya vizesi ile daha önce Italya'ya giriş çıkış yapıldı mı? Eğer yapıldıysa ve vize tipi Mult (Çoklu girişe izin veren) ise sorun olma ihtimali çok düşük. Eğer vize tipi single (tek girişe izin veren) ise ve o giriş hakkı daha önce Italya'da kullanıldıysa arkadaşınız Almanya'ya kabul edilmeyecektir.
Vize daha önce hiç kullanılmadıysa Alman polisinin götlük yapma ihtimali düşük de olsa olabilir. Ben daha önce 5 kere Almanya'dan aldığım vize ile Yunanistan'dan giriş yaptım ve hiç bir problem yaşamadım. Yine de eğer arkadaşınız ayarlayabiliyorsa, Almanya'dan İtalta'ya geçecekmiş gibi bir rezervasyon ayarlayabilirse sorun çıkma ihtimali daha az olur diye tahmin ediyorum.
0
o vizeyle daha önce italyaya girdiyse hiç sorun olmaz
daha önce o vizeyle hiç giriş yapmadıysa belki sorabilirler, elindeki belgeleri gösterdiğinde sorun olacağını sanmıyorum- çok uyuz bir polise denk gelmezse-vizem vardı tekrar alamadım der (zaten şengende olay bu geçerli şengenin varsa 3 günlük şengene tekrar başvuramazsın ki)
italya vizesiyle italyaya girerken polis üzerinizde kaç euro var diye sormuştu 10 senedir bana sorulan tek havaalanı sorusu budur.
daha önce o vizeyle hiç giriş yapmadıysa belki sorabilirler, elindeki belgeleri gösterdiğinde sorun olacağını sanmıyorum- çok uyuz bir polise denk gelmezse-vizem vardı tekrar alamadım der (zaten şengende olay bu geçerli şengenin varsa 3 günlük şengene tekrar başvuramazsın ki)
italya vizesiyle italyaya girerken polis üzerinizde kaç euro var diye sormuştu 10 senedir bana sorulan tek havaalanı sorusu budur.
0
pasaportunda italya'dan alınmış şengen olduğu için almanya'ya vizeye başvursa bile vize alamaz zaten. "hacı senin vizen var zati" derler. belgeleri yanında tutsun her ihtimale karşı. raad olsun.
0
yardır yahu bir almanya vizesini alıp araba ile avusturya üzerinde italyaya geçtik ki bunu trenle de yaparsın kimsenin kontrol ettiği yok. italyadan da fransya geçip tekrar almanyaya döndük. sınır diye bir şey bile görmedim ben. bizdeki ogs gişeleri gibi bir şeyler var içinde insan bile yok lkfgjdflkgdjfg
0
babamasoliimbananickaldirsin
ozellikle patlican icin sunu yap sunu yapma dediginiz seyler var mi? genel tarif de alabilirim, bir siteden olur vs. patlican icin olmasi zorunlu degil biber kabak icin de olur. baska bir seye dolma yapilir mi bunlar ve yapraktan baska?tesekkurler
ozellikle patlican icin sunu yap sunu yapma dediginiz seyler var mi? genel tarif de alabilirim, bir siteden olur vs. patlican icin olmasi zorunlu degil biber kabak icin de olur. baska bir seye dolma yapilir mi bunlar ve yapraktan baska?
tesekkurler
tesekkurler
0
domates, patates, tüylü acur, enginar dolma; pancar, lahana, dut yaprağı, asma yaprağı sarma.
0
mevsimi olsa kabak çiçeği olur, olsa da yesek :(
patlıcan için özellikle söyleceğim sey, diğer sebzelere göre daha fazla domates/salça götürdüğü, biber için hazırladığım içle patlıcan doldurmam ben
bi de kabakla da dereotu süper oluyor.
patlıcan için özellikle söyleceğim sey, diğer sebzelere göre daha fazla domates/salça götürdüğü, biber için hazırladığım içle patlıcan doldurmam ben
bi de kabakla da dereotu süper oluyor.
0
@uzunuzunilgi oha. patatese de mi yapiyorlar? dun yabanci arkadas sormustu yok patatese olmaz demistim.. teorik olarak yapabilirsin ama kotu olur dedim yaniliyor muyum
0
soğan, kurutulmuş salatalık, kabak çiçeği, pırasa aklınıza gelen her sebzeyi doldurmayı becerirseniz dolması olur. özellikle soğan dolması muş usulü nefis ötesidir ama etli olacak muhakkak.
0
patatesi hafif kizartarak yaparsan super olur hem de. ama zeytinyaglisi degil de etlisi tabi ki. baska baska domates olur. kirmizi kapya biber olur.
patlican yaparken oyduklarini tuzlu suya atip bekletmek lazim. yoksa aci aci oluyor. bir de kuru patlicanla da cok guzel olur bol etli dolma.
patlican yaparken oyduklarini tuzlu suya atip bekletmek lazim. yoksa aci aci oluyor. bir de kuru patlicanla da cok guzel olur bol etli dolma.
0
@babamasoliimbananickaldirsin, salatalığa bile yapılıyor.
belirtmem gerek bu arada gaziantep'ten katılıyorum :)
belirtmem gerek bu arada gaziantep'ten katılıyorum :)
0
soganin icini bosaltabilir miyim bilemedim ama guzel olabilir becerebilirsem
0
hayır boşaltma yok soğanı 5 dk haşlayıp her katmanını tek tek ayırıp o katmana içi sarıp tencereye diziyorsun.www.google.com.tr
0
gorki
geçenlerde dershanede çalışan biriyle konuştum 1000 lira maaş veriyorlar dedi.ya bu kadar paraya sabahtan akşama kadar çalışılır mı ? istanbulda garsonlar bile 1500 den aşağı kazanmıyorlardır.Ben hiç inanmadım açıkçası.800 e bile çalışan var dedi.Doğru mudur sizce ?
geçenlerde dershanede çalışan biriyle konuştum 1000 lira maaş veriyorlar dedi.ya bu kadar paraya sabahtan akşama kadar çalışılır mı ? istanbulda garsonlar bile 1500 den aşağı kazanmıyorlardır.Ben hiç inanmadım açıkçası.800 e bile çalışan var dedi.Doğru mudur sizce ?
0
İlk 2 sene için dorudur bence ama sonrasında yükselir diye umuyorum, bunun dışında öğretmen iyiyse ve tutularsa, baya iyi maaşlar alabilir tabi bunun yanında özel dersi de var.
0
doğru mu "bizce" değil işin piyasası, gerçeği bu. Hakketen böyle alıyorlar üstelik çoğu; 10 ay maaş alıyor, çoğu dersane sigortayı yemeği filan nazlanarak sağlıyor, sene bitince (haziranda mesela) işin bitiyor ağustosta tekrar eleman alıyorlar. 2 senelik olmasan da çok şey fark etmiyor, istisnalar kaideyi bozmaz.
0
garsonlar 1500 alıyor derken? yok abi yemekle yolla birlikte istanbul'da hizmet sektöründe çalışanların belki yüzde 90dan fazlası taş çatlasa 1000'e çalışıyor.
dışarda bu kadar işsiz öğretmen varken yüksek maaş almalarını bekleyemeyiz ne yazık ki. fts
dışarda bu kadar işsiz öğretmen varken yüksek maaş almalarını bekleyemeyiz ne yazık ki. fts
0
Malesef öyle. Herhangi bir okuldakinden çok çok daha fazla çalıştıkları halde o kadar alıyorlar. Onun da asgari ücret kadarını banka yolu ile alıyorlar, üzerini elden alıyorlar. Yani sigortaları da asgari ücret üzerinden yatıyor. Çok deneyimli ve yaşı büyük öğretmenlere 2000-2500 falan verirler en fazla. Yeni başlayana ise 300-400 veriyorlar, sigorta da yok. Böyle dershaneler de var.
0
letheavendangered
sertifikalarda geçen "xxx sertifikasını almaya hak kaznamıştır"daki "hak kazanmak" kısmını nasıl çevireceğiz? gain right, deserve falan çok eğreti duruyor gibi geldi. "entitle" demiş tureng ama o zaman cümlenin yapısını komple değiştireceğiz?
sertifikalarda geçen "xxx sertifikasını almaya hak kaznamıştır"daki "hak kazanmak" kısmını nasıl çevireceğiz? gain right, deserve falan çok eğreti duruyor gibi geldi. "entitle" demiş tureng ama o zaman cümlenin yapısını komple değiştireceğiz?
0
...this certificate was given... şeklne dönüştürmek olmaz mı cümleyi? diplomalarda falan da bu kalıpdı sanki.
0
heritage
1-Freelance çalışırken vize başvurusunda gelir bildirimi nasıl yapılıyor?2-Yurtdışında yüksek lisans tamamlandıktan sonra tehir süreci nasıl işliyor?
1-Freelance çalışırken vize başvurusunda gelir bildirimi nasıl yapılıyor?
2-Yurtdışında yüksek lisans tamamlandıktan sonra tehir süreci nasıl işliyor?
2-Yurtdışında yüksek lisans tamamlandıktan sonra tehir süreci nasıl işliyor?
0
1- freelance çalışıyorsanız meslek makbuzu kesmeniz gerekir. serbest meslek (=freelance) makbuzu kesmiyorsanız, freelance değil kaçak çalışıyorsunuz demektir :) resmi gelir bildirimi (=maaş bordrosu, şirket ,gayrimenkul vb kazancı) yapamazsınız haliyle ama bankada para gösterebilirsiniz sanırım.
0
benim bildiğim kısım:freelance olarak resmi şekilde çalışıyor olduğunuz kanıtlamanız için
bir odada kayıtlı olmalısınız, o odadaki kaydınızı, serbest meslek makbuzlarınızı buna göre tahakkuk eden ve ödediğiniz gelir vergisini -ki en önemli kısım bu zaten- gösterir belgeleriniz olmalı.
onun dışında türk iş kanununa göre "freelance çalışma" diye bişey yok. (SGK'dan yararlanabilmek için de isteğe bağlı sigorta primi ödemeniz gerekiyor)En genel manada küçük esnafların ne yapması gerekiyorsa aşağı yukarı sizin de onu yapmanız gerekiyor.
açıklama: freelance çalışıyorum ama sırf bu saçma durum nedeniyle normal SGKlı görünüyorum. freelance çalışıp bu olayı daha kolay halletmiş biri varsa ben de dinleyebilirim :)
bir odada kayıtlı olmalısınız, o odadaki kaydınızı, serbest meslek makbuzlarınızı buna göre tahakkuk eden ve ödediğiniz gelir vergisini -ki en önemli kısım bu zaten- gösterir belgeleriniz olmalı.
onun dışında türk iş kanununa göre "freelance çalışma" diye bişey yok. (SGK'dan yararlanabilmek için de isteğe bağlı sigorta primi ödemeniz gerekiyor)En genel manada küçük esnafların ne yapması gerekiyorsa aşağı yukarı sizin de onu yapmanız gerekiyor.
açıklama: freelance çalışıyorum ama sırf bu saçma durum nedeniyle normal SGKlı görünüyorum. freelance çalışıp bu olayı daha kolay halletmiş biri varsa ben de dinleyebilirim :)
0
matilda
Bi yerde 4 aydir sigortali olarak calisiyorum. Hayatimda hic sigorta kullanarak hastaneye gitmedim. Actirmak falan gerekiyo diyolardi ne alaka? Ben sigortam varken gidip bi devlet hastanesinde falan tedavimi olamiyo muyum? Ekstra bi basvuru yapmam mi gerekiyor?
Bi yerde 4 aydir sigortali olarak calisiyorum. Hayatimda hic sigorta kullanarak hastaneye gitmedim.
Actirmak falan gerekiyo diyolardi ne alaka? Ben sigortam varken gidip bi devlet hastanesinde falan tedavimi olamiyo muyum? Ekstra bi basvuru yapmam mi gerekiyor?
Actirmak falan gerekiyo diyolardi ne alaka? Ben sigortam varken gidip bi devlet hastanesinde falan tedavimi olamiyo muyum? Ekstra bi basvuru yapmam mi gerekiyor?
0
hiç bişey yaptırmana gerek yok. git hastaneye kimlik numaranı söyle yeter. sistemden görecekler sigortalı olduğunu.
0
açtırmak denilen şey provizyon
olay şu: normalde e-devlete geçtik otomatik olarak senin sigortanın görünmesi gerekiyor
ancak nasıl oluyorsa bazn nsistem bunu görmüyor :( -hiç hastaneye gitmediğinden bilemeyeceksin görünüyor mu görünmüyor mu-
ama basit yöntim şu: herhangi bir özel hastaneyi arayıp TC numaran ile sorup öğrenebilirsin (ben yeni SGKlıyım da provizyon alabiliyor muyum bilmiyorum dersen hemen bakarlar sistemden)
olay şu: normalde e-devlete geçtik otomatik olarak senin sigortanın görünmesi gerekiyor
ancak nasıl oluyorsa bazn nsistem bunu görmüyor :( -hiç hastaneye gitmediğinden bilemeyeceksin görünüyor mu görünmüyor mu-
ama basit yöntim şu: herhangi bir özel hastaneyi arayıp TC numaran ile sorup öğrenebilirsin (ben yeni SGKlıyım da provizyon alabiliyor muyum bilmiyorum dersen hemen bakarlar sistemden)
0
silver apple
Notalara, sol anahtarına, bemole, diyeze benzeyen bir alfabeydi
Notalara, sol anahtarına, bemole, diyeze benzeyen bir alfabeydi
0
@rm upload.wikimedia.org 
writing systems sayfasında neden türkiye'nin olduğu yerde ermenistan var, bir fikrin var mı?
writing systems sayfasında neden türkiye'nin olduğu yerde ermenistan var, bir fikrin var mı?
0
@zebragibi
orada her ülkenin üstüne alfabesini yazmamışlar. renklerle belirtildiği için yazma gereği duyulmamış. latin alfabesini de güney amerika kıtası'na yazmışlar. farklı olanları yazma gereği duymuşlar ve altlarına da hangi ülkenin olduğunu yazmışlar. yer sorunu vb. yüzünden olduğunu düşünüyorum yani ben. yunan alfabesi de italya'da örneğin.
orada her ülkenin üstüne alfabesini yazmamışlar. renklerle belirtildiği için yazma gereği duyulmamış. latin alfabesini de güney amerika kıtası'na yazmışlar. farklı olanları yazma gereği duymuşlar ve altlarına da hangi ülkenin olduğunu yazmışlar. yer sorunu vb. yüzünden olduğunu düşünüyorum yani ben. yunan alfabesi de italya'da örneğin.
0
beatli hippie
dışkımda kan var, doktora gitmeye korkuyorum. dışkıda kan olması %100 korkulacak, kötü bir sonuç olduğuna mı işarettir? korkuyom.
dışkımda kan var, doktora gitmeye korkuyorum. dışkıda kan olması %100 korkulacak, kötü bir sonuç olduğuna mı işarettir? korkuyom.
0
hayır o kadar korkulacak bir şey değidir. basit bir basur da olabilir. ama doktora gidip mutlaka öğrenmen lazım ne olduğunu.
0
bu tarz durumlarda doktora gözükmek gerekir. dışkı tahlili yaparlar bu durumda sanırım. çatlak olabilir anüsünde. yine de bir baktırmak lazım.
biliyorum, kolay değil, fakat kanın miktarına göre hızlı bir şekilde gitmelisin..
edit: basur olduğunu düşünmüyorum. öyle olsaydı en azından anlardı. ve basur kan getirirse, dışkıdan ziyade tuvalet kağıdı ya da iç çamaşırında gözükür. bende var, oradan biliyorum. oluk oluk akmıyor yani kan :)
biliyorum, kolay değil, fakat kanın miktarına göre hızlı bir şekilde gitmelisin..
edit: basur olduğunu düşünmüyorum. öyle olsaydı en azından anlardı. ve basur kan getirirse, dışkıdan ziyade tuvalet kağıdı ya da iç çamaşırında gözükür. bende var, oradan biliyorum. oluk oluk akmıyor yani kan :)
0
Mide ağrısı da varsa mide kanamasına delalettir. Kanama durumunu vücudunuzun durumunu takip edin. Eğer tek seferlik bişeyse takmayın kafaya. Bir de hemoroid için kendiniz kontrol edin.
Eğer ciddi bir durum hissederseniz ambulansı arayın evden alıp götürsünler sizi hastaneye. Dönüş yolu sizden olur ama.
Eğer ciddi bir durum hissederseniz ambulansı arayın evden alıp götürsünler sizi hastaneye. Dönüş yolu sizden olur ama.
0
ilk kez tuvalet kağıdında farkettim zaten kanı, fakat hemoroid falan olsa anlardım, yani yok öyle bi şey. sanırım.
edit: ambulans mı! mide kanaması mı? şu anda 112'yi arıyorum.
bu ambulans diyen kişi ciddi mi lan?
edit: ambulans mı! mide kanaması mı? şu anda 112'yi arıyorum.
bu ambulans diyen kişi ciddi mi lan?
0
öncelikle, doktora gitmekten korkmanın bir anlamı yok. allah korusun, kötü bir şeyse bile, ne kadar erken dönemde teşhis konulursa, o kadar iyi.
kan, çok açık kırmızı ise, büyük ihtimalle hemoroiddir. bir dahiliye uzmanına görürün. geçmiş olsun.
kan, çok açık kırmızı ise, büyük ihtimalle hemoroiddir. bir dahiliye uzmanına görürün. geçmiş olsun.
0
bağırsak hastalıklarında da kan olabilir kanın koyuluğu ve kıvamı size bir fikir verebilir (mideden mi kalın bağırsaktan mı) ama mutlaka doktora gidin, ihmal etmeyin.
0
yahu biraz sakin. ishal, yoğun kanama, ağrı vs varsa acile gidin tabi yoksa biraz bekleyin sadece zorlanmaya bağlı basit bir şeydir belki. her şeye 112'yi arayacak olursak gerçekten acil durumlara yetişecek ambulans kalmaz.
edit: bu tabi ihmal edin demek değil. doktora gidin mutlaka.
edit: bu tabi ihmal edin demek değil. doktora gidin mutlaka.
0
%90 Kötü bir şey değildir genelde kılcal damar çatlaması, basur, anal fissür çıkıyor(bizzat yaşadım biliyorum). Kolonoskopi olursun, daflon verir geçer. Asıl dışkı simsiyah olursa ya da kanı farkedemeyip testlerde çıkarsa kötü bir şey demektir.
Bağırsak hastalıkları kanser dahil erken teşhisle(kolonoskopi) çok inanılmaz kolay hallediliyor. Hatta polip varsa kolonoskopi sırasında da alınıyor. Bir taşla kuş katliamı.
Bağırsak hastalıkları kanser dahil erken teşhisle(kolonoskopi) çok inanılmaz kolay hallediliyor. Hatta polip varsa kolonoskopi sırasında da alınıyor. Bir taşla kuş katliamı.
0
Ben ciddi manada söyledim ama başında da ciddi bir durum sezinlerseniz diye ekledim. Yani şuan ağrı sızı yokken azcık kan geldi diye tabi ki ambulans çağırmayın. Ama özellikle de evde yalnızsanız, şiddetli ağrı, kanama vb durumlar olursa mutlaka ambulansı arayın.
0
sharon and hope
Alevilik, alevi anneden doğanlarla sürdürülüyor diye bir inanış var ya halk arasında... O doğru mu? Değil mi? Değilse neden uydurulmuş?Doğruysa;1. Baba alevi anne sunni olsa biz alevi olamıyor muyuz?2. Anne de baba da alevi değilse, biz Aleviliği daha çok benimsemişsek alevi olamıyor muyuz?Hep merak
Alevilik, alevi anneden doğanlarla sürdürülüyor diye bir inanış var ya halk arasında... O doğru mu? Değil mi? Değilse neden uydurulmuş?
Doğruysa;
1. Baba alevi anne sunni olsa biz alevi olamıyor muyuz?
2. Anne de baba da alevi değilse, biz Aleviliği daha çok benimsemişsek alevi olamıyor muyuz?
Hep merak etmişimdir, ilk ağızlardan öğrenmek istedim.
Not: İşbu soru "Alevi olmak istiyorum bir yolu yok mu?" şeklinde sorulmamıştır. Meraktan sorulduğu açıkça belirtilmiştir.
Doğruysa;
1. Baba alevi anne sunni olsa biz alevi olamıyor muyuz?
2. Anne de baba da alevi değilse, biz Aleviliği daha çok benimsemişsek alevi olamıyor muyuz?
Hep merak etmişimdir, ilk ağızlardan öğrenmek istedim.
Not: İşbu soru "Alevi olmak istiyorum bir yolu yok mu?" şeklinde sorulmamıştır. Meraktan sorulduğu açıkça belirtilmiştir.
0
ilk ağız değilim ama bir hocamın annesi sünni babası aleviydi. Hocamda aleviydi.
ikinci şıkkı ben de bilmiyorum.
ikinci şıkkı ben de bilmiyorum.
0
Şu yukarıdaki iki cevap saçma. Kusura bakmayın lütfen.
O inancın tam içindeyim. Öyle şeyler yok. Merak etme, sen aleviyim dedikten sonra kimse senin aleviliğini sorgulamaz bu inanç sisteminde.
O inancın tam içindeyim. Öyle şeyler yok. Merak etme, sen aleviyim dedikten sonra kimse senin aleviliğini sorgulamaz bu inanç sisteminde.
0
@cigerdelen Yahudilikte de olduğunu biliyorum ama Alevilikte de var diye duymuştum. Peki seçemediğimiz bir din nasıl olabiliyor? Alevilik ve Bektaşilik arasında ne fark var?
0
1- Bu yahudilerde olan bir sey. Muhtemelen sunnilerin, alevileri yahudilerle ozdeslestirmek icin uyurdugu bir palavra. Soyle diyeyim, aleviler hakkinda sunni muslumanlardan duydugun hicbir seye inanma.
0
farketmez hangi felsefeyle baktığına göre şekillenir. anne baba sünni olsa da kendine alevi felsefesini bellemiş şiar edinmiş biri ben aleviyim diyebilir.
0
Ya ne alakası var. İstediğine inanmakta serbestsin. Dini istediğin şekilde yorumlayabilsin. Ben öyle yapıyorum mesela.
Aleviliğin olumlu taraflarını al, sünnilikle birleştir. Al sana mis gibi din.
Hatta sadece islamiyetle de kısıtlama kendini. Hristiyanlığın da museviliğin de iyi olan taraflarını pratikte uygulayabilirsin. Kasma bence bu kadar :-)
Aleviliğin olumlu taraflarını al, sünnilikle birleştir. Al sana mis gibi din.
Hatta sadece islamiyetle de kısıtlama kendini. Hristiyanlığın da museviliğin de iyi olan taraflarını pratikte uygulayabilirsin. Kasma bence bu kadar :-)
0
o hadisi kutsiyi söyleyen zat aynı zamanda kendisini peygamber olarak kabul edilmesininde gerekli oldğunu söylüyordu yanlız
0
Aleviler arasında ya allah ya muhammed ya ali diyen de var, muhammedi gayet peygamber kabul edip aliyi ondan sonraya koyan da var, koymayan da var. çeşit çeşit alevilik var. sanırım cigerdelen'in demek istediği de o. alevilik'in bi kitabı, bi mezhep imamı, bi sistematiği yok.
bi de kırsalda olma meselesi de doğru genelde dağlardaki yörükler, tahtacılar, sarıkeçililer filan alevidir. yazılı bişeyleri çok fazla yok, söz geleneği, pratik var.
anne alevi değilse alevi olunmuyor kısmını ben daha tanıdığım hiçbir yörenin alevisinden duymadım (ki giresundan gaziantepe denizliden ankaraya elbette tunceliye :)nerden istersen alevi tanıyorum, çoğu can ciğer arkadaşım)Sadece aleviler pek dışarı kız vermek istemiyorlar zira kızları geleneksel/muhafazakar sünnilere göre kız-erkek ayırt etmeden hatta kızı daha önemseyerek büyütüyorlar, ezilir diye korkuyorlar. yoksa alevi olmaz korkusu kimsede duymadm.
o kelime_i şahadet getirip müslüman olmak gibi bişey alevilikte yok (ha bu arada sünni fıkıha göre mezhep değiştirmek diye bişey zaten pek tartışılmış bişey değil ama zaruri hallerde diğer mezhebi "taklit" diye bişey var, namazı cem etme, abdestin şafilerde kadın dokununca bozulması, vb. bir kaç meselede)ki alevilik zaten süni fokıhta hak mezhep filan kabul edilmiyor malum bir kültür meselesi gibi görülüyor hal böyleyken bunun kuralı kaidesi olmasını beklemek çok mantıklı değil.
benm gördüğüm bazı aleviler hiç takılmaz bunlara (dede görmemiş alevi çok zaten) sen kendini onlara yakın hissediyorsan, uyuyorsan seni benimserler. ritüelleri yoktur. bi kısım tutucu olanlar ancak alevi olmayanı sen olmazsın aileden alevi değilsin diyebilir belki, bana öylesi denk gelmedi hiç.
bi de kırsalda olma meselesi de doğru genelde dağlardaki yörükler, tahtacılar, sarıkeçililer filan alevidir. yazılı bişeyleri çok fazla yok, söz geleneği, pratik var.
anne alevi değilse alevi olunmuyor kısmını ben daha tanıdığım hiçbir yörenin alevisinden duymadım (ki giresundan gaziantepe denizliden ankaraya elbette tunceliye :)nerden istersen alevi tanıyorum, çoğu can ciğer arkadaşım)Sadece aleviler pek dışarı kız vermek istemiyorlar zira kızları geleneksel/muhafazakar sünnilere göre kız-erkek ayırt etmeden hatta kızı daha önemseyerek büyütüyorlar, ezilir diye korkuyorlar. yoksa alevi olmaz korkusu kimsede duymadm.
o kelime_i şahadet getirip müslüman olmak gibi bişey alevilikte yok (ha bu arada sünni fıkıha göre mezhep değiştirmek diye bişey zaten pek tartışılmış bişey değil ama zaruri hallerde diğer mezhebi "taklit" diye bişey var, namazı cem etme, abdestin şafilerde kadın dokununca bozulması, vb. bir kaç meselede)ki alevilik zaten süni fokıhta hak mezhep filan kabul edilmiyor malum bir kültür meselesi gibi görülüyor hal böyleyken bunun kuralı kaidesi olmasını beklemek çok mantıklı değil.
benm gördüğüm bazı aleviler hiç takılmaz bunlara (dede görmemiş alevi çok zaten) sen kendini onlara yakın hissediyorsan, uyuyorsan seni benimserler. ritüelleri yoktur. bi kısım tutucu olanlar ancak alevi olmayanı sen olmazsın aileden alevi değilsin diyebilir belki, bana öylesi denk gelmedi hiç.
0
tek millet tek dil tek yuzuk
merak ettiğim bir durum var. biyoloji hocam sadrettin çelebi bir defasında demişti ki, (sene 99 falan),"arkadaşlar, ne kadar ahlak dışı olduğunu düşünseniz bile, biyolojide genetik çalışmalarının temeli izolasyona dayanır ve bu genelde yavru ile ebeveynin, ya da kardeş ile kardeşin çiftleştirilmesin
merak ettiğim bir durum var. biyoloji hocam sadrettin çelebi bir defasında demişti ki, (sene 99 falan),
"arkadaşlar, ne kadar ahlak dışı olduğunu düşünseniz bile, biyolojide genetik çalışmalarının temeli izolasyona dayanır ve bu genelde yavru ile ebeveynin, ya da kardeş ile kardeşin çiftleştirilmesine dayanan ırk ıslahıdır aslında"
yani cins hayvanlarınızın atalarının ensest mahsulü olduğunu bilmiyor iseniz artık öğrendiniz, bundan hareketle sormak istiyorum:
suçluluk duygusu var mı? bakış açınız değişti mi? tüy, renk, boy gibi kaygılarla yapay seçilime tabi tutulan bu hayvanlar defalarca birinci derece akrabasıyla çiftleştirildi. genetik özellikleri gibi genetik hastalıkları da belirginleşti bazısının.
ne hissediyorsunuz şu an?
"arkadaşlar, ne kadar ahlak dışı olduğunu düşünseniz bile, biyolojide genetik çalışmalarının temeli izolasyona dayanır ve bu genelde yavru ile ebeveynin, ya da kardeş ile kardeşin çiftleştirilmesine dayanan ırk ıslahıdır aslında"
yani cins hayvanlarınızın atalarının ensest mahsulü olduğunu bilmiyor iseniz artık öğrendiniz, bundan hareketle sormak istiyorum:
suçluluk duygusu var mı? bakış açınız değişti mi? tüy, renk, boy gibi kaygılarla yapay seçilime tabi tutulan bu hayvanlar defalarca birinci derece akrabasıyla çiftleştirildi. genetik özellikleri gibi genetik hastalıkları da belirginleşti bazısının.
ne hissediyorsunuz şu an?
0
cins evcil hayvanım yok da
sizi bir büyükbaş hayvan çiftliğine alalım hocam havvanlarda aile kavramı hakkında ufkunuz genişlesin...
sizi bir büyükbaş hayvan çiftliğine alalım hocam havvanlarda aile kavramı hakkında ufkunuz genişlesin...
0
Yavrusu ile büyüyen farkli cinsiyetteki 2 köpek, cins olsun sok-it olsun eninde sonunda çiftleşirler! Yavruları da olabilir! Olmuştur da!
Peki sen şuna cevap ver sokakta sahipsiz dolaşan köpeklerin kendi yavruları ile çiftleşmediğini nasıl kesin gözüyle bakabiliyorsun ve bundan yola çıkıp cins köpekler ensest'tir diğerleri değildir donucuna varabiliyorsun?
Kusura bakma ama hocan hakikaten cahil bir adammış! En azından bu konularda...
Peki sen şuna cevap ver sokakta sahipsiz dolaşan köpeklerin kendi yavruları ile çiftleşmediğini nasıl kesin gözüyle bakabiliyorsun ve bundan yola çıkıp cins köpekler ensest'tir diğerleri değildir donucuna varabiliyorsun?
Kusura bakma ama hocan hakikaten cahil bir adammış! En azından bu konularda...
0
hayvanlarda aile kavramı yok +1
aile kavramı dışında insanardaki ahlak sistemi de yok.
doğal hayatta da birinci derece akrabalarıyla çiftleşiyor hayvanlar.
ikinci olarak sürekli birinci dereece akrabalarla çifleştirilmiyor. belli noktadan sonra kuzenler vs biniyor işin içine.
üçüncüsü yalnızca görünüş amaçlı değil cins hayvan oluşturulması.
aile kavramı dışında insanardaki ahlak sistemi de yok.
doğal hayatta da birinci derece akrabalarıyla çiftleşiyor hayvanlar.
ikinci olarak sürekli birinci dereece akrabalarla çifleştirilmiyor. belli noktadan sonra kuzenler vs biniyor işin içine.
üçüncüsü yalnızca görünüş amaçlı değil cins hayvan oluşturulması.
0
ahlaki kaygılarınız sizi agresif yapıyor.
bakın sokakta hayvanlar 5 çiftleşmeden birinde aile içi yapıyorsa cins hayvanlarda bu sayı 25 çiftleşmede 25.
yani seri oluyor. kasıtlı oluyor.
bana bununla gelmeyin, ben materyalistim. ahlak maddeden sonra oluşmuştur derim. sadece size ne hissettirdiğini sordum, vardığım kanı şu, insanları ayrı bir mertebeye koyuyorsunuz (ki bana göre bir engerek yılanı, bir akrep, bir balina ve bir insan eşit derecede muhteşemdir)
bunu yapmayın.
bakın sokakta hayvanlar 5 çiftleşmeden birinde aile içi yapıyorsa cins hayvanlarda bu sayı 25 çiftleşmede 25.
yani seri oluyor. kasıtlı oluyor.
bana bununla gelmeyin, ben materyalistim. ahlak maddeden sonra oluşmuştur derim. sadece size ne hissettirdiğini sordum, vardığım kanı şu, insanları ayrı bir mertebeye koyuyorsunuz (ki bana göre bir engerek yılanı, bir akrep, bir balina ve bir insan eşit derecede muhteşemdir)
bunu yapmayın.
0
sadrettin çelebi lise seviyesinde karşıma çıkan öğretmenlerin en iyisidir. bunu da ayrıca belirtme ihtiyacı duyuyorum. onun temel seviyede bir bilgi üzerinden yaptığı ikazı ben biraz büyüttüm. on seneden fazladır düşünüyorum meseleyi. ne söyleyecekseniz bana söyleyin. rica ederim.
0
Ahlaki kaygı? Köpeklerin ensest olabileceğini söyleyen kişi, öyle bir şey olamayacağını söyleyen kişilere ahlaki kaygılar yüzünden agresifleşiyorsunuz mu diyor yani?
Siz "ahlak" ve "namus" konusuna gereğinden fazla önem ve zaman ayırdığınız için hayvanlarda da bu tip kavramların olabileceğini düşünüyor ve aksini inkar ediyorsunuz. Bu tip ilişki kuran hayvanları da kendi insani kavramlarınız üzerinden yaftalamaya çalışıyor bu hayvanları tercih eden yada besleyen insanlara da bu konu hakkında ne düşündüklerini sorarak insanları tahrik etmeye çalışıyorsunuz.
Canlıların hepsi muhteşem olup hepsi de birbirinden farklı olabilirler. Neden her şeyi kendi pencerenizdeki kalıplara uydurmaya çalışıyorsunuz? Hayvanlarda aile, akrabalık, kardeşlik gibi kavramlar yoktur. Doğada türünü devam ettirbilme güdüsü sonucu olabildiğince çok çiftleşir ve bunu yaparkende her hangi bir seçimde bulunmaz.
Hocanız hakkındaki görüşlerim sabittir, aşağalamak için söylemiyprum, biyoloji gibi temel bilimlerden mezun olmuş birinin bu duruma bilimsel açıdan yaklaşmak varken ahlaki açıdan yaklaşıp bambaşka sonuçlar çıkarmış olması ve bunu öğrencilerine öğretiyor olması en hafif manası ile cehalettir.
Hocanız öyle düşünüyor olabilir ama bir öğretmen olarak kendi düşünce ve fikirlerini değil genel geçer kanıtlanmış bilgileri öğrencilerine aktarıyor olması gerekirdi. Hangi kitapta, hangi araştırmanın sonucunda bu söylediğiniz sonuç ortaya çıkmışta öprencilerine böyle bir şey söyleme gereği duymuş gerçekten merak ediyorum.
Siz "ahlak" ve "namus" konusuna gereğinden fazla önem ve zaman ayırdığınız için hayvanlarda da bu tip kavramların olabileceğini düşünüyor ve aksini inkar ediyorsunuz. Bu tip ilişki kuran hayvanları da kendi insani kavramlarınız üzerinden yaftalamaya çalışıyor bu hayvanları tercih eden yada besleyen insanlara da bu konu hakkında ne düşündüklerini sorarak insanları tahrik etmeye çalışıyorsunuz.
Canlıların hepsi muhteşem olup hepsi de birbirinden farklı olabilirler. Neden her şeyi kendi pencerenizdeki kalıplara uydurmaya çalışıyorsunuz? Hayvanlarda aile, akrabalık, kardeşlik gibi kavramlar yoktur. Doğada türünü devam ettirbilme güdüsü sonucu olabildiğince çok çiftleşir ve bunu yaparkende her hangi bir seçimde bulunmaz.
Hocanız hakkındaki görüşlerim sabittir, aşağalamak için söylemiyprum, biyoloji gibi temel bilimlerden mezun olmuş birinin bu duruma bilimsel açıdan yaklaşmak varken ahlaki açıdan yaklaşıp bambaşka sonuçlar çıkarmış olması ve bunu öğrencilerine öğretiyor olması en hafif manası ile cehalettir.
Hocanız öyle düşünüyor olabilir ama bir öğretmen olarak kendi düşünce ve fikirlerini değil genel geçer kanıtlanmış bilgileri öğrencilerine aktarıyor olması gerekirdi. Hangi kitapta, hangi araştırmanın sonucunda bu söylediğiniz sonuç ortaya çıkmışta öprencilerine böyle bir şey söyleme gereği duymuş gerçekten merak ediyorum.
0
ben sadece hisleri merak ettim. ahlak kısmına biyoloji hocam girmişti. sınıfın önemli kısmının kendini dindar nitelendirmesi yüzünden bu girişi yapma ihtiyacı duymuştur muhtemelen.
ben aile kavramını gencilik olarak düşünüyorum. onu geçelim.
ne hissettiğinizi sordum, hemen savunmaya geçtiniz, hayvanlarda aile kavramı yok diyorsunuz. e insan hayvan değil mi desem ne dersiniz merak içindeyim. ben ne hissettiğinizi soruyorum, siz işi meşrulaştırıyorsunuz kusura bakmayın ama ben bunda niyet okurum. agresiflik savunma mekanizmasıdır. hepiniz başarıyla mantığa büründünüz.
büyükbaş hayvan çiftliği denmiş, o büyükbaşlar doğada sürü halinde yaşarken ensestin olumsuz etkilerinden nispeten uzaklar. büyükbaş hayvan çiftliğine girerken emin olun ensestten başka kaygılarım da var. o yüzden almayayım. ayrıca kedi ırkı saflaştırmayla inek, koyun vs saflaştırma arasında da fark olmadığını bilecek kadar düşündüm mesele üzerinde. soruyu mandıra sahiplerine sormak yerine evcil cins hayvan sahiplerine yöneltip cevap alma şansımı arttırdım.
adem ve havvaya inanıyorum ama bir mitokondriyel havva var.
sokakta kendi yavrusuyla çiftleşen hayvan gördüm. bu en fazla iki üç nesil olur. sonra dışarıdan bir erkek gelir ve ensestin olumsuz etkileri biraz genetik çeşitlilik ile azalır.
cins hayvan oluşturulması ister görünüş, ister bekçilik ister dostluk ister başka bir şekilde olsun, bu tahakküm olduğu gerçeğini değiştirmiyor.aynı kapı. geçiniz.
son olarak hayvanlar türü devam ettirme çabasında değildir. bir hayvan düşünün mesela bütün dişilerden çocuk yapabilsin ama onun çocuklarıyla diğer erkeklerin çocukları verimli döl veremesin yani bir başka türün atası olsun bu başlangıçtaki hayali hayvan. o hayvan kendi türünü devam ettirmek istiyor diyebilirsiniz. yalnız, maalesef böyle bir hayvan ya yok ya çok nadir görülüyor. mesele tür meselesi değil çünkü. mesele mümkün olduğunca verimli döl vermek. bu da gen seçilimiyle anlatılıyor. tür seçilimi demode bir biyolojik kavram. bunu da öğrenmiş olun ileride lazım olur.
ben aile kavramını gencilik olarak düşünüyorum. onu geçelim.
ne hissettiğinizi sordum, hemen savunmaya geçtiniz, hayvanlarda aile kavramı yok diyorsunuz. e insan hayvan değil mi desem ne dersiniz merak içindeyim. ben ne hissettiğinizi soruyorum, siz işi meşrulaştırıyorsunuz kusura bakmayın ama ben bunda niyet okurum. agresiflik savunma mekanizmasıdır. hepiniz başarıyla mantığa büründünüz.
büyükbaş hayvan çiftliği denmiş, o büyükbaşlar doğada sürü halinde yaşarken ensestin olumsuz etkilerinden nispeten uzaklar. büyükbaş hayvan çiftliğine girerken emin olun ensestten başka kaygılarım da var. o yüzden almayayım. ayrıca kedi ırkı saflaştırmayla inek, koyun vs saflaştırma arasında da fark olmadığını bilecek kadar düşündüm mesele üzerinde. soruyu mandıra sahiplerine sormak yerine evcil cins hayvan sahiplerine yöneltip cevap alma şansımı arttırdım.
adem ve havvaya inanıyorum ama bir mitokondriyel havva var.
sokakta kendi yavrusuyla çiftleşen hayvan gördüm. bu en fazla iki üç nesil olur. sonra dışarıdan bir erkek gelir ve ensestin olumsuz etkileri biraz genetik çeşitlilik ile azalır.
cins hayvan oluşturulması ister görünüş, ister bekçilik ister dostluk ister başka bir şekilde olsun, bu tahakküm olduğu gerçeğini değiştirmiyor.aynı kapı. geçiniz.
son olarak hayvanlar türü devam ettirme çabasında değildir. bir hayvan düşünün mesela bütün dişilerden çocuk yapabilsin ama onun çocuklarıyla diğer erkeklerin çocukları verimli döl veremesin yani bir başka türün atası olsun bu başlangıçtaki hayali hayvan. o hayvan kendi türünü devam ettirmek istiyor diyebilirsiniz. yalnız, maalesef böyle bir hayvan ya yok ya çok nadir görülüyor. mesele tür meselesi değil çünkü. mesele mümkün olduğunca verimli döl vermek. bu da gen seçilimiyle anlatılıyor. tür seçilimi demode bir biyolojik kavram. bunu da öğrenmiş olun ileride lazım olur.
0
ve hocaya laf ettirmiyorum. hoca şunu diyor, ben saf ırk yaratayım diye bu kediyi hep uzun tüylü olması için uzun tüylü kardeşiyle ve ondan doğan kendi yavrusuyla çiftleştirdim. şimdi o kedi uzun tüylü fakat atalarındaki bir genetik defekt yüzünden sağır diyor. sağır kedi avlanmada hep geridedir. ne yaptınız? bir hayvanı muhtemelen boş yere sakat doğurttunuz. ahlaki kaygı burada devreye girer. ensest bu yüzden günahtır. kedi köpek de bizim gibi kültüre sahip olsa ve kardeşiyle çiftleştiğinde hastalıklı yavru ihtimalinin arttığını bilse onlar da ensestin "günah" olduğunu keşfederdi.
sonuç olarak, farklı cevaplar verip inkarı ve bilgisizliği seçseniz de ben istediğim cevapları aldım.
esen kalın.
sonuç olarak, farklı cevaplar verip inkarı ve bilgisizliği seçseniz de ben istediğim cevapları aldım.
esen kalın.
0
"Hayvan türünü devam ettirme çabasında değildir" den sonrasını okumaadım bile...
Sen az biraz arada farklı kitaplarda oku bence. Hep aynı hep aynı müfredatın geride kalmış senin belli...
Sen az biraz arada farklı kitaplarda oku bence. Hep aynı hep aynı müfredatın geride kalmış senin belli...
0
hayvan türünü devam ettirmez canımın içi. soyunu desen belki. ama hayvanı oluşturan genler kendini devam ettirir, asıl hikmet burada. bunu anladığın zaman türün bu konuda önemsiz bir aşama olduğunu göreceksin. hiçbir canlı ben türümü devam ettireyim, türümün nesli tükenmesin diye uğraşmaz.
biraz soyutlayalım. bir bilimsel kurul sana gelse dese ki "naughty, sen çiftleşemezsin, senin genlerinde hastalık var, türümüzün sonunu getirecek genetik hastalıklar senden tüm dünyaya yayılacak"
bu senin çiftleşebilme umudunda ya da çocuk sahibi olma arzunda olumsuz bir etki yapmaz. çünkü açıkçası senin hep umudun olacak. bu bir. insanlığın sonunu getiren genlere sahip olduğunu bilmek cinsel iştahında hiçbir azalmaya neden olmayacak bu da iki. tilkinin şeyi.
yani şimdi yeme beni senle ben aynı türdeyiz ama dur sen dandik genlere sahipsin naughty ben üreyeyim sen geri dur desem, hadi len der arkamı döndüğüm gibi kafama sert bir cisimi indirirsin. çünkü benimle aynı türde olsan bile ben aslında senin umrunda değilim. tür de değil. sen kendi genlerini sonraki nesile aktarmaktan mesulsün. senden mutant canavar bile çıksa, tereddüt etmeden çıkartırsın. kapiş?
tür seçilimi, grup seçilimi, türü devam ettirme çabası vs bu laf reddetmemi ve kurduğum cümlenin anlamını çözmeye çalışmadan şiddetli tepki vermen tek hatan.
sorsan söylerdim.
biraz soyutlayalım. bir bilimsel kurul sana gelse dese ki "naughty, sen çiftleşemezsin, senin genlerinde hastalık var, türümüzün sonunu getirecek genetik hastalıklar senden tüm dünyaya yayılacak"
bu senin çiftleşebilme umudunda ya da çocuk sahibi olma arzunda olumsuz bir etki yapmaz. çünkü açıkçası senin hep umudun olacak. bu bir. insanlığın sonunu getiren genlere sahip olduğunu bilmek cinsel iştahında hiçbir azalmaya neden olmayacak bu da iki. tilkinin şeyi.
yani şimdi yeme beni senle ben aynı türdeyiz ama dur sen dandik genlere sahipsin naughty ben üreyeyim sen geri dur desem, hadi len der arkamı döndüğüm gibi kafama sert bir cisimi indirirsin. çünkü benimle aynı türde olsan bile ben aslında senin umrunda değilim. tür de değil. sen kendi genlerini sonraki nesile aktarmaktan mesulsün. senden mutant canavar bile çıksa, tereddüt etmeden çıkartırsın. kapiş?
tür seçilimi, grup seçilimi, türü devam ettirme çabası vs bu laf reddetmemi ve kurduğum cümlenin anlamını çözmeye çalışmadan şiddetli tepki vermen tek hatan.
sorsan söylerdim.
0
cins kedi nedir? bu kavramı nasıl tanımlıyorsun sevgili dostum?
şu kedilerden hangileri cins mesela? (uzun tüylü hepsi) i.imgur.com
"bakın sokakta hayvanlar 5 çiftleşmeden birinde aile içi yapıyorsa cins hayvanlarda bu sayı 25 çiftleşmede 25." gayet yanlış bir cümle olmuş bu da.
şu kedilerden hangileri cins mesela? (uzun tüylü hepsi) i.imgur.com
"bakın sokakta hayvanlar 5 çiftleşmeden birinde aile içi yapıyorsa cins hayvanlarda bu sayı 25 çiftleşmede 25." gayet yanlış bir cümle olmuş bu da.
0
Bunu öğrendikten sonra hiçbir şey değişmedi. Kedime sarıldım uzanıyorum. Sığ bir insanım evet.
0
hocan demiş ki "arkadaşlar, ne kadar ahlak dışı olduğunu düşünseniz bile, biyolojide genetik çalışmalarının temeli izolasyona dayanır ve bu genelde yavru ile ebeveynin, ya da kardeş ile kardeşin çiftleştirilmesine dayanan ırk ıslahıdır aslında"
ben burada hayvanlar için ahlak dışı bir şey görmüyorum. ahlak dediğin şeyi senin soyun yarattı. bir köpeğin kardeşiyle çiftleşmesinde herhangi bir mahsur yoktur. sen misal kedi-köpek alemini kendi etik değerlerinle yargılarsan zaten baştan yanlışa düşmüş olursun.
köpekler sıçtıktan sonra götlerini yalıyorlar mesela. ne kadar ahlaksız hayvanlar. bizim buna göz yummamız düpedüz ahlaksızlık.
ben burada hayvanlar için ahlak dışı bir şey görmüyorum. ahlak dediğin şeyi senin soyun yarattı. bir köpeğin kardeşiyle çiftleşmesinde herhangi bir mahsur yoktur. sen misal kedi-köpek alemini kendi etik değerlerinle yargılarsan zaten baştan yanlışa düşmüş olursun.
köpekler sıçtıktan sonra götlerini yalıyorlar mesela. ne kadar ahlaksız hayvanlar. bizim buna göz yummamız düpedüz ahlaksızlık.
0
bruges, mesela cins kedi kulakları kıvrık olsun diye sadece kulakları kıvrık benzerleriyle çiftleştirilen ve belli coğrafi sınırlarda patentlenmiş koruma altına alınmış gen havuzu kısıtlanmış hayvancağızlar oluyor. bunlar tür olarak kedi olsa dahi ırk olarak bilmem ne short bilmem ne grey oluyor. ırk/cins kavramının biyolojide olmadığını işaret eden bu örnek argümandan ötürü teşekkür ederim. yalnız sorduğumla alakası yok. bu kadar çok endogami sence hoş mu bunu soruyorum sadece. bununla ilgili fikrin nedir?
zigi, net cevabın için teşekkürler. cins kedin var ise onun adına üzgünüm.
matchgrip, fevkalade, bu noktayı evvela tartıştık, hatta ben de benzer yaklaşımlarda bulundum. ahlak durumlardan sonra gelir dedim. vs. yalnız her hayvanın temizlik alışkanlığı, üreme alışkanlığı vesairesi insan ahlakına ters gelebilecek olsa dahi tamamen rastlantısal ve kendiliğinden olması gereken bir üreme sürecini alıp, dört duvar arasına kapatıp, kafamıza göre seçip, boy boy ensestleri mazur görecek şekilde yüzlerce yıldır tekrarlamamızın vicdanen sende ne gibi yansımaları olduğunu hala bilmiyorum. o hususa da değinirsen fevkalade olacak.
kendimiz için çooook yanlış olan bu ensest mevzuunu kıvrık kulak, dost canlısı bekçi köpeği, sevimli dostumuz gonzales hamsteri vb yaratmak için kullanıyoruz, eğer bu ve benzeri hayvanlardan birinin sahibi iseniz, yüzyıllardır lannisterler, habsburglar vs gibi kendi içinde çiftleşen bu gariban hayvanlara aynı gözle bakabiliyor musunuz? öncelikle bunu merak ediyorum.
bu arada tür seçilimini bilim dışı buluyor, ahlakın fiziksel gerçekliklerin öncülü değil sonucu olduğunu iddia ediyor, cins/ırk derken pet satıcılarının dilini kasten kullanıyor ve emektar biyoloji hocama toz kondurmuyorum.
şimdi cins hayvanınıza bakın, babası ile çiftleşen bir yavrudan doğan ve sonra hem babası hem dedesi olan bu baba ile çiftleşip doğan yavrusuyla bir daha çiftleşen ve bunu defalarca tekrarlayan bir çok bireyden oluşan bir sülalenin son halkası.
bunun yeni farkına vardınız ya da önceden biliyordunuz. fark etmez, sorduğum şey bununla ilgili ne hissettiğiniz.
hayvanlarda aile kavramı yok yeaaa diyorsanız, evet bayramlarda el öpmezler, emekli maaşıyla torunlara oyuncak almazlar, baldızlarına hallenmezler. bunlar bize özgü. ama bizim gibi oldukları bir konu var: akraba evliliğinde bizimki gibi hastalıklı yavrular doğuruyorlar.
bununla ilgili düşünceniz ne?
zigi, net cevabın için teşekkürler. cins kedin var ise onun adına üzgünüm.
matchgrip, fevkalade, bu noktayı evvela tartıştık, hatta ben de benzer yaklaşımlarda bulundum. ahlak durumlardan sonra gelir dedim. vs. yalnız her hayvanın temizlik alışkanlığı, üreme alışkanlığı vesairesi insan ahlakına ters gelebilecek olsa dahi tamamen rastlantısal ve kendiliğinden olması gereken bir üreme sürecini alıp, dört duvar arasına kapatıp, kafamıza göre seçip, boy boy ensestleri mazur görecek şekilde yüzlerce yıldır tekrarlamamızın vicdanen sende ne gibi yansımaları olduğunu hala bilmiyorum. o hususa da değinirsen fevkalade olacak.
kendimiz için çooook yanlış olan bu ensest mevzuunu kıvrık kulak, dost canlısı bekçi köpeği, sevimli dostumuz gonzales hamsteri vb yaratmak için kullanıyoruz, eğer bu ve benzeri hayvanlardan birinin sahibi iseniz, yüzyıllardır lannisterler, habsburglar vs gibi kendi içinde çiftleşen bu gariban hayvanlara aynı gözle bakabiliyor musunuz? öncelikle bunu merak ediyorum.
bu arada tür seçilimini bilim dışı buluyor, ahlakın fiziksel gerçekliklerin öncülü değil sonucu olduğunu iddia ediyor, cins/ırk derken pet satıcılarının dilini kasten kullanıyor ve emektar biyoloji hocama toz kondurmuyorum.
şimdi cins hayvanınıza bakın, babası ile çiftleşen bir yavrudan doğan ve sonra hem babası hem dedesi olan bu baba ile çiftleşip doğan yavrusuyla bir daha çiftleşen ve bunu defalarca tekrarlayan bir çok bireyden oluşan bir sülalenin son halkası.
bunun yeni farkına vardınız ya da önceden biliyordunuz. fark etmez, sorduğum şey bununla ilgili ne hissettiğiniz.
hayvanlarda aile kavramı yok yeaaa diyorsanız, evet bayramlarda el öpmezler, emekli maaşıyla torunlara oyuncak almazlar, baldızlarına hallenmezler. bunlar bize özgü. ama bizim gibi oldukları bir konu var: akraba evliliğinde bizimki gibi hastalıklı yavrular doğuruyorlar.
bununla ilgili düşünceniz ne?
0
Soy ve türü 2 farklı şey zannediyor olmana da şaşırmadım!
şurdan arat bakalım "soy" un anlamı neymiş; www.tdk.gov.tr
soy
isim
1. isim Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale
2. Cins, tür, çeşit
3. sıfat İyi ve üstün nitelikleri bulunan
4. Manzum söz
Cümlelerini uzun ve ağdalı kuruyorsun diye çok bilgili veya haklı olmuyorsun. Çok düşündüm, hocam süper bilgilidir vs.. diyorsun ama en basit bilgilerden yoksun ne yazık ki.
Hayvanlardaki ahlak kavramı veya hayvanların yaptıkları günah mıdır değil midir diye düşüneceğine biraz kitap oku kelime haznen de gelişir.
şurdan arat bakalım "soy" un anlamı neymiş; www.tdk.gov.tr
soy
isim
1. isim Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale
2. Cins, tür, çeşit
3. sıfat İyi ve üstün nitelikleri bulunan
4. Manzum söz
Cümlelerini uzun ve ağdalı kuruyorsun diye çok bilgili veya haklı olmuyorsun. Çok düşündüm, hocam süper bilgilidir vs.. diyorsun ama en basit bilgilerden yoksun ne yazık ki.
Hayvanlardaki ahlak kavramı veya hayvanların yaptıkları günah mıdır değil midir diye düşüneceğine biraz kitap oku kelime haznen de gelişir.
0
kelime haznemin zekatı sana yeter. işi kişiselleştirme. retorikle uğraşmaktan imtina ederim. özellikle başkasının anlamda yaptığı hatalarla ama bunu sen istedin.
mesela türü devam ettirme diyorsun. ben de diyorum ki hayvanların böyle bir motivasyonu yoktur. (bu iddiayı sorgulamak yerine kaçak vuruşuyorsun çünkü bu konuda bilgi eksiğin olduğunun sen de farkındasın). "hadi" diyorum "belki soy desen", o kendi verdiğin tdk linkindeki "sülale" anlamından hareketle, "kendi sülalesini devam ettirir" desen (demek istesen), bu gen seçilimi kavramına daha yakın diyorum. ona belki eyvallah diyorum, bunu baştan böyle söylüyorum. ama sen geliyorsun, benim soyun tür ile aynı anlama gelmeyebileceğini iddia ettiğime getiriyorsun meseleyi. ben zaten o hamleni önceden açmazda bıraktım. sülale senin genlerine en yakın insanlardan oluşur, ben de zaten gen seçilimi diyorum.
ayrıca madem kelimeler arası çelişkiler ilgini çekiyor, sen bana "kelime haznen gelişsin" derken, biraz evvel dediğin "ağdalı cümle kurmak" lafını kendin reddetmiş oluyorsun. al sana retorik öyle olma, böyle olur:
eksisozluk.com
yani demem o ki, cümle kalıplarını ezberlemişsin ama arada memetik ve semantik bağları epey gözardı etmişsin. benim gibi 3-4 kişiyle daha bu konuları tartışırsan, sen de ileride iyi bir münazaracı olabilir, hatta şirinleri bile görebilirsin. kim bilir?
mesela türü devam ettirme diyorsun. ben de diyorum ki hayvanların böyle bir motivasyonu yoktur. (bu iddiayı sorgulamak yerine kaçak vuruşuyorsun çünkü bu konuda bilgi eksiğin olduğunun sen de farkındasın). "hadi" diyorum "belki soy desen", o kendi verdiğin tdk linkindeki "sülale" anlamından hareketle, "kendi sülalesini devam ettirir" desen (demek istesen), bu gen seçilimi kavramına daha yakın diyorum. ona belki eyvallah diyorum, bunu baştan böyle söylüyorum. ama sen geliyorsun, benim soyun tür ile aynı anlama gelmeyebileceğini iddia ettiğime getiriyorsun meseleyi. ben zaten o hamleni önceden açmazda bıraktım. sülale senin genlerine en yakın insanlardan oluşur, ben de zaten gen seçilimi diyorum.
ayrıca madem kelimeler arası çelişkiler ilgini çekiyor, sen bana "kelime haznen gelişsin" derken, biraz evvel dediğin "ağdalı cümle kurmak" lafını kendin reddetmiş oluyorsun. al sana retorik öyle olma, böyle olur:
eksisozluk.com
yani demem o ki, cümle kalıplarını ezberlemişsin ama arada memetik ve semantik bağları epey gözardı etmişsin. benim gibi 3-4 kişiyle daha bu konuları tartışırsan, sen de ileride iyi bir münazaracı olabilir, hatta şirinleri bile görebilirsin. kim bilir?
0
ben materyalistim, mitokondriyel havva, genetik defekt, gen havuzu, kelime haznemin zekatı sana yeter, retorikle uğraşmaktan imtina ederim, gen seçilimi, memetik ve semantik bağları... hahahahahaha hiç güleceğim yoktu.
Benim söylediğim şeyi ben öyle düşündüğüm için öyle değil. bu bilimsel bir gerçek senin söylediğin zırvaların neye dayandığını sen zaten itiraf etmişsin;
"ben de diyorum ki hayvanların böyle bir motivasyonu yoktur."
bunu "sen" diyorsun!
neye dayanarak diyorsun?
dünyaya tek bir pencereden bakarak değerlendiren hocanın sana zerk ettiği bilgi diyeceğim ama bilgi de değil, değerler üzerinden diyorsun.
Her hangi bilimsel bir dayanağı var mı? Var biyoloji hocan öyle demiş! hahahahahahahah :)
sürekli aynı şeyleri farklı jargonlar kullanarak kendini pantolunun üzerinden büyük göstermeye çalışıyorsun ama nafile! düşüncelerini bilimsel jargonlarla bezeyince söylediklerinin bir anlam ifade etmesini bekliyorsun ama kendini komik duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor! tartıştığın şey bilimsel bir konu ama tezlerin hep kendi düşüncelerin, ahlak, günah, ayıp gibi soyut kavramlar penceresinde.
dogmatik bilgilerinle sana hayatta başarılar...
Benim söylediğim şeyi ben öyle düşündüğüm için öyle değil. bu bilimsel bir gerçek senin söylediğin zırvaların neye dayandığını sen zaten itiraf etmişsin;
"ben de diyorum ki hayvanların böyle bir motivasyonu yoktur."
bunu "sen" diyorsun!
neye dayanarak diyorsun?
dünyaya tek bir pencereden bakarak değerlendiren hocanın sana zerk ettiği bilgi diyeceğim ama bilgi de değil, değerler üzerinden diyorsun.
Her hangi bilimsel bir dayanağı var mı? Var biyoloji hocan öyle demiş! hahahahahahahah :)
sürekli aynı şeyleri farklı jargonlar kullanarak kendini pantolunun üzerinden büyük göstermeye çalışıyorsun ama nafile! düşüncelerini bilimsel jargonlarla bezeyince söylediklerinin bir anlam ifade etmesini bekliyorsun ama kendini komik duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor! tartıştığın şey bilimsel bir konu ama tezlerin hep kendi düşüncelerin, ahlak, günah, ayıp gibi soyut kavramlar penceresinde.
dogmatik bilgilerinle sana hayatta başarılar...
0
"hahahahahaha hiç güleceğim yoktu."
"Her hangi bilimsel bir dayanağı var mı? Var biyoloji hocan öyle demiş! hahahahahahahah :)
"
"sürekli aynı şeyleri farklı jargonlar kullanarak kendini pantolunun üzerinden büyük göstermeye çalışıyorsun ama nafile!"
"düşüncelerini bilimsel jargonlarla bezeyince söylediklerinin bir anlam ifade etmesini bekliyorsun ama kendini komik duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor!"
adnan hocacı tadı aldım. şu yazdığın kadarcık üslubundan anladığım tek şey konuyla ilgili hiçbir şey bilmediğin. cümleler sadece beni gülünç bulduğunu ima edecek şekilde çıkabiliyor senden.
birkaç başlangıç noktası vereyim sana. ufkun açıla..
yaşayan hemen her canlı genlerinin inşa ettiği bir bedene sahiptir. üremede amaç genlerin sonraki nesile aktarılmasıdır. genler bu sırada çeşitli seçilim şartları altında evrimleşir. rastgele mutasyonlar ve diğer şeylerle.
genler seni bir yaşamkalım makinesi haline getirir. sen yaşarsan ve üremeyi de başarırsan, bu genler bir sonraki bedene geçmek için bir şans sahibi olur. (bu şans çünkü her döllenmede kromozomlarının yarısını aktarırsın. tek çocuk sahibi olursan kromozomlarının yarısı kesinlikle sonraki bedeni göremez)
buraya kadarı gen bencildirden. oku bu kitabı. tür-grup seçilimi muhabbetine giydiren kitap budur. al sana kaynak.
aile içi evliliğin ya da daha genel olarak endogaminin hayvan, bitki, mantar bilumum canlı için ne kadar sakıncalı olduğunu temel biyoloji derslerinde izah ederler. bunun için kaynak vermeyi gereksiz görüyorum.
ahlakın kökeniyle ilgili yorumumu kodum ortaya, hayvanları iç üremeye zorlarsan bu insanın başına gelenden farklı sonuca yol açmaz, ben insanı diğer canlılardan üstün gören bir anlayışa sahip değilim dedim. bunu anlamak ya da anlamamak sana kalmış. kaynak benim. bana itimat etmemen umurumda değil.
ahlak vs soyut diyorsun, bu duyuru başlığının konusu net bir şekilde yorum aldığımda anlamlı. yorum yapmaktan kaçınıyorsun. onun yerine bilmediğin sularda yüzüyorsun.
gen bencildir çok rerörerö dersen bir üst versiyonu "rastlantı ve zorunluluk" adlı kitaba bak. evrimin kimyasal kökeni hakkında fikrin olsun.
materyalistliğimi karıştırma, o adem havva diyene verdiğim cevabın konusu. senle alakası yok. sana hitaben yazılmamış şeylerden medet umma.
lise hocamı da karıştırma, ya da istersen karıştır :)) onun pek umurunda olacağını sanmam.
şimdi ben sana sorsam: "canlılar türünü devam ettirmeye çalışır." varsayımının kaynağı ve varsa ispatı nedir diye. acep ne dersin? dur tahmin edeyim:
"ahahaha dogmana dokundu di mi ağdalı seni haraharharharh, dar pencereden bakıyorsun, lise biyoloji hocanı gözünde büyütmüşsün ahahah" dersin muhtemelen. amaan neyse. hiç demedim varsay.
"Her hangi bilimsel bir dayanağı var mı? Var biyoloji hocan öyle demiş! hahahahahahahah :)
"
"sürekli aynı şeyleri farklı jargonlar kullanarak kendini pantolunun üzerinden büyük göstermeye çalışıyorsun ama nafile!"
"düşüncelerini bilimsel jargonlarla bezeyince söylediklerinin bir anlam ifade etmesini bekliyorsun ama kendini komik duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor!"
adnan hocacı tadı aldım. şu yazdığın kadarcık üslubundan anladığım tek şey konuyla ilgili hiçbir şey bilmediğin. cümleler sadece beni gülünç bulduğunu ima edecek şekilde çıkabiliyor senden.
birkaç başlangıç noktası vereyim sana. ufkun açıla..
yaşayan hemen her canlı genlerinin inşa ettiği bir bedene sahiptir. üremede amaç genlerin sonraki nesile aktarılmasıdır. genler bu sırada çeşitli seçilim şartları altında evrimleşir. rastgele mutasyonlar ve diğer şeylerle.
genler seni bir yaşamkalım makinesi haline getirir. sen yaşarsan ve üremeyi de başarırsan, bu genler bir sonraki bedene geçmek için bir şans sahibi olur. (bu şans çünkü her döllenmede kromozomlarının yarısını aktarırsın. tek çocuk sahibi olursan kromozomlarının yarısı kesinlikle sonraki bedeni göremez)
buraya kadarı gen bencildirden. oku bu kitabı. tür-grup seçilimi muhabbetine giydiren kitap budur. al sana kaynak.
aile içi evliliğin ya da daha genel olarak endogaminin hayvan, bitki, mantar bilumum canlı için ne kadar sakıncalı olduğunu temel biyoloji derslerinde izah ederler. bunun için kaynak vermeyi gereksiz görüyorum.
ahlakın kökeniyle ilgili yorumumu kodum ortaya, hayvanları iç üremeye zorlarsan bu insanın başına gelenden farklı sonuca yol açmaz, ben insanı diğer canlılardan üstün gören bir anlayışa sahip değilim dedim. bunu anlamak ya da anlamamak sana kalmış. kaynak benim. bana itimat etmemen umurumda değil.
ahlak vs soyut diyorsun, bu duyuru başlığının konusu net bir şekilde yorum aldığımda anlamlı. yorum yapmaktan kaçınıyorsun. onun yerine bilmediğin sularda yüzüyorsun.
gen bencildir çok rerörerö dersen bir üst versiyonu "rastlantı ve zorunluluk" adlı kitaba bak. evrimin kimyasal kökeni hakkında fikrin olsun.
materyalistliğimi karıştırma, o adem havva diyene verdiğim cevabın konusu. senle alakası yok. sana hitaben yazılmamış şeylerden medet umma.
lise hocamı da karıştırma, ya da istersen karıştır :)) onun pek umurunda olacağını sanmam.
şimdi ben sana sorsam: "canlılar türünü devam ettirmeye çalışır." varsayımının kaynağı ve varsa ispatı nedir diye. acep ne dersin? dur tahmin edeyim:
"ahahaha dogmana dokundu di mi ağdalı seni haraharharharh, dar pencereden bakıyorsun, lise biyoloji hocanı gözünde büyütmüşsün ahahah" dersin muhtemelen. amaan neyse. hiç demedim varsay.
0
sanırım hayvanların / canlıların türlerini devam ettirme motivasyonuna örnek olarak ortamda hiç dişi birey yoksa erkeklik organını dişi üreme organına yada tam tersi erkek birey olmayan popülasyonlarda erkek üreme organı geliştiren balıklar gösterilebilir.
basit bir akvaryumda bile beslediğiniz 8-10 dişi kılıçkuyruk (balık) 'lar yeterli olgunluğa geldiklerinde akvaryumada adapte olurlarsa ( soy devam ettirmek isterlerse ) aralarında erkeğe dönüşen 1-2 birey olur ve üremeyi bu arkadaşlar sağlar.
basit bir akvaryumda bile beslediğiniz 8-10 dişi kılıçkuyruk (balık) 'lar yeterli olgunluğa geldiklerinde akvaryumada adapte olurlarsa ( soy devam ettirmek isterlerse ) aralarında erkeğe dönüşen 1-2 birey olur ve üremeyi bu arkadaşlar sağlar.
0
@the imp, iyi nokta gibi görünüyor aksini, ispata çalışayım:
erkek üreme hücresi ile dişi üreme hücresi arasındaki yegane fark nitelik ve nicelik olarak iki kaleme ayrılabilir. kimi türlerde (izogami) denen üreme anlayışı vardır ve sperm ile yumurta arasında fark olmaz. kimi türlerde (hatta çoğunda) cinsiyetler kesin olarak bellidir. kimilerinde dediğin gibi cinsiyetler grup anlayışı içinde kendiliğinden oluşur (bunu duyduğumu hatırlıyorum). bazı türler ise (orfoz misal) üreme erişkinliğine vardığında sırayla erkek ve dişi karakterler geliştirir. bunun haricinde hermafrodizm de var. erdişi bireyli türler mevcut.
şimdi the imp, bahsettiğin türde, (tür adı nedir bunların acaba?)
herkes erkek diyelim. hep beraber dişileşmeleri mümkün değil ise (mekanizmayı bilmiyorum) en kısa sürede dişileşen erkek zaman avantajını alır. hızla durumdan faydalanmak bu bireye büyük katkı sağlar. tür de bu sırada kurumamış olur evet. ama işin odağında hala "en hızlı şekilde dişiye dönüşümü sağlayacak genlerin üstün geldiği bir mücadele" var. seçilen bu genler, diğer erkekler ne oldum derken bir dişiye ulaşmaya çalışacaklar. bu erken dişi ise bir sonraki nesile ilk yavru doğurma hakkına sahip olacak. garantici genler günü kurtarır.
diyelim bütün balıklar dişi, en kısa sürede sperm üretmeye başlayan erkek, diğer dişiler dönüşene kadar çoğunu belki hepsini dölleyecek, muhtemel rakip erkek dönüşümlerine gol atacaktır. burada hızlı dönüşümü sağlayan genler sonraki nesilde devasa başarı sağlarken yavaş dönüşümcüler maalesef hızla tökezleyecek. ikinci erkek dönüştüğünde belki de dölleyecek dişi kalmayacak ortalıkta ve sonraki nesilde tamamen silinecek yavaş genler.
bu kurgu mantıksızsa söyle tabii ama cinsiyetlerin oynak olduğu bu durumda tür sürdürme için iyi bir örnek desek de işin özünde hala belli genler farkı yaratan en temel birimler oluyor. yani gen seçilimi hipotezi yara almıyor.
ha gen seçilimi harici durumların hepsinde tür seçilimine galip geliyor. herkes için en mükemmel evrimsel çıkar türünün dünyadaki tek dişisi ya da erkeği olması. çünkü bu durumu gerçekleştirdiğinde tür tamamen ondan türüyor. yani türün atası o oluyor. evrimin temel hayali bu aslında.
bu arada, kimi erkek böcekler dölledikleri dişilerin yumurtalığına beton döker. evet spermin dışarı sızan kısmı katılaşır ve ikinci erkeğin sperm boşaltmasına izin vermez mesela. bu durumda bu bencil erkek kendinden daha iyi olabilecek herhangi başka bir erkeğin o dişi vasıtasıyla genlerini üretebilmesinin önüne engel koyar. yani tür için hayırlısı ne ise o olsun demez, kendi için en hayırlısını yapmaya çalışır.
bu yumurtalık mühürleyen ilk erkeğin de muhtemelen iki üç nesil sonra bütün yavruları bu avantajla baskın hale gelmiş olsa gerek. birey kendi genlerini yaymak için karşı cinsi kullanır. buna da eşey savaşı deniyor. evrimde sorun bu zaten, eşey nesil birey herkes savaş içindedir.
erkek üreme hücresi ile dişi üreme hücresi arasındaki yegane fark nitelik ve nicelik olarak iki kaleme ayrılabilir. kimi türlerde (izogami) denen üreme anlayışı vardır ve sperm ile yumurta arasında fark olmaz. kimi türlerde (hatta çoğunda) cinsiyetler kesin olarak bellidir. kimilerinde dediğin gibi cinsiyetler grup anlayışı içinde kendiliğinden oluşur (bunu duyduğumu hatırlıyorum). bazı türler ise (orfoz misal) üreme erişkinliğine vardığında sırayla erkek ve dişi karakterler geliştirir. bunun haricinde hermafrodizm de var. erdişi bireyli türler mevcut.
şimdi the imp, bahsettiğin türde, (tür adı nedir bunların acaba?)
herkes erkek diyelim. hep beraber dişileşmeleri mümkün değil ise (mekanizmayı bilmiyorum) en kısa sürede dişileşen erkek zaman avantajını alır. hızla durumdan faydalanmak bu bireye büyük katkı sağlar. tür de bu sırada kurumamış olur evet. ama işin odağında hala "en hızlı şekilde dişiye dönüşümü sağlayacak genlerin üstün geldiği bir mücadele" var. seçilen bu genler, diğer erkekler ne oldum derken bir dişiye ulaşmaya çalışacaklar. bu erken dişi ise bir sonraki nesile ilk yavru doğurma hakkına sahip olacak. garantici genler günü kurtarır.
diyelim bütün balıklar dişi, en kısa sürede sperm üretmeye başlayan erkek, diğer dişiler dönüşene kadar çoğunu belki hepsini dölleyecek, muhtemel rakip erkek dönüşümlerine gol atacaktır. burada hızlı dönüşümü sağlayan genler sonraki nesilde devasa başarı sağlarken yavaş dönüşümcüler maalesef hızla tökezleyecek. ikinci erkek dönüştüğünde belki de dölleyecek dişi kalmayacak ortalıkta ve sonraki nesilde tamamen silinecek yavaş genler.
bu kurgu mantıksızsa söyle tabii ama cinsiyetlerin oynak olduğu bu durumda tür sürdürme için iyi bir örnek desek de işin özünde hala belli genler farkı yaratan en temel birimler oluyor. yani gen seçilimi hipotezi yara almıyor.
ha gen seçilimi harici durumların hepsinde tür seçilimine galip geliyor. herkes için en mükemmel evrimsel çıkar türünün dünyadaki tek dişisi ya da erkeği olması. çünkü bu durumu gerçekleştirdiğinde tür tamamen ondan türüyor. yani türün atası o oluyor. evrimin temel hayali bu aslında.
bu arada, kimi erkek böcekler dölledikleri dişilerin yumurtalığına beton döker. evet spermin dışarı sızan kısmı katılaşır ve ikinci erkeğin sperm boşaltmasına izin vermez mesela. bu durumda bu bencil erkek kendinden daha iyi olabilecek herhangi başka bir erkeğin o dişi vasıtasıyla genlerini üretebilmesinin önüne engel koyar. yani tür için hayırlısı ne ise o olsun demez, kendi için en hayırlısını yapmaya çalışır.
bu yumurtalık mühürleyen ilk erkeğin de muhtemelen iki üç nesil sonra bütün yavruları bu avantajla baskın hale gelmiş olsa gerek. birey kendi genlerini yaymak için karşı cinsi kullanır. buna da eşey savaşı deniyor. evrimde sorun bu zaten, eşey nesil birey herkes savaş içindedir.
0
kahvefincani
bi 10 yıl önce buralarda hiç, psikolojik sorunları olan psikiyatriste giden ama femme fetale ve de bütün sözlüğü altından geçirmiş bir kadın yazar oldu mu arkadaşlar? gbsafgasjfghdas
bi 10 yıl önce buralarda hiç, psikolojik sorunları olan psikiyatriste giden ama femme fetale ve de bütün sözlüğü altından geçirmiş bir kadın yazar oldu mu arkadaşlar? gbsafgasjfghdas
0
eskiden de bu kadar dönüyordu da bu kadar aleni değildi. şimdi millet imkanı olsa direkt sözlükten başlayacak ön sevişmeye.
0
vardi öyle bi tip, ayrica o zamanlar saman altindan su yürütmek modaydi, simdi yazmak ilan etmek moda
0
ben de eskiden bu kadar konuşulmuyordu bu işler diye hatırlıyorum, ama şimdi düşündüm de belki de ben küçüktüm diye anlamıyordum amk ajkhfadsjkh
0
eskiden bu kadar seks manyağı değildi insanlar, en azından sözlükte bu kadar boş adam, boş kadın yoktu, zamanla böyle oldu.
sözlük facebook olmaya çalışmıyordu, kendine yazar sıfatı verilen insanların derdi de bu platformu seks için kullanmak değildi.
sanmıyorum bi 'clairvoyant'ı hatırlayan, kim olduğunu bilen, yazdığı üç beş entryi okumuş insan kalmamıştır artık.
'siğiş' konuşulmazsa eğer futbol, magazin filan konuşuluyor artık, kafası boş adamlar 'ikşi sizlik ihi' diye geziyorlar ortada.
sözlük facebook olmaya çalışmıyordu, kendine yazar sıfatı verilen insanların derdi de bu platformu seks için kullanmak değildi.
sanmıyorum bi 'clairvoyant'ı hatırlayan, kim olduğunu bilen, yazdığı üç beş entryi okumuş insan kalmamıştır artık.
'siğiş' konuşulmazsa eğer futbol, magazin filan konuşuluyor artık, kafası boş adamlar 'ikşi sizlik ihi' diye geziyorlar ortada.
0
konsollara oyunlara cok zam geldi ya. sinema desen 15tl ortalama para veriyon 1 saatte reklam izliyon. bi de film kotu cikarsa paranla rezil oluyon. fotografcilik bisiklet desen ele ayaga dustu herkes yollarda aq. bi spor yapiyim diyodum eskiden adam gibi spora gidiyodum o da ele ayaga dusmeye basladi tozu yutan kendini sisiriyo saga sola koyyo sahin dogan in kro arabasi olmasi gibi artik ben de oyle bi vucudum olmasini istemiyom. e issizlik de artti ugrasacak bisey yok. sikis bedava aq hem de kolay. gencler bedavaya eglenceli zaman geciriyo. gerekli olan tek sey kuku ve pipi. niyet olunca ev mev bulunuyo zaten. bence hukumet su pc malzemelerinden konsollardan oyunlardan vergileri kaldirsin fuhus %90 azalir. burdan maliye bakanimiza sesleniyorum...
0
ben hekim bi kadın kullanıcı hatırlıyorum baya tantanası olmuştu -nerden biliyorum acaba???-
öhem bu arada yaşımız çıkıyor ortaya ama evet 10 sene önce ekşide böyle muhabbetler ayan beyan olmuyordu...
öhem bu arada yaşımız çıkıyor ortaya ama evet 10 sene önce ekşide böyle muhabbetler ayan beyan olmuyordu...
0
hepinize mesajlarınız için çok çok teşekkürler.
anladığım kadarıyla olmamış. yani olmuş da bi tane doktor olmuş o kadar. sağolun arkidişler <3<3<3
anladığım kadarıyla olmamış. yani olmuş da bi tane doktor olmuş o kadar. sağolun arkidişler <3<3<3
0
soruna tek cevap veren benim ama tiklenmeyen de benim. sanırım bu tik işinin nasıl yapılacağını tam tersinden anlamışsın.
0
ermanen
benim anam 90 falan sanırım. (ne 90'ı lan abarttım heralde, tekrar sorayim bir ara) obez durmuyor ama kilolu.anam gençken manken gibi kadın imiş. bakıyorum eski fotoğraflarına. yeşilçam filmi gibi. bizi doğurduktan sonra kilo almış baya. sonra ver verebilirsen. dönem dönem verdi aslında ama kısa sür
benim anam 90 falan sanırım. (ne 90'ı lan abarttım heralde, tekrar sorayim bir ara) obez durmuyor ama kilolu.
anam gençken manken gibi kadın imiş. bakıyorum eski fotoğraflarına. yeşilçam filmi gibi.
bizi doğurduktan sonra kilo almış baya. sonra ver verebilirsen. dönem dönem verdi aslında ama kısa süreli oldu hep.
spor da yaptığı yok, bilgisayar başında oturan bir kadın aynı zamanda. bi de benim yüzümden başladı bilg. kullanmaya, ben uzaklara gidince skype falan öğrendi işte. sonra oyun moyun başka şeyler de öğrenmiş.
sizin analarınızı da merak ettim. türkiye geneli nasıl acaba? (türkiye dışında da olabilir tabii)
gençken nasıldı? şimdi nasıl? kilolu mu? bilg. başında oturuyor mu? spor yapıyor mu? vs.
sanırım genelde böyle ama birinci ağızdan duymak istedim. hadi analarınızı övün ve yerin.
edit: çok cevap gelmezse "prime time" da açacam ona göre.
anam gençken manken gibi kadın imiş. bakıyorum eski fotoğraflarına. yeşilçam filmi gibi.
bizi doğurduktan sonra kilo almış baya. sonra ver verebilirsen. dönem dönem verdi aslında ama kısa süreli oldu hep.
spor da yaptığı yok, bilgisayar başında oturan bir kadın aynı zamanda. bi de benim yüzümden başladı bilg. kullanmaya, ben uzaklara gidince skype falan öğrendi işte. sonra oyun moyun başka şeyler de öğrenmiş.
sizin analarınızı da merak ettim. türkiye geneli nasıl acaba? (türkiye dışında da olabilir tabii)
gençken nasıldı? şimdi nasıl? kilolu mu? bilg. başında oturuyor mu? spor yapıyor mu? vs.
sanırım genelde böyle ama birinci ağızdan duymak istedim. hadi analarınızı övün ve yerin.
edit: çok cevap gelmezse "prime time" da açacam ona göre.
0
Su an 80 kilo boyu ise 160 kendisi bilgisayar basinda oturan biri degil hatta markete pazara yuruyerek kendi gidip geliyor. Su ara pilatese basladi mesela ama etkinlik olsun diye. Yani o kadar spor yaptim biraz dikkat edeyim dusuncesi yok. Ayni zamanda hipertansiyon tiroid ve guatr hastasi. Kendisi de kilo vernek istedigini soyluyor ama bunun icin ozel bir caba gostermiyor. Ornegin ben kendi kendime hirs yaptim 25 kilo verdim o da bana eslik edip 25 olmasa da en azindan bir 6-7 kilo verebilirdi diye dusunuyorum.
Dipnot: annem antepli yemeye ve yedirmeye baya duskun. En onemli birinci etkenin bu oldugunu dusunuyorum ikincisi de gece kalkip biskuvi cikolata yemeyi baya seviyor.
Dipnot: annem antepli yemeye ve yedirmeye baya duskun. En onemli birinci etkenin bu oldugunu dusunuyorum ikincisi de gece kalkip biskuvi cikolata yemeyi baya seviyor.
0
gençliğinde çok zayıfmış, 2 çcocuk doğurduktan sonra onları büyütecem diye iyice zayıflamış, küçüklük resimlerimde annem gagamit gibi, sıskalıktan kırılacak gibi. sonrasında toparlanmış şu an 62 kilo. bir ara eşitlenmiştik, sonra ben kilo verdim o zamanki kıyafetlerimi de anneme verdim, pantalonları falan hala giyiyor. hoş ben tiroidden olabilir diyorum, çok az uyuyan aşırı aktif ve sinirli bir tip, ama annem kabul etmiyor.
bilg. başında oturuyor, spor yapmıyor ama sabahları kedilere mama dağıtmaya çıkıyor. bütün gün kıçının üstüne oturmuyor, sonra akşamdan sabaha net başında takılıyor, 3-4 saat uyuyor, vücut kilo almaya zaman bulamıyor olabilir.
bilg. başında oturuyor, spor yapmıyor ama sabahları kedilere mama dağıtmaya çıkıyor. bütün gün kıçının üstüne oturmuyor, sonra akşamdan sabaha net başında takılıyor, 3-4 saat uyuyor, vücut kilo almaya zaman bulamıyor olabilir.
0
ben çocukken 80 küsürdü sanırım, gençliğimde 60'a düştü, sonra yine aldı ama eskisi kadar değil. ben ev silip süpüren, pazara gidip 50 kilo şey yüklenen, gün içinde yerinde oturmayan analarımızın nasıl kilo aldığını hiç anlamıyom ya neyse.
kiloyla bağlantısı var mı bilmiyorum ama tiroid rahatsızlığı vardı, onu hatırlarım bi sürekli sorun çıkaran. doktora görünmedim ama deli gibi terlediğim ve birkaç tiroid rahatsızlığı semptomuna sahip olduğum için bende de olduğu sanılıyor. takılıyorum hatta arada "ne bislik varsa bana aktarmışsın" diye. benim ekstra 5-6 kilo falan ama, seksiyim hala.
kiloyla bağlantısı var mı bilmiyorum ama tiroid rahatsızlığı vardı, onu hatırlarım bi sürekli sorun çıkaran. doktora görünmedim ama deli gibi terlediğim ve birkaç tiroid rahatsızlığı semptomuna sahip olduğum için bende de olduğu sanılıyor. takılıyorum hatta arada "ne bislik varsa bana aktarmışsın" diye. benim ekstra 5-6 kilo falan ama, seksiyim hala.
0
aynısından birde bende var evlediğinde 34 bedenmiş şimdi tam 120 kiloluk bir obez. tv ve bilg başından kalmaz. salmış durumda tamamen. hiç bir şey yapmak istemeyen bişey oldu çıktı. zamanında çok çalışmış şimdi acısını çıkartıyor sanırm
0
kaputt ile kardeşmişiz sanırım. benim annem de 1.58 boyunda 58-60 kilo arasında gider gelir. universitede falan 55in üzerine çıkmazmış ama.
0
şu an 1.55 boy 52 kilo. evlendiğinde çok zayıfmış ama bel bildim bileli 68 kilo civarındaydı. obez değil ama kilolu duruyordu. son iki yıldır kendini spora verdi. acayip kilo verdi. birde sporun etkisiyle vücudu şekil aldı. dağcılık kuluplerine katıldı, çok uzun mesafeler 8-10km yürüyüşlere tırmanmalara falan katıldı. onun dışında tek eğlencesi facobook oyun vs.
0
gençken 38 bedenmiş, hep övünür (ben hiç onun kadar düzgün fizikli olmadım mesela). şimdi 40-42 beden sanırım (173 boya 60 küsür kilo, bazen 70'i zorluyor). bilgisayar başında oturuyor. özellikle akşamları bilgisayar başında meyveler, kuru yemişler, çaylar götürüldüğü için kilo almasa mucize olur bence.
kilolu diyemeyiz ama bir göbek gerçeği var. spor alışkanlığı yok gibi bir şey, partner bulursa yürür baharda yazda. onun dışında spora gel desem hep bahane.
kilolu diyemeyiz ama bir göbek gerçeği var. spor alışkanlığı yok gibi bir şey, partner bulursa yürür baharda yazda. onun dışında spora gel desem hep bahane.
0
160 boy 55 kg, istediği zaman kilo alıp veriyor, yapıyor bişiler kafasına göre
0
zerre spor yapmıyor. yap diyorum, "emekli olayım yapcam zaten napayım evde." diyor. 1-2 seneye olacak.
160 sanırım boyu. kilosu da 55-60 arasına. ince/normal ama göbeği var. vücut yapısı yüzünden direk ileri çıkıyor sadece. arkadan bakınca ince yani.
160 sanırım boyu. kilosu da 55-60 arasına. ince/normal ama göbeği var. vücut yapısı yüzünden direk ileri çıkıyor sadece. arkadan bakınca ince yani.
0
annem 1.55 boyunda ve 74 kilo (hamilelik (ikiz) + 3 ameliyat).Evlenmeden önce 47 kiloymuş, spor yaptığı falan da yok çünkü dizleri ağrıyor.
0
annem 5 doğum yapmış kadın hamileliklerinde çılgın kilo alır 4-5er kilo tosuncuklar doğurur ama yokluki işi hastalık derken 1 seneye kalmaz 45-50 kilo aralığına dönerdi
menapozdan filan sonra ilk kez 55'in üstüne çıktı -55 kilonun üstüne çıktığı günü unutmaz.kilo alacam diyo korkar hele böyle bazı kadınların bacaklar mme altları filan pişik olur ya kilolularsa, annemin ödü kopar.
55 yaşında 55-60 kilo arasında gidip geliyor. bi de annemle ortak özelliğimiz dert-sıkıntı oldumu bikaç günde eriyoruz :( Allah göstermezin hasta bi teyzem var onu kaybedersek filan annem 50 kilo olur yine :(( ben de aynen olurum muhtemelen
spor yapmaz ama aktiftir, günü, kursu alışverişi vs hiç bitmez.
menapozdan filan sonra ilk kez 55'in üstüne çıktı -55 kilonun üstüne çıktığı günü unutmaz.kilo alacam diyo korkar hele böyle bazı kadınların bacaklar mme altları filan pişik olur ya kilolularsa, annemin ödü kopar.
55 yaşında 55-60 kilo arasında gidip geliyor. bi de annemle ortak özelliğimiz dert-sıkıntı oldumu bikaç günde eriyoruz :( Allah göstermezin hasta bi teyzem var onu kaybedersek filan annem 50 kilo olur yine :(( ben de aynen olurum muhtemelen
spor yapmaz ama aktiftir, günü, kursu alışverişi vs hiç bitmez.
0
1.50 boyla 85 kilo. kamyon tekeri gibi kocakarı, allahın gücüne gitmesin. tuzu kesmiyor, tuzu kesse suyunu salsa 78'e düşer. bi defa nörolojik bi sorunu oldu, sedyede hastaneye taşıdık, sedyeden düştü (nasıl diye sormayın) kaldırıp yerine koyamadık 3 kişi. hay alllaam neden hartılattın.
0
50 kilo (boy 1.65). natalie wood'un ikizi. guzelligiyle ve inekligiyle meshurmus. onun yanindayken erkeklerin hala ona bakmasina sahit oluyorum. spor olarak pilates yapiyor.
0
şu an sordum
evlendiğinde 49 kiloymuş ben doğduktan sonra 51 ortanca kardeşimden bir sene sonra yine 50 lere düşmüş 30 yaşında küçük kardeşimi doğuruyor bu arada ortanca ve küçük de 4.5 kilo doğuyolar hamilelik sonrası kendini toparladığında 53 te kalıyor şu an 55 boyu 164
minyon bir kadın benden ve en küçük kardeşimden zayıf kendileri. herzaman yediklerine dikkat etti. bizi yedirip kendi sürekli sağlıklı beslendi yürüyüş yapar bir de masaj yaptırır düzenli. masaj annemin vücudunu 46 yaşında olmasına rağmen inanılmaz genç tutuyor kendisi de 10 yaş genç gösterir ben ve ortancayı onun çocuğu sanmazlar bir tek küçük kardeşimiz için ilk tek çocuğunuz mu derler.
annemin kıyafet konusunda muazzam bir hassasiyeti ve şıklığı vardır o yüzden dikkat ediyor. zarif kadın :(
evlendiğinde 49 kiloymuş ben doğduktan sonra 51 ortanca kardeşimden bir sene sonra yine 50 lere düşmüş 30 yaşında küçük kardeşimi doğuruyor bu arada ortanca ve küçük de 4.5 kilo doğuyolar hamilelik sonrası kendini toparladığında 53 te kalıyor şu an 55 boyu 164
minyon bir kadın benden ve en küçük kardeşimden zayıf kendileri. herzaman yediklerine dikkat etti. bizi yedirip kendi sürekli sağlıklı beslendi yürüyüş yapar bir de masaj yaptırır düzenli. masaj annemin vücudunu 46 yaşında olmasına rağmen inanılmaz genç tutuyor kendisi de 10 yaş genç gösterir ben ve ortancayı onun çocuğu sanmazlar bir tek küçük kardeşimiz için ilk tek çocuğunuz mu derler.
annemin kıyafet konusunda muazzam bir hassasiyeti ve şıklığı vardır o yüzden dikkat ediyor. zarif kadın :(
0
aychovsky
Kitabın zamanının ötesinde olduğunun farkındayım. Aldatılan bir kadının kocasını / nişanlısını terk etmesinin halen o kadar da kolay olmadığı bir coğrafyada, o zaman Feride'nin terk edip gitmesi; Feride'nin Anadolu'da öğretmenliği tercih etmesinin o dönemin genç kızlarında aynı idealleri tetiklemesi
Kitabın zamanının ötesinde olduğunun farkındayım. Aldatılan bir kadının kocasını / nişanlısını terk etmesinin halen o kadar da kolay olmadığı bir coğrafyada, o zaman Feride'nin terk edip gitmesi; Feride'nin Anadolu'da öğretmenliği tercih etmesinin o dönemin genç kızlarında aynı idealleri tetiklemesi çok çok önemli elbette. Kitabı sosyolojik olarak eleştirmeyeceğim.
Ama anlayamadığım bir iki şey var. Neden gittiği her yerde boynuzlandığı için evden kaçan Feride'yi, dünyanın en büyük acısını taşıyan bir azize gibi algılıyorlar. Örneğin, Bursa'da Şeyh Yusuf Efendi bir piyano çalması ile kızın "küçücük kalbinde ne derin acıların, ne büyük acıların saklandığını; büyüklerin bile sahip olmadığı bir acıyla yaşamak zorunda olduğunu" anlıyor. Ya da Miralay Hayrullah Bey aynı şekilde kızın ne derece acı içinde olduğu için de acıma gösteriyor, kızı yerine koyuyor. Sanki kız aldatılmamış da çok önemli hastalıklar atlatmış, üzerine sokaktan, genelevden çıkmış, üstüne de büsbüyük şeyler yaşamış gibi algılanması neden? Üstelik çöocukluğunun görece ferah ve zengin geçmesi de cabası. Aynı dönemde, kendisinden daha zor ve acılı hayat yaşayan 1 milyon kadın bulabilirim. Kitapta neden onlara bu kadar bir şefkat gösterilmiyor? Niye herkes Feride'nin üstüne düşüyor.
Ya günlüğüne Zeyniler'den itibaren hemen hemen her gece ya da her önemli olayda "Kamran, bu sefer artık senin değilim" yazması? Biri yavşar "Bu sefer artık senin değilim, vazgeçtim", biri ölür "Bu zamana kadar bir parça senindim, artık değilim", taşınır "Bu sefer bitti". İlkokul 5'te okurken gına geldiğini ve "Öeeh, bırakacaksan bırak artık" dediğimi hatırlıyorum. Kitaptaki ideal eş ve aşk mıymıntı Kamran değildi bana kalsa, ta o yaşta bile, ideal eş Yüzbaşı İhsan'dı. Tabii, bu zamanın kafasıyla değerlendirdiğimden olabilir.
Herkesin "Yapmıştır bir eşeklik, sonuçta erkek" diyerek Kamran'la zorla birleştirme çabasını da döneme veriyorum. Sonuçta o dönemde bir kadının evinin kadını olması gerek, terk etmek-bağımsız kadın diye bir kavram henüz ortalıkta yoki dolayısıyla onun da bir evinin kadını olması normal. Hem Kamran pişman da olmuş diye kafamıza kakıttılar.
Ayrıca Feride güzel değil de çirkin olsa, bu kadar şanslı olabilir miydi? Yoksa, güzelliği onun şanssızlığı mıydı bir yandan da?
Sonuç olarak Ferhat ve Şirin, Leyla ile Mecnun, hadi hepsini geçtim "Hasan Boğuldu" dururken Çalıkuşu'nu en güzel aşk kitabı belleyen mantık nasıldır? Amacım trollemek değil, sosyolojik olarak gerçekten zamanının ötesinde bir kitap olduğunu düşünüyorum ama içindeki aşk, hayır, efsanevi falan değil. Hayır, bir arkadaşım aşkı Çalıkuşu'ndan öğrendiğini söylemişti; biraz yanlış öğrenmemiş mi?
Ama anlayamadığım bir iki şey var. Neden gittiği her yerde boynuzlandığı için evden kaçan Feride'yi, dünyanın en büyük acısını taşıyan bir azize gibi algılıyorlar. Örneğin, Bursa'da Şeyh Yusuf Efendi bir piyano çalması ile kızın "küçücük kalbinde ne derin acıların, ne büyük acıların saklandığını; büyüklerin bile sahip olmadığı bir acıyla yaşamak zorunda olduğunu" anlıyor. Ya da Miralay Hayrullah Bey aynı şekilde kızın ne derece acı içinde olduğu için de acıma gösteriyor, kızı yerine koyuyor. Sanki kız aldatılmamış da çok önemli hastalıklar atlatmış, üzerine sokaktan, genelevden çıkmış, üstüne de büsbüyük şeyler yaşamış gibi algılanması neden? Üstelik çöocukluğunun görece ferah ve zengin geçmesi de cabası. Aynı dönemde, kendisinden daha zor ve acılı hayat yaşayan 1 milyon kadın bulabilirim. Kitapta neden onlara bu kadar bir şefkat gösterilmiyor? Niye herkes Feride'nin üstüne düşüyor.
Ya günlüğüne Zeyniler'den itibaren hemen hemen her gece ya da her önemli olayda "Kamran, bu sefer artık senin değilim" yazması? Biri yavşar "Bu sefer artık senin değilim, vazgeçtim", biri ölür "Bu zamana kadar bir parça senindim, artık değilim", taşınır "Bu sefer bitti". İlkokul 5'te okurken gına geldiğini ve "Öeeh, bırakacaksan bırak artık" dediğimi hatırlıyorum. Kitaptaki ideal eş ve aşk mıymıntı Kamran değildi bana kalsa, ta o yaşta bile, ideal eş Yüzbaşı İhsan'dı. Tabii, bu zamanın kafasıyla değerlendirdiğimden olabilir.
Herkesin "Yapmıştır bir eşeklik, sonuçta erkek" diyerek Kamran'la zorla birleştirme çabasını da döneme veriyorum. Sonuçta o dönemde bir kadının evinin kadını olması gerek, terk etmek-bağımsız kadın diye bir kavram henüz ortalıkta yoki dolayısıyla onun da bir evinin kadını olması normal. Hem Kamran pişman da olmuş diye kafamıza kakıttılar.
Ayrıca Feride güzel değil de çirkin olsa, bu kadar şanslı olabilir miydi? Yoksa, güzelliği onun şanssızlığı mıydı bir yandan da?
Sonuç olarak Ferhat ve Şirin, Leyla ile Mecnun, hadi hepsini geçtim "Hasan Boğuldu" dururken Çalıkuşu'nu en güzel aşk kitabı belleyen mantık nasıldır? Amacım trollemek değil, sosyolojik olarak gerçekten zamanının ötesinde bir kitap olduğunu düşünüyorum ama içindeki aşk, hayır, efsanevi falan değil. Hayır, bir arkadaşım aşkı Çalıkuşu'ndan öğrendiğini söylemişti; biraz yanlış öğrenmemiş mi?
0
insanlık ne çekiyorsa aşkı film ve kitaplardan öğrenen insanlardan çekiyor. feride zamanının iyi okulunda okumuş, ayrıca fransız okulunda okumanın getirdiği avrupa'daki birey olma bilincisini kafasında oturtmuş bir kadın olduğu için gidip diyar diyar öğretmenlik yapabiliyor. okumasa onu aldatan kuzeniyle evlendirilip evde oturan kız olarak kalacaktı. zamanın ötesinde olmasının nedeni o zaman fransız okulunda okuyan kız sayısıyla alakalı bence. bir kere kadın aldatılmış. aşk bunun neresinde? gerçi ıssız adama ağlayan toplumdan nasıl bir aşk algısı bekliyoruz.
0
Hah, ben de bunu demeye çalışıyorum bir yandan. Millet daha çaresizken, görece oldukça şanslı bir kızın hikayesini "Aman Allah'ım" nidaları ile okumak garip geliyor.
0
aynı mantıkla insanlar bugün de ebru gündeş'e üzülüyor. şu ülkede üzülecek o kadar çok şey varken, gidip kocası bütün ülkeyi dolandırmış zengin, ünlü ve güçlü bir kadına insan neden üzülür bu da sosyolojik değerlendirmeye açık bir olay. ebru gündeş'e üzülenler ebru gündeş'ten bin kat kötü durumda. ben bu konuyu nasıl buraya bağladım o da ayrı bir konu. ebru gündeş aslında ferideymiş.
0
Dediğiniz gibi sosyolojik açıdan doğruları yanlışları fazla, ayrı bir makale konusu ama dediğiniz noktalar üzerinden birkaç şey söylemek istiyorum.
Öncelikle ikinciden başlayayım. Doğrusu aşk ifadeleri şimdiki genç kızlardan farklı değil. Önemli bir ayrılık sonrası bugünkü ergenin de aynı şeyleri aynı ruh durumuyla yazdığını görebilirsiniz. "Eh ayrıldın sus artık" tepkisi bugün de o kıza verilir. Ama bu Feride'nin saçmalığını göstermez. Tam tersine bence burada güçlü bir tahlil var genç kız ruhuna dair. Bir de o zamankilerin daha naif olduğunu da eklemek gerekiyor.
Birincisine gelirsek; yine dönemi iyi tahlil etmek lazım. O zamanlar dame de sion'dan çıkan kızların nazlı ılıcak gibi her devrin kadını olmaları değil evin süsü olmaları bekleniyordu. Yani Feride'nin o acısı paylaşılan sofralardaki durumu aslında kaçaklığına dair. Acı verici bir şeylerden kaçtığı belli, zira orada olmaması gerekiyordu. Hani iyi de bir kız, marazi aşk acısı var, iyi huylu, saf falan. Tam ideal özellikler kadın için işte teorik olarak. Ayrıca posta koyması ama bunu da öğretmenlik gibi yine kadınsı bir şekilde koyması da güzel. Kadınların evden çıkması lazım yavaş yavaş dönem itibariyle ama bunu zarfiçe yapmaları lazım, bu da bunun örneği. Karşısına çıkacak insanlar da siyah ve beyazlar malesefi ki bu da romanın eksik yönlerinden. Ya onun gibi duygulu, nazik erkekler ya da adını hatırlamadığım evinde parti yapılan mahdum ve oradaki kadın gibi uç kötü niyetliler. Bu tabii büyük bir eksiklik.
Ayrıca Kamran'a kafam girsin, romanın en kötü tarafı Kamran zaten.
edit: Eklemeden geçmek istemedim; Zeyniler köyü tasviri Türk edebiyatındaki en başarılı gotik tasvirlerdendir bence.
Öncelikle ikinciden başlayayım. Doğrusu aşk ifadeleri şimdiki genç kızlardan farklı değil. Önemli bir ayrılık sonrası bugünkü ergenin de aynı şeyleri aynı ruh durumuyla yazdığını görebilirsiniz. "Eh ayrıldın sus artık" tepkisi bugün de o kıza verilir. Ama bu Feride'nin saçmalığını göstermez. Tam tersine bence burada güçlü bir tahlil var genç kız ruhuna dair. Bir de o zamankilerin daha naif olduğunu da eklemek gerekiyor.
Birincisine gelirsek; yine dönemi iyi tahlil etmek lazım. O zamanlar dame de sion'dan çıkan kızların nazlı ılıcak gibi her devrin kadını olmaları değil evin süsü olmaları bekleniyordu. Yani Feride'nin o acısı paylaşılan sofralardaki durumu aslında kaçaklığına dair. Acı verici bir şeylerden kaçtığı belli, zira orada olmaması gerekiyordu. Hani iyi de bir kız, marazi aşk acısı var, iyi huylu, saf falan. Tam ideal özellikler kadın için işte teorik olarak. Ayrıca posta koyması ama bunu da öğretmenlik gibi yine kadınsı bir şekilde koyması da güzel. Kadınların evden çıkması lazım yavaş yavaş dönem itibariyle ama bunu zarfiçe yapmaları lazım, bu da bunun örneği. Karşısına çıkacak insanlar da siyah ve beyazlar malesefi ki bu da romanın eksik yönlerinden. Ya onun gibi duygulu, nazik erkekler ya da adını hatırlamadığım evinde parti yapılan mahdum ve oradaki kadın gibi uç kötü niyetliler. Bu tabii büyük bir eksiklik.
Ayrıca Kamran'a kafam girsin, romanın en kötü tarafı Kamran zaten.
edit: Eklemeden geçmek istemedim; Zeyniler köyü tasviri Türk edebiyatındaki en başarılı gotik tasvirlerdendir bence.
0
(bence) o acıma/değer verme şeysi; İstanbullu, genç, güzel, kolej mezunu bir kızın gelip anadolunun ücra bi köşesinde öğretmenlik yapabilmesi için ya manyak (ki deli olmadığını görüyorlar) ya da çook derin bir acı filan yaşamış olması lazım yoksa neden gelsin buralara kafasını yaşadıklarından.
0
goddar
şimdi benim bir adet word dosyam var. bu dosya 80-90 sayfalık. arada bir kırmızı renkli ve bold kelimeler var. ben bunların hepsini birden siyah renkli ve normal kalınlıkta yapmak istiyorum. yardımcı olun kurban olayım
şimdi benim bir adet word dosyam var. bu dosya 80-90 sayfalık. arada bir kırmızı renkli ve bold kelimeler var. ben bunların hepsini birden siyah renkli ve normal kalınlıkta yapmak istiyorum. yardımcı olun kurban olayım
0
tam olarak denemedim ama en azından bu şekilde yapınca olacak gibi duruyor.
giriş> değiştir> biçim> yazı tipi burdan kırmızı ve bold seçeneğini ayarlıyorsun.
aranan kısmı bu şekilde hallediliyor ama yeni değeri nasıl vereceğimizi tam çözemedim. oraları kurcala işte :)
giriş> değiştir> biçim> yazı tipi burdan kırmızı ve bold seçeneğini ayarlıyorsun.
aranan kısmı bu şekilde hallediliyor ama yeni değeri nasıl vereceğimizi tam çözemedim. oraları kurcala işte :)
0
find what dediği yerde >format>font> font style bold> font color red seçip
yine
find what dediği yerde special > any letter
dersen tüm kırmızı bold harfleri bulur
replace için de
replace with dediği yerde format > black, regular
special dediği yerde "find what text" deyince oluyor
olması lazım değil yani ben sürekli kullnıyorum böyle şeyleri, oluyor :)
yine
find what dediği yerde special > any letter
dersen tüm kırmızı bold harfleri bulur
replace için de
replace with dediği yerde format > black, regular
special dediği yerde "find what text" deyince oluyor
olması lazım değil yani ben sürekli kullnıyorum böyle şeyleri, oluyor :)
0
tarıkbinziyad
sorum sözlükteki kadınlara1)eş adayınız size açık açık evlendikten sonra ailemle birlikte yaşayacağız onlar vefat edene kadar,sende bende onlara bakmakla yükümlüyüz dedi.2)eşiniz dışişlerinde veya o tarz bir yerde çalışıyor.yılın belirli dönemi yurtdışında olması gerekiyor 6 ay onun yanında kalacaks
sorum sözlükteki kadınlara
1)eş adayınız size açık açık evlendikten sonra ailemle birlikte yaşayacağız onlar vefat edene kadar,sende bende onlara bakmakla yükümlüyüz dedi.
2)eşiniz dışişlerinde veya o tarz bir yerde çalışıyor.yılın belirli dönemi yurtdışında olması gerekiyor 6 ay onun yanında kalacaksınız,6 ay çoluğun çocuğunla beraber eşinin ailesi ile birlikte yaşayacaksınız
bu koşullara tepkiniz ne olur
1)eş adayınız size açık açık evlendikten sonra ailemle birlikte yaşayacağız onlar vefat edene kadar,sende bende onlara bakmakla yükümlüyüz dedi.
2)eşiniz dışişlerinde veya o tarz bir yerde çalışıyor.yılın belirli dönemi yurtdışında olması gerekiyor 6 ay onun yanında kalacaksınız,6 ay çoluğun çocuğunla beraber eşinin ailesi ile birlikte yaşayacaksınız
bu koşullara tepkiniz ne olur
0
Esimin ailesiyle aram iyiyse ve onlarin bakimi icin kendimden odun vermem gerekmiyorsa kabul ederdim ben.
0
1) dinen adam yükümlü de gelin yükümlü değil. sosyal açıdan da bu yükümlülük sökmüyor artık. bir sürü başka alternatif varken bu neyin nesi?
2) yurtdışında yaşamakla alakalı filan bi sorunum olmaz ya da lüks, konforlu, geniş ev vb. zaten aramıyorum ama çoluk çocuk olduktan sonra nasıl yaşayacaz 6 ay 6 ay bu çocuklar nerde okuyacak, nasıl kültür manyağı olmayacak, terbiye edilecek?
çocuklar büyüyene kadar ülke ülke de gazebilirim sorun deil ama biraz büyüdükten sonra bir yeri seçer kalırım mümkünatı varsa gidilir gelinir. her türlü ailesiyle birlikte kalmam ama gözü arkada kalmasın diye yakın bi yerde oturup ilgilenebilirim. benden bu kadar çalışır.
2) yurtdışında yaşamakla alakalı filan bi sorunum olmaz ya da lüks, konforlu, geniş ev vb. zaten aramıyorum ama çoluk çocuk olduktan sonra nasıl yaşayacaz 6 ay 6 ay bu çocuklar nerde okuyacak, nasıl kültür manyağı olmayacak, terbiye edilecek?
çocuklar büyüyene kadar ülke ülke de gazebilirim sorun deil ama biraz büyüdükten sonra bir yeri seçer kalırım mümkünatı varsa gidilir gelinir. her türlü ailesiyle birlikte kalmam ama gözü arkada kalmasın diye yakın bi yerde oturup ilgilenebilirim. benden bu kadar çalışır.
0
@fitifiti
adam keyfi olarak sizi bırakmıyor,ekmeğinin peşinde..görev icabı ayrısınız.
ama her fırsatta ya o türkiyeye geliyor ya da seni yanına alıyor
?
adam keyfi olarak sizi bırakmıyor,ekmeğinin peşinde..görev icabı ayrısınız.
ama her fırsatta ya o türkiyeye geliyor ya da seni yanına alıyor
?
0
şaşırttınız la beni
nerde o ben bilmem beyim bilir kadınları,analar,cefakar analarımız?
nerde o ben bilmem beyim bilir kadınları,analar,cefakar analarımız?
0
@fitifiti
ben erkek olarak asla kadınım çalışırken evde oturmam
kadının çalışmasına mental olarak karşı olmakla beraber çok katı değilim eğer iç güveysi almak istiyorsa biri beni anası babası ile beraber kalacaksam benim anam babamda orda olmalı.o şekilde sorun olmaz
ben erkek olarak asla kadınım çalışırken evde oturmam
kadının çalışmasına mental olarak karşı olmakla beraber çok katı değilim eğer iç güveysi almak istiyorsa biri beni anası babası ile beraber kalacaksam benim anam babamda orda olmalı.o şekilde sorun olmaz
0
kaynana kayınbaba ile yaşama fikrine niye bu kadar karşısınız?
seni sayıyorlar,seviyorlar..e yani?zorunuz ne yani?evin fiziksel koşullarının da yerinde olduğunu varsayalım 2 3 katlı müstakil bir ev diyelim..
derdiniz ne la?siz hangi ara bu kadar acımasız oldunuz?
seni sayıyorlar,seviyorlar..e yani?zorunuz ne yani?evin fiziksel koşullarının da yerinde olduğunu varsayalım 2 3 katlı müstakil bir ev diyelim..
derdiniz ne la?siz hangi ara bu kadar acımasız oldunuz?
0
benim annemle babama da bakacak mıyız? yoksa onlar fasulyeden mi oluyor?
bu kafadaki bi insanla zaten evlenmem. ama ağır bi hastalık filan varsa bakılır, o problem değil.
bu kafadaki bi insanla zaten evlenmem. ama ağır bi hastalık filan varsa bakılır, o problem değil.
0
@trumanshow
er kişiyim ben
adamım ulan adam :)
@rock n roll
beyin öyle istiyor?
er kişiyim ben
adamım ulan adam :)
@rock n roll
beyin öyle istiyor?
0
ben kendi ailemle bile yaşamak istemiyorum elin adamının ailesini napiyim :D
0
durum çok sıkıntılı vallahi..
hep bizim erkekimsilerin gavatlığı sizi böyle canavarlaştırdı :)
şaka bir yana şerefsizim şaşırdım..ağırlıklı olarak karşı çıkılacağını tahmin ediyordum ama bu kadar ezici bir çokluğu düşünmemiştim
hep bizim erkekimsilerin gavatlığı sizi böyle canavarlaştırdı :)
şaka bir yana şerefsizim şaşırdım..ağırlıklı olarak karşı çıkılacağını tahmin ediyordum ama bu kadar ezici bir çokluğu düşünmemiştim
0
@tarıkbinziyad
orada hastalık gibi mantıklı bir sebep yokken ailesiyle yaşamamızı isteyen kafa.
atalarımız bile demiş: "ev ev üstüne olmaz." bunun sevişmesi var, içmesi sıçması var, eve arkadaş gelmesi var. aboo, düşündükçe iyice saçma gelmeye başladı.
sence bir kadın, sırf "beyi" istiyor diye bir şeyleri kabul mu etmeli? senin evlilikten anladığın bu mu?
orada hastalık gibi mantıklı bir sebep yokken ailesiyle yaşamamızı isteyen kafa.
atalarımız bile demiş: "ev ev üstüne olmaz." bunun sevişmesi var, içmesi sıçması var, eve arkadaş gelmesi var. aboo, düşündükçe iyice saçma gelmeye başladı.
sence bir kadın, sırf "beyi" istiyor diye bir şeyleri kabul mu etmeli? senin evlilikten anladığın bu mu?
0
uzman doktor bir arkadaşım eşinin anne-babasıyla birlikte yaşıyor
zira uzmanlık sonrası zorunlu hizmeti alakasız bir şehre çıktı küçük bir oğlu var kızı daha yeni doğdu hem gebeliği riskliydi hem oğluna bakacak kimse yoktu o şehirde.
kendi anne babası değil eşinin anne babası geldi
bunlar anadolunun küçük bir ilinde yaşayan, AKP seçmeni, milliyetçi- muhafazakar insanlar. kız onlara mecbur onlar kıza değil ama yine de ne kadar sıkıldığını ne kadar zor olduğunu bi de ondan duymanızı isterdim.
tam tersi ideolojik yapıda ve ateist bir gelin- kyanan/kaynata birlikte yaşaması da biliyorum aynı hazin son o kadar ki kız en sonunda boşandı...
ezcümle 21. yüzyıldayız ne yemek pişirecez, mayonez mi ketçap mı sıkıcaz, ne müzik dnleyecez, ayaklarımızı oturup pijamamızla mı oturacaz, gibi gibi şeylerde hür büyümüş kadınlarız
ben bırak eşimin anne-babasını kendi annem babamla oturmuyorum ayrı evimdeyim bekar halimle...
işte tüm bunlardan dolayı olmaz o dediğin.
zira uzmanlık sonrası zorunlu hizmeti alakasız bir şehre çıktı küçük bir oğlu var kızı daha yeni doğdu hem gebeliği riskliydi hem oğluna bakacak kimse yoktu o şehirde.
kendi anne babası değil eşinin anne babası geldi
bunlar anadolunun küçük bir ilinde yaşayan, AKP seçmeni, milliyetçi- muhafazakar insanlar. kız onlara mecbur onlar kıza değil ama yine de ne kadar sıkıldığını ne kadar zor olduğunu bi de ondan duymanızı isterdim.
tam tersi ideolojik yapıda ve ateist bir gelin- kyanan/kaynata birlikte yaşaması da biliyorum aynı hazin son o kadar ki kız en sonunda boşandı...
ezcümle 21. yüzyıldayız ne yemek pişirecez, mayonez mi ketçap mı sıkıcaz, ne müzik dnleyecez, ayaklarımızı oturup pijamamızla mı oturacaz, gibi gibi şeylerde hür büyümüş kadınlarız
ben bırak eşimin anne-babasını kendi annem babamla oturmuyorum ayrı evimdeyim bekar halimle...
işte tüm bunlardan dolayı olmaz o dediğin.
0
ailene maddi destek verelim ama evimiz ayrı olsun derim.
sonuçta ailesi, açta açıkta bırakacak halimiz yok. tabii ki bakacağız ama bu aynı evin çatısı altında olmak zorunda değil.
sonuçta ailesi, açta açıkta bırakacak halimiz yok. tabii ki bakacağız ama bu aynı evin çatısı altında olmak zorunda değil.
0
@inawen
baştan söyledim evin fiziksel şartları kişisel bağımsızlığı sağlamakta sorun çıkarmıyor..
o kafanın ürettiği yapı şu;ev dediğin kalabalık olur,ana baba yalnız bırakılmaz,torun torba çoluk çocuk birlikte yaşanır
baştan söyledim evin fiziksel şartları kişisel bağımsızlığı sağlamakta sorun çıkarmıyor..
o kafanın ürettiği yapı şu;ev dediğin kalabalık olur,ana baba yalnız bırakılmaz,torun torba çoluk çocuk birlikte yaşanır
0
@tarıkbinziyad
şu devre göre fazla romantik bir hayal. köyden gözü açılmamış kız getirirsen olur ancak. onunla da kafan uyuşur mu bilinmez. çalışan, okumuş, aklı başında kadınların pek yanaşacağı bir değil.
şu devre göre fazla romantik bir hayal. köyden gözü açılmamış kız getirirsen olur ancak. onunla da kafan uyuşur mu bilinmez. çalışan, okumuş, aklı başında kadınların pek yanaşacağı bir değil.
0
tarık'çım babanne-dede evinde 3 gelinle kendim 5 kardeşle büyüdüm ben
bişey biliyoruz da konuşuyoruz hoş eskiden de olmuyordu da artık asla olmaz o düzen...
bişey biliyoruz da konuşuyoruz hoş eskiden de olmuyordu da artık asla olmaz o düzen...
0
Canım sen eş demişsin ama yaşlı bakıcısı arıyorsun. Seninkiler olsun öyle evlenelim biz derdim ben olsam
sert mi oldu?
sert mi oldu?
0
iyi katılan herkese teşekkür ederim
dünya ahiret bacımsınız,bu fikir yapısı ile zaten size yan gözle bakamam :)
dünya ahiret bacımsınız,bu fikir yapısı ile zaten size yan gözle bakamam :)
0
kocamla fantezi yapmak istesem nolacak? bir taraftan annesi, bir taraftan babası belirecek.
0
@gibsonrules
inan beraber olsak,ben ben sen ise sen olsan o lafı kullanmayı aklından geçirmeye bile korkardın ya ne düşündüğümü hissederse diye
:)
inan beraber olsak,ben ben sen ise sen olsan o lafı kullanmayı aklından geçirmeye bile korkardın ya ne düşündüğümü hissederse diye
:)
0
@rock n roll
la yüz kere dedik sana ev geniş
1000 metrekare,havuzlu 3 katlı ev mesela.
amk her odada illaki sevişecem diye bir fantazide olmaz herhalde :)
la yüz kere dedik sana ev geniş
1000 metrekare,havuzlu 3 katlı ev mesela.
amk her odada illaki sevişecem diye bir fantazide olmaz herhalde :)
0
Dedigini bastan kabul eden ya geleneginde goreneginde bu vardir kabul eder ya da caresizlikten.kiz bakacaksa kendi anasina babasina bakar niye gelip ustune senin yukunu cekecek.ne vaadediyorsun ona,sen gel ben 6 ayda bi ugrarim,ben yokken de sen burda bekleyeceksin,bise oldumu bana acip haber verecen.
Ya seni simdiden cok seven vazgecmeyecek birisine yapacaksin bu teklifi ya da validehanim koye bi haber salacak,kim var kim yok bi bakinacak.hayirlisi budur.
Ya seni simdiden cok seven vazgecmeyecek birisine yapacaksin bu teklifi ya da validehanim koye bi haber salacak,kim var kim yok bi bakinacak.hayirlisi budur.
0
Kendinden odun vermekten kastim, yani aile cok yasliysa eli ayagi tutmuyorsa ve sizin bir sosyal hayatiniz, kariyeriniz varsa ama onlara bakmak icin bunlardan vazgececek olmaniz. Ama kendi hallerinde yasiyorlar ve sizi uzmuyorlarsa ben kabul ederdim.
0
@cometome
zaten birlikte yaşamanın asıl amacı o zor duruma düştüğünde yardımcı olmak değil mi?
yapma kuzum diğer arkadaşlar direk istemem diyerek bile daha mantıklı bir duruş gösterdiler senin söylediğin beraber güler,gezer,eğleniriz ama elden ayaktan düşerlerse benden pas diyorsun :)
zaten birlikte yaşamanın asıl amacı o zor duruma düştüğünde yardımcı olmak değil mi?
yapma kuzum diğer arkadaşlar direk istemem diyerek bile daha mantıklı bir duruş gösterdiler senin söylediğin beraber güler,gezer,eğleniriz ama elden ayaktan düşerlerse benden pas diyorsun :)
0
Hayir tabiki onu demiyorum :) elden ayaktan dusseler ben yine bakarim, ama bir isim kariyerim varsa ve esimde isi birak butun gun onlara bak diyorsa onu kabul etmem. Umarim bu sefer anlatabilmisimdir.
Ve bu arada kabul eden gelenek ve caresizlik vb sebeplerindendir diyenler icin, kabul ederim diyen biri olarakta sunu soylemeliyim ki ne geleneklerimde aile ile beraber yasamak vardir ne de caresizlik olarak gorurum bu durumu. Evleniyorsam seviyorumdur ve evlilik beraberinde fedakarlik getirir. Ve sadece evlilik acisindan degil, esimin ailesi esime muhtacsa boyle bir durumda kimseyi tek basina birakmayi gonlum el vermez (size vicdansizsiniz demiyorum) ama dedigim gibi kendimi cok geri plana atmam gerekiyorsa da kabul etmem.
Ve bu arada kabul eden gelenek ve caresizlik vb sebeplerindendir diyenler icin, kabul ederim diyen biri olarakta sunu soylemeliyim ki ne geleneklerimde aile ile beraber yasamak vardir ne de caresizlik olarak gorurum bu durumu. Evleniyorsam seviyorumdur ve evlilik beraberinde fedakarlik getirir. Ve sadece evlilik acisindan degil, esimin ailesi esime muhtacsa boyle bir durumda kimseyi tek basina birakmayi gonlum el vermez (size vicdansizsiniz demiyorum) ama dedigim gibi kendimi cok geri plana atmam gerekiyorsa da kabul etmem.
0
@cometome
eyt allahına kurban :)
la senin fikir yapın iyide içimden bir his öküzün biri çıkacak karşına diyor bilesin :)
eyt allahına kurban :)
la senin fikir yapın iyide içimden bir his öküzün biri çıkacak karşına diyor bilesin :)
0
Mobildeyim kusura bakmayin editleyemiyorum, mesajinizi simdi okudum, kafa yapisi hep beraber kalabalik yasayalimmis, o zaman mecburi bir durum yok yani aile bizsizde yasayabiliyor o zaman kabul etmezdim.
0
@cometome
bende öyleyse editleyip tüm övgülerimi geri aldım senin adına
sen o öküzü hak ettin ciciş :)
bende öyleyse editleyip tüm övgülerimi geri aldım senin adına
sen o öküzü hak ettin ciciş :)
0
@tarik hahahaha ben biraz okuz biraz hasin severim dogruyu soylemek gerekirse :)))
0
Aynı dairede yaşamayı kabul etmem. Aynı apartmanda farklı katlarda olabiliriz ama arada başka bir kat daha olması koşuluyla. Öyle aylarca ayrı da kalamam, bizim de ihtiyaçlarımız var :)
'Küreselleşen dünyada türkiye kadınlarının geniş aile olgusuna yönelik tutumları' konulu tez filan hazırlansa buradan iyi analiz çıkar ha
'Küreselleşen dünyada türkiye kadınlarının geniş aile olgusuna yönelik tutumları' konulu tez filan hazırlansa buradan iyi analiz çıkar ha
0
